"Bak Ba-" desem de dinlemeden Pelin'e döndü. Yüksek sesle "Çık dışarı!" Dedi.
Pelin gülümseyip "Tabi, siz-" demeye kalamadan Barın sesini daha çok yükselterek "Konuş demedim çık dışarı dedim," deyince Pelin'in yüzü düştü ve direkt dışarı çıktı. Oh olsun!
Barın üzerime doğru sinirle gelince yutkundum. Yumruğunu sıkarak ağzını açtı ama eliyle yüzünü sıvazladı. Tekrardan bana dönüp "Tek bir soru ve tek bir cevap. Evet ya da hayır!" deyince "Bak ama..." dedim ama lafımı keserek "Evet yada Hayır," dedi kesin bir dille.
Başımla onayladığımda "Doğru mu?" diye sordu sesini alçak tutmaya çalışarak. Gözlerinin içine baktım sadece. Onu kaybetmek istemiyordum.
Gözlerim dolarken bana bir adım yaklaşarak "Cevap ver," dedi. Yutkunabildim sadece. İçimden lütfen biri beni kurtarsın, ya da Barın beni anlasın diye diledim.
Barın aramızda kısa bir mesafe bırakıp "Cevap ver!" diye sesini daha yükseltti. "Eğer vazgeçmeseydin gidecek miydin? Herşeyi geri de bırakıp gidecek miydin? Ne hissettiğimi umursamadan çekip gidecek miydin? Haber vermeden, bir açıklama yapmaya bile değer görmeden çekip gidecek miydin? Sanem susma bana cevap ver!"
Göz yaşlarım akmaya başlarken "Açıklama yapmama izin ver lütfen, gerçekten açıklayabilirim," dedim ama Barın kafasını hayır anlamında sallayıp "Soruma cevap! Başka bir şey duymak istemiyorum! Gidecek miydin?" diye sordu.
Daha fazla diretmedim ve evet anlamında başımda salladım. Barın yüzünü sıvazlayarak arkasına döndü. Ona yaklaşmak istedim ama sinirleneceğini bildiğim için yanına gidemedim. Yerimde sadece sessizce göz yaşlarımı döktüm. Lütfen beni anla Barın.
Barın kısa bir süre sonra bana dönüp "Açıkla," deyince gülümseyip göz yaşlarımı sildim.
"Hatırlıyor musun, babam gelmişti evime ve bende ağlıyordum," dedim o günü hatırlatmaya çalışarak. Başıyla onayladığın da devam ettim.
"İşte babam onun ile yurt dışına gitmem için ısrar etti ve kabul etmezsem her yolu deneyeceğini söyledi. Bende kabul etmek zorunda kaldım. Tatilden sonra gidecektim ama babam doğum günüm de artık gitmem için ısrar etmeyeceğini söyledi. Sana söyleyemedim çünkü seni kırmak istemedim. Senle vedalaşırsam gidemeyeceğimi biliyordum ondan dol-"
"Sende bir açıklama yapmayım ne hali varsa görsün deyip gitmeyi düşündün."
Hayır anlamında başımı salladım. Barın elini saçlarını daldırıp duvara doğru gitti ve birden duvara bir yumruk geçirdi. Gözlerim dolarken yanına koştum. "Ba-barın!"
Elini tutacakken geriye doğru gitti. "Yani baban gelmene gerek yok deseydi gidecektin. Hemde sana bu kadar alışmışken. Seni ne kadar sevdiğimi bile bile!"
"Barın yanlış anlıyorsun," dedim ama o hayır anlamında başını sallayıp "Yo, Yo ben çok iyi anladım," dedi.
Kapıya doğru yönelince kolundan tuttum ama kolunu benden kurtarıp "Ben gidiyorum ama peşimden gelmiyorsun. Kafamı toparlayacağım, zaman ver bana," deyip çıkıp gitti.
Zor tuttuğum hıçkırığımı bıraktım. Yaşlarım dudaklarıma değince sildim.