Gözlerim hafif aralanırken karşımda duran adan bakış açıma girdi. Birden alnımda oluşan ağrı ile yüzüm buruştu. Karşımdaki adam gözlerimi açıp kapatarak "Sanem hanım, beni duyuyor musunuz?" diye sordu. Zorda olsa başımı evet anlamında salladım.
Gözlerimi iyice bakıp nerede olduğumu anlamaya çalıştım. Odamdaydım ve Çağatay, Pelin, Eda ve Oğuz'da buradaydılar ama Barın yoktu. Doktor olduğuna kanaat getirdiğim adama dönüp "Ne oldu?" diye sordum. En son hatırladığım şey; Barın ile havuzda olduğumuzdu.
Adam eşyalarını çantasına koyarken "Kafanızı çarptınız, bunun sonucunda da bayıldınız ama merak etmeyin bir şeyiniz yok. Çabucak toparlanmanız için bir kaç ilaç yazdım. Barın bey satın alıp gelince hemen kullanın," dedi
Adam odadan çıkarken Çağatay ve diğerleri başıma toplandı. "İyi misin? Nasıl hissediyorsun?" diye sordu Çağatay. Gülümseye çalışarak "İyiyim merak etmeyin," dedim. Pelin ağzında bir şeyler geveleyerek bana kötü bakışlar attı. Onu hiç takmayıp "Barın nerede?" diye sordum.
"Sanem?"
Kapıda duran Barın gülümseyerek elindeki poşeti kenara bırakıp yanıma geldi. Yüzümü avuçlarının içine alıp "İyi misin? Neden kalktın? Doktor nerde?" diye sordu peş peşe. Ellerimi ellerinin üzerine koyup "İyiyim merak etme," dedim.
Saçlarımı okşarken "Sana bir şey olacak diye ödüm koptu," dedi. Sesindeki endişe kendini belli ediyordu. "Sen yanımdayken mi?"
Barın gözlerini kaçırıp "Orada da yanındaydım ama sana zarar gelmesini engelleyemedim. Benim suçum," deyince bu sefer ben yüzünü avuçlarımın içine alıp kendime döndürdüm. "İkimizde senin suçun olmadığını biliyoruz, boşa hem kendini hem beni üzme!"
Eda ellerini yanaklarına koyarak "Ya siz çok tatlısınız ama," deyince bende Barın da gülümsedik. Oğuz "Geçmiş olsun Sanem," deyince başımı salladım. Barın bana dönüp "Doktor nerede? Bir bende konuşayım" dedi. Göz devirip "Gerek yok," desem de o çoktan ayağa kalkmıştı.
Saçlarımdan öpüp "Ben bir doktor ile konuşup geleyim," deyip gitti. Oğuz kızlara dönüp "E bizde çıkalım hadi," dedi ve çıktılar. Odada sadece ben ve Çağatay kalmıştık. Uzandığım yere oturup "İyi olduğuna emin misin uyuz?" diye sordu. Göz devirip "Valla iyiyim, bak ateş bastı," deyip elimle kendimi serinletmeye çalıştım.
Çağatay parmağımdaki yüzüğü görünce "Hayırlı olsun," dedi ama sesi çok fazla çıkmamıştı. Gülümseyerek parmağıma baktım. "Teşekkür ederim," dedim. Çağatay gözlerimin içine bakarak "Gerçekten seviyor musun onu?" dedi.
Yüzük olan elimi kalbimin üzerine koyarak "Hem de hiç kimseyi sevmediğim kadar," dedim. Çağatay başını anladım derecesinde sallayıp bakışlarını benden çekti. Aklıma gelen şeyle ona dönüp "Biliyor musun az daha ondan vazgeçmek zorunda kalıyordum," dedim.
Bana dönüp "Neden?" diye sordu. "Babam, onun ile yurt dışına gelmem için ısrar etti. Eğer onla gitmezsem yapmayacağı şey kalmayacağını söyledi. Bende kabul etmek zorunda kalmıştım. Bu tatilden sonra Barın'a tek kelime etmeden ortadan kaybolacaktım ama babam kararından döndü."
"Hayırlısı olsun güzellik. Umarım pişman olmazsın!"
Elimdeki yüzüğe bakıp dokunurken "Olmam çünkü Barın gerçekten beni seviyor. Bende onu. Daha ne isterim ki!" dedim. "Nikah şahidim olur musun?"
Çağatay'ın gözleri kırmızılaşırken bakışlarını benden kaçırdı. Omzuna dokunup "İyi misin kıvırcık?" diye sordum. Çağatay bana dönüp birden bana sarıldı. Ne yapacağımı şaşırmıştım.
"Kıvırcık?"
"Bak uyuz, o çocuk seni üzerse ilk bana geleceksin! Söz mü!"
Benden ayrılıp omuzlarımdan sarstı. "Söz mü?"
Gülümseyip "Söz," dedim.
✨✨✨
Pelin'den...
Ses çıkarmadan kapının yanından uzaklaştım. Asansöre doğru giderken gülümsedim. Bakalım Barın olanları öğrenince ne tepki verecek. Sırılsıklam aşık olduğu kız ona hiçbir şey demeden gitmeyi düşünmüş, hadi bakalım Sanem hanım. Bakalım sevgilin buna ne diyecek?
✨✨✨
Bitti.
Biraz kısa oldu ama olsun.
Sorulara geçelim.
Bundan sonra ne olur sizce?
Barın bunu öğrenince tepki verecek sizce?
Heyecan ile beklyorum ben. Bir diğer bölümde görüşmek üzere.
Mutlu sonsuz mu? Mutlsuz sonsuz mu?