*Önemli bir duyuru*
*Arkadaşlar okuyup oy vermiyorsunuz benimde yazma isteğim kaçıyor. Lütfen oy verrin.*Tabiki de babamı karşımda beklemiyordum. Çantamı kenara koyup "Ne işin var burada?" Diye sordum. Babam ellerini cebine koyarak "Seni bırakan çocuk kim di?" Diye sordu.
"Benim bir ark- Bir dakika ya! Sen bana bir de gelmiş hesap mı soruyorsun? Ne hakla ya, ne hakla! Yıllarca yalan söyledin bana. Annem olmayan birine 22 yıl boyunca anne dememe göz yumdun sen. Ki o kadın bir kere olsun bana annelik yapmadı. Aynı senin babalık yapmayıp olanlara göz yumdugun gibi!"
Babam bana doğru yaklaşarak "Beni dinlemen gerek kızım," desede bağırarak "Yaklaşma bana!" Dedim. Babam! Ellerini havaya kaldırarak "Tamam kızım, sakin ol," dedi.
Gözlerimde ki yaşlar firar ederken Babam "Biliyorum söylemedim, söylemem gerekiyordu ama seni düşündüm. Psikolojik sorunlara yol açmasını istemedim. Lütfen an-" söylese de elimi havaya kaldırarak onu susturdum. "Hiçbir şey duymak istemiyorum!"
Babam tamam anlamında başını salladı. "Bak kızım iki hafta sonra yurt dışına çıkacağım ve seninde benimle gelmeni istiyorum. Hem belki bana olan kızgınlığın geçer."
"Ya sen ne saçmalıyorsun! Gerçekten geleceğimi falan mı düşünüyorsun!"
Babam suyuma gitmeyi bırakıp eski iş adamı haline büründü. "İki hafta sonra seni buradan aldiririm," deyince şaşkınca ona baktım? Yine başlamıştı isteklerini gerçekleştirmek için neer şeyi yapmaaya.
"gelmeyeceğim!"
Babam kapıya doğru ilerlerken "Sanem sende biliyorsun ki, ben bir şey istedim mi, onu kimse engelleyemez!" deyip evden çıktı. Neden herkesin babası yumuşakken benim ki taş gibi. Şirketi yönettiği gibi beni yönetiyordu ama bilmiyor du ki kararlılığım ona çekmiş.
Barın'dan...
Trafik lambası nda dururken koltuğun üzerindeki telefon dikkatimi çekti. Ah, Sanem! Telefonunu unutmuştu. Neyse yanına gitmem çin bir bahane olurdu bari.
Hemen u dönüşü yapıp evine doğru sürmeye başladım. İki gündür yaşadıklarımızı iki yıldır hayal ediyordum. Onu ilk gördüğümden beri çok seviyorum ve bırakmaya da hiç niyetim yoktu. O benimdi ve benim olarak kalacaktı.
Kapının önüne geldiğim de telefonu cebime atıp arabadan indim. Evin önündeki başka bir araç dikkatimi çekti. Şoför koltuğunda bir adam oturuyordu ve telefonu ile oynuyordu. Bir süre sonra Sanem'in evinden orta yaşlarda bir adam çıktı. Bu babasıydı!
Arabasına yönelmeden önce beni fark etti ve kaşları çatılmış şekilde bir bakış attı. Sınırlıydı sanki. Hemen arabaya binip uzaklaştı.
Seri adımlarla Sanem'in evine yöneldim. Kapıyı çalıp açmasını bekledim. Tabiki de kapıyı salya sümük ağlayan bir Sanem beklemiyordum.
"Barın?"
Hemen arkamdan kapıyı kapatıp ona döndüm. Yüzünü avucumun içine alıp "Neden ağlıyorsun sevgilim?" Dedim ama o cevap vermek yerine ağladı.