Saçlarımı kuruladığımda elimdeki havluyu yatağıma koydum. Dolaptan çıkardığım siyah tişörtü kafamdan geçirerek giydim. Saat beşe yaklaşıyordu, birazdan annem beni çağırırdı. Yeni taşınan komşularımızı akşam yemeğine çağırmış ve benimde onlara katılmamı istiyordu. Büyük ihtimalle Denizgili çağıracaktı çünkü onlardan başka yeni taşınan kimse yoktu.
Aynada saçlarımı elim ile düzenleyip masamdaki kolyelerimi taktım. Altıma giydiğim siyah pantolona kemer geçirip kapıya yöneldim. Bahçeye ilerlemek için oturma odasından geçip kapıya ilerledim. Tabakları masaya yerleştirmekle uğraşan anneme arkasından sarıldım.
"Sanırım önemli bir misafir ben alt tarafı yrni komşular zannediyordum, papatya desenli tabaklarını çıkardığına göre"
Kıkırdayarak başımı öptü. Elindeki son tabağı da masaya yerleştirip bana döndü.
"Tabi ki, belki hatırlarsın, senin yedi-sekiz yaşlarında çok sevdiğin bir arkadaşın vardı adı Deniz. Onlar geri gelmişler buraya, teyzesi ile çok yakın arkadaştık ancak gittiklerinde aramız açılmıştı. Bende gelmeleri adına onları çağırdım. Hem belki Deniz ile tekrardan arkadaş olursunuz. İyi bir çocuktu en son hatırladığıma göre. "
Kollarımı belinden ayırıp sandalyeye yasladım.
"Teyzesi?"
Anlayışla gülümsedi.
"Denizin annesi ve babası 14 yaşında vefat etmiş, artık teyzesi ile kalıyormuş"
Ona Denizle tanıştığımdan bahsetmeyecektim. Başımı anladım anlamında salladım ve tepsideki bardakları yerleştirmeye başladım. Deniz için üzülmüştüm. Ailesini erken hatta çok erken kaybetmişti. Bu konuyu olabildiğince açmamaya çalışıcaktım.
Mutfağa çatalları almaya giderken aklımda Deniz vardı. Öyle bir arkadaşım olduğunu hatırlamıyordum. Geldiklerinde belki Deniz'e sorardım. Deniz tatlı ve iyi birine benziyordu, annemin dediği gibi belki 'tekrardan' arkadaş olabilirdik.
Çatalları ve diğerlerini yerleştirip bahçenin ışıklandırmasını yaktım. Annem mutfakta yemekleri tekrar gözden geçirirken başka bir işin kalmaması ile kendimi yemek masasının az ilerisinde olan asma salıncağa bıraktım. Elimdeki telefon ile ilgilenirken yaklaşık beş dakika sonra kapı zilimiz yankılanmaya başladı. Oturduğum yerden ayaklandım.
"Ben bakarım!"
Anneme seslenip kapıya ilerledim. Gergin miydim? Hayır ancak Deniz'i tekrar görmek garip olacaktı sanki. Kapı kolunu çevirip kapının açılmasını sağladım. Sabah ki gördüğüm kadın siyah bir yazlık elbise ile karşımdaydı. Arkasındaki beden ile gözlerimiz kesiştiğinde yeşil gözler şaşkınlıkla büyüdü. Ona gülümseyerek bakışlarımı annem ile yakın yaşlardaki kadına çıkarttım.
"Hoşgeldiniz efendim"
Baş elamı vererek içeri davet ettim.
"Merhaba Kayra'cım. İnanamıyorum sen Nergis'in oğlu musun? Görüşmeyeli ne kadar da büyümüşsün"
Kibarca gülümseyip konuştum.
"Evet efendim oğluyum"
Kadın içeri girerken bedenimi baştan aşağı süzdü ve birşey hatırlarcasına gözlerini kıstı.
"Sen Deniz'e öğlen yardım eden gençsin değil mi?"
Başımı evet anlamında salladım.
"Tesadüftü ancak" diyerek durumu izah ettim.
Adının Meltem olduğunu öğrendiğim kadın içeri girdi ve yönlendirdiğim taraftan bahçeye ilerledi. Arkasından gelen çocuk gözlerini biran olsun benden çekmiyor kapıda kala kalmıştı. Onu nazikçe belinden tutup bahçeye açılan kapıya ilerlettim. Aksi takdirde olduğu yerde donup kalacaktı.
Teyzesi ancak benim yanımdayken anne diye seslendiği kadın asma salıncaklara ilerlerken annem mutfaktan çıktı ve yakın arkadaşına sarıldı. Onlar hasret giderirken biz asmalardan ikili olanına oturduk. Gülümseyerek kulağına fısıldadım.
"Annemin dediğine göre çocukluk arkadaşıymışız"
Gülümseyerek omuzlarını silkti ve konuştu.
"Seni hatırlamıyorum ancak siyah saçlı bir çocukla oyunlar oynadığımı biliyorum "
Arkama yaslandım ve ona gülümseyerek konuştum.
"Açıkcası bende hatırlamıyorum, çocukluğa dair hiçbir şey yok"
Söylediklerime kıkırdayarak başını eğdi. Üzerinde beyaz bir tişört vardı, kumral saçları dağınıktı. Yakınında olduğumdan bedeninden yayılan tatlı lavanta kokusu burnuma geliyordu.
Annemgil ayrılıp oturduklarında bizi unutup yoğun bir sohbete dalmıştı bile. Daha akşam yemeği için yaklaşık bir saat vardı. Deniz'i dürtüp çevredeki bakışlarının bana odaklanmasını sağladım.
"Annem gilin sohbeti çok yoğun gibi, istersen odama çıkalım"
Başını olur anlamında salladı. Ayaklanıp anneme odama gideceğimizi söyledim. Deniz arkamda ben önde eve girdik.
Helllooo canlarımmm.
Bu bölümü beğendiyseniz oy ve yorum yapıp beğendiğinizi belli ederseniz çooookk sevinirim. Youtube videosuda öylesine bu arada, sevdiğim şarkılardandı ekleyeyim dedim.
Keyifli okumalar yeni bölüm çok yakında.
Hepinizi öpüyorum 🏳️🌈🖤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karahindiba BxB
Aktuelle LiteraturTAMAMLANDI .18 Mart 2021 başlangıç. .7 Nisan 2021 Bitiş. (Daha düzenlemedim) "Gülümse" Uzandığım çimlerden doğrularak güneşten kısılmış gözlerim ile anlamazca yüzüne baktım. "Ne?" Bana gülümseyerek elindeki kamerayı yüzüne çıkardı. Aniden patlayan...