Multi: Sanem
Çağatay'dan...
Elimde ki taşı da denize doğru fırlatıp sekişini izledim. Oğuz yanıma gelip "Hayırdır başkan,?" diye sordu."Yok bir şey!"
Oğuz gülüp "Benden kaçmaz dokul, " dedi. Elimdeki son taşı da denize atıp yanına gittim ve banka oturdum. Oğuz bir elini banka dayayıp "Söz de tatile geldik ama senin tatil havan hiç yok, bir şey mi oldu," diye sordu.
Elimi cebime koyup denize bakarken "Sanem..." dedim. Oğuz gülüp "Ha,o iş diyon. Ne diyim kardeşim ya, bunca yıl ara, bulduğun da ise başkasıyla bul. Kötü son valla!" dedi.
Sanem benim çocukluk aşkım dı,hatta tek aşkım. O gittikten sonra buyunce kendime onu bulacağıma ve ona aşık olduğumu söyleyeceğime soz vermiştim ama şimdi bu hic mümkün değildi. Onun sevgilisi vardı ve ona nasıl baktığını görmüştüm. Sanem o çocuğa gerçekten aşıktı. Buna asla müdahale edemezdim.
"Aynen, kötü son. Yapacak birşey yok!"
"Deli gibi aşıksın o kıza dimi?"
"Hemde ne deli! Bir kere olsun bile ondan vazgeçmedim. Ama şimdi... Vazgeçmek en iyisi."
Oğuz omuzuma vurarak "Bizde sana başkasını buluruz be, ki biri var," deyince kaşlarımı çatıp ona döndüm. "Kimmiş?"
Oğuz göz devirerek "Eda'nın sana aşık olduğunu görmeyen kalmadı. Boşa salaga yatma," deyince bu sefer ben göz devirdim. "Saçmalama Oğuz, sende biliyorsun ki asla böyle bir şey olmayacak. Gerekirse Sanem'i severek yaşamıma devam ederim yine de Eda ile bir ilişkiye girmem," dedim kesin bir dille.
Eda... Değişik bir kızdı. Egolu, genellikle insanları küçük gören, fazla hırslı ve en önemlisi kötü bir insandı. Ben böyle bir kişiyle asla ilişkiye giremezdim.
"Peki ama Sanem şu an karşına çıkmasaydı hiç mi şansı yoktu?"
"Hmm... Belki ama çok az bir ihtimal."
Eda'dan...
Sinirle otele doğru yürüdüm. Sanem... Ne sanem miş, bak sen! Elimdeki küçük şansı da yok etti. Peki ben bunu Eda Kor olarak ödetmez miyim? Ödetirim!
Çok fazla sinirli olduğum içinbir kenara geçip sakinlesmeye çalıştım. Oğuzve Çağatay'ın konuşmalarını duymuştum. Ondan dolayı sinirliydim. Çağatay'ın dedikleri beynimde yankılanıyor du.
Saçmalama Oğuz, sende biliyorsun ki asla böyle bir şey olmayacak. Gerekirse Sanem'i severek yaşamıma devam ederim yine de Eda ile bir ilişkiye girmem
Yıllardır onu seviyordum, tam bir şansım oldu derken o kız çıktı ortaya; Sanem. O zaman bana da cezasını kesmek kaldı.
"Ya Barın ya!"
Duyduğum sesle bakışlarımı karşıya çevirdim. Sanem gülerek Barın ile bir şeyler konuşuyordu.
Kollarımı önümde bağlarken gözlerimi kısarak onlara baktım. Sanem gayet mutluydu ve bunu Barın'a borcluydu. Onu çok sevdiği belli oluyordu.
Sinsice gülümseyip "E bana da onu elinden almak düşer," dedim kendime.
Sanem'den...
Barın beni odaya sokup sinirle kukremeye başladı. "Kızım on defa mı diycem, giyme şöyle şeyler, deli oluyorum!"
Yine şort giymistim ve Barın yine sinirlenmisti. "Barın bu sıcakta palto mu giyeyim ya, tatile geldik hem!"
Barın belimden tutup beni kendine çekti. Ellerim omuzlarına giderken o yanağımı avcunun içine aldı. "Niye anlamıyor sun kızım ya? Başkasının seni görmesine zor katlanirken sen kısacık şeyler giyip ortalıkta dolaniyorsun. Bak hiç giyemezsin demiyorum. Yanımda, odamız da giy hevesini al ama dışarda asla!"
"Çok sağ ol ya, buna izin verdiğin için," deyip göz devirdim. "Sanem sinirimi bozma benim, bozusucagiz yoksa!"
Ben ona 'Yav he, he' bakışı atarken o üzerime eğildi. Tam dudaklarımdan opecekken odanın kapısı çalındı. "Zamanlamanizi sikeyim," diye söylenen Barın'a gülüp ondan ayrıldım ve kapıyı açtım. Karşımda kıvırcığı görünce gulumsedim.
"Kıvırcık?"
Barın yanıma gelip elini belime koydu. Kendince beni sahipleniyordu Beyfendi!
Barın "Merhaba Çağatay," deyip elini uzattı. Çağatay elini sıkıp "Merhaba," dedi.
"Hayırdır, sen buralara gelir miydin?" diye sorunca gülümseyip "Öncelikle doğum günün kutlu olsun uyuz, daha doğrusu dun ki doğum günün," deyince "O ha unutmamissin," deyip ona sarilacakken Barın beni sıkı sıkı tuttu. Ona sinirle bakarken Çağatay "Unutmadım, unutmam da," dedi.
"Şey için gelmiştim. Akşam senin için bir doğum günü partisi düzenleyeceğiz, doğum gününe gelirsin de mi?"
"Evet." "Hayır!"
Çağatay şaşkınlıkla ikimize bakarken Barin'a dönüp "Emin ol geleceğiz," dedim tekrardan Çağatay'a dönerek. Çağatay gülümseyip "O zaman şimdilik ben kaçar," deyip vedalasip gitti.Barın kapıyı kapatırken "Hiçbir yere gitmiyorsun!" dedi kesin bir dille. Omuz silkerek "Bana ne ya, gideceğim! Benim için o doğum günü! Istersen sen gelme!" dedim.
"Seni yalnız göndereceğimi falan düşünüyorsan, unut güzelim o doğum günü partisini."
Yanına gidip sarılarak "O zaman gidiyoruz," dedim. Elini belime koyup sarilirken "Bir şartla," dedi. Ondan ayrılıp "Ne," dedim.
Sırıtıp beni duvar ile kendi arasında sıkıştırıp "Doya doya opecegim seni, şimdi," dedi. Gülümseyip yüzünü avuçlarımın arasına aldım. Dudaklarimiz arasında küçücük bir mesafe kalırken kapı tekrardan çalındı.
Ben gülerken Barın küfür etmeye başladı. Hemen gidip kapıyı açtım. Tabi ki karşımda Eda ve Pelin'i beklemiyordum.
Eda gülümseyerek "Akşam parti var dediler, bizde kuaföre gitmeden olmaz dedik. Giderken seni de alalım dedik," deyip gülümsedi. Bu kızı hiç sevmedim!
Pelin "Hadi Sanem bu parti senin için, çabucak hazırlanmaya başlaman gerekiyor," deyince ona gulumsedim. "Tamam çantamı alıp geliyorum hemen," deyip arkamı dönünce tek kaşı havada bir Barın ile karşılaştım.
Kızlara dönüp "Siz aşağı inin ben geliyorum," dedim. Iki si de beni onaylayıp gittiler. Barın'a dönüp "Lütfen gideyim! Lütfen, lütfen,lütfen..." diye yalvardim.
Barın birden beni duvara yaslayip dudaklarıma yapıştı. Ellerimi boynuna koyup karşılık verdim. Bir süre sonra ayrılıp "Bunun bedelini gece ödeyeceksin," deyince gülümseyip sarildim.
"Teşekkür ederim..."
"Üzerini değiştir sonra git!"
Yanağına sulu bir öpücük bırakıp "Tamam," dedim.
Ve bir bölüm sonu daha. Normalde bölüm atmayacaktim ama dayanamadım.
Oy verenler bana yeter. Hayalet okuyucular hayalet olarak kalabilirler. Oy ve yorum atan herkese de teşekkür ediyorum. Sizin için yazıyorum zaten.
Oy sınırı yok. Yakın zamanda yeni bölüm gelir. bbbbbn