İlk oyun

664 25 11
                                    

"Yanlış anlamadım değil mi? Sizin arkadaşınız uyuşturucu satışı yaparken yakalandı ve sizde benim onu hapse girmekten kurtarma mı istiyorsunuz?"

Ofisin kapısını kapatıp çıkmak üzereyken gelen adam tüm dengemi alt üst etmişti. Benden imkansız bir şey istediğinin farkında değildi sanırım, üstelemeye devam ediyordu ve ben oldukça yorgundum.

"Evet avukat bu konu çok acil ne kadar isterseniz vereceğim siz yeter ki bu işi halledin."

Elimde onlarca dosyanın dolu olduğu çanta gittikçe ağırlaşıyordu, tutmakta zorlanıyordum. Bu adam ne diyordu böyle? Kaşlarımı kaldırıp yüzüme çarpık bir gülümseme yerleştirdim.

"Ne kadar istersem öyle mi?"

Adam kararlı ve telaşlıydı, başını sallayıp beni onaylamakla yetindi. Onu baştan aşağıya süzmeye başladım, paçası bileklerinden biten pantolonu ve babete benzeyen ayakkabısı gözlerimin kanamasına sebep oluyordu. 

"Pantolonunu ve ayakkabını çıkarırsan sana yardım ederim."

Adamın gözleri kocaman açıldı, onunla dalga geçtiğimi düşünüyordu yüzünde anlamsız bir ifade ve sinir kırıntıları oluştu. Tek gözü seğirmeye başlamıştı. Ben ise günün yorgunluğunu bir şekilde eğlenceye dönüştürmeye çalışıyordum.

"Ne? Dalga mı geçiyorsunuz?"

Bu bir dalga değil oyundu ama o nereden bilecekti ki? Kimse beni anlayamazdı ondan başka, yıllar geçmişti üzerinden ama hâlâ aklımdaydı yaşadıklarımız ve delicesine eğlenmelerimiz. Acaba şuan neredeydi ve ne yapıyordu?

"Her neyse bayım gidin başka bir avukat bulun benim eve geçmem gerekiyor. İsterseniz size bir arkadaşımın numarasını vereyim o çok meraklıdır böyle vakalara, yani böyle dediğim imkansız."

Evim, kanepem ve dün aktardan yeni çektirdiğim kahvem, ayaklarımı uzatacağım sehpam, yarım kalmış kitabım bekleyin geliyorum. Çantamı daha sıkı tutup cebimden telefonumu çıkardım, Damla'nın numarasını ararken adam çok iyi bir hamle yapmıştı.

"Bakın vaktimiz yok arkadaşım suçsuz. Arkadaşınız sizden daha iyi bir avukat sanırım ama benim kaybedecek bir dakika vaktim yok."

Benim herkesten iyi olma takıntımı biliyor olabilir miydi? Mükemmel olma hastalığımı psikoloğum ile aşmak üzereydik. Bugün olanları ona anlatsam kesin yeniden seanslar açmaya başlardı.

"Madem işiniz acil o zaman şu olayı doğru dürüst anlatın, arkadaşınız uyuşturucu kaçakçısı mı?"

Öyle dümdük sormuştum soruyu ve cevap benim için önemliydi. Haksız insanları savunmak adetim değildi.

"Hayır ona tuzak kurdular, başka bir arkadaşı yerine işin başına geçmişti ama böyle bir iş olduğunu bilmiyordu. İnanın bana bilse asla bu işe kalkışmazdı, zaten bu kesin kuralları yüzünden onu bitirmek isteyen kişiler kurdu tuzağı."

Allah'ım nasıl bir olayın içine düşmüştüm? Neyin doğru neyin yalan olduğunu bilmiyordum şimdilik sadece bu adamın söyledikleri vardı elimde. Ve aklımı karıştıran bir soru.

"Nesiniz siz mafya mı? Hani şu dizilerde olan yuvarlak masa etrafında toplanıp birbirlerinin kuyusunu kazan cinsten felan."

Adam şık giyimli yakışıklı sayılabilecek bir tipe sahip hiçte mafyaya benzemeyen iyi aile çocuğu görünümlü birisiydi. Mafya benzetmem ona komik gelmişti, hafifçe gülümsedi.

"Sayılır, korkmanı gerektirecek bir şey yok ama. Senin başına bir şey gelmez."

'oğlum hayırdır tehlike benim göbek adım.' demek geldi içimden dilimin ucuna kadar geldi ama geri itmesini becerdim. Ciddi olmaya çalışıyordum ama yaşadıklarım kahkaha atmama neden olacak şeylerdi.

VAR MISIN AŞKA?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin