🌈yirmi üç

235 20 2
                                    

Çok istemesemde parça bittiğinde parmaklarımızın temasını kestim. Saatlerdir soluduğum güzel kokunun kaynağı olan bedeninden ayrıldım. Piyanoya yaklaşıp eski yerime geri yaslandım.

"Artık tek çalabilirsin"

Aldığı nefesleri gergince verdi ve bana baktı, güven verircesine gülümsedim. Bundan güç alarak ellerini gerdi ve bilindik notaların üzerine koydu. Odayı dolduran notaları gözlerim kapalı dinledim. Usul usul çalınan bir parça insana anca bu kadar huzur verebilirdi. beklenen nokta geldiğinde inandığım ve güvendiğim gibi kolaylıkla çalmıştı. Parça biterken kapali güzlerimi açtım ve tatmin olmuşcasına gülümsedim.

"Sana demiştim, bak çaldın"

Başını sallarken önündeki defteri kapattı ve piaynonun üstüne diğer kitapların yanına koydu. Ardından yorgunca ellerini kadiye tabureye yaslayıp bana döndü.

"Bana kızıyorsun  ancak bu sefer bunu kullanmalıyım, gerçekten teşekkürler"

Kıkırdayarak bakışlarımı ondan çekip kolumdaki saate çevirdim. Saat 21.28'di. Kaç saattir çalışıyorduk bilmiyordum ama bu zamanın su gibi aktığı aşikardı.

"Artık gitsem iyi olur bence saatte gece yarısına  yaklaşıyor"

Gizlemeye çalışsa da gideceğim diye üzülmüştü. Bu hali içten içe garip hislere bürünmemi sağlarken oturan çocuğun yanına gittim ve sarıldım. Başımı boynuna gömüp sıkıca  sarıldım.

"Yarın görüşeceğiz"

Ayrıldığımızda gülümseyen güzel yüze gülümsedim.

Ardından oturduğumuz yerden kalkıp aşağıya ilerledik. Beni kapından geçirdikten sonra evine girdi. Ellerimi pantolonumun cebine katıp cadde boyu yürümeye başladım. Yoğun bir hissin etkisindeydim ancak buna daha isim koymaya hazır değildim. Ya da korkuyordum. Bu garip geliyordu. Daha fazla düşündükçe fikirlerim ister istemez Deniz'de toplanıyordu. O benim çocukluk ve şuan en yakınlarımdandı. Onu seviyordum. Fakat nasıl bir sevgiydi bu? Onu bir kardeş olarak  mı seviyordum? Ya da bir dost? Yada bambaşka bir şekilde.

Sanki zihnim bir çorbaydı ve her oraya girdiğimde büyük bir kepçe bu çorbayı dökecek kadar hızla karıştırıyordu. Bunları düşünürken sonunda evime varmıştım. Bahce kapısından geçip salıncakların oraya ilerledim. Annemi salıncakta oturur vaziyette görünce gülümseyip kendimi onun kucağına attım.

Şaşkınca beni kucaklayıp başıma bir öpücüğü kondurdu.

"Birileri sanırım iyi değil? Ha? Yanılıyor muyum?"

Çekinmeden konuştum.

"Anne...aşk insan ayırt eder mi?"

Gözlerini kıstı ve uzun bir süre sonra gülümsedi. Ellerinden birini yanağıma çıkartıp okşadı. Beni gögsünün üzerine çekti ve başımı koymamı sağladı.

"Aşk insan ayırt etmez tatlım, aşk için hiçbirşey önemli değildir. Genelde aşık olacağımız kişiyi biz seçemeyiz."

"Peki bu ne kadar doğru? Seçtiği kişi herzaman doğru mudur?"

Bakışlarım ondayken gözlerini gökyüzüne çıkardı.

"Eğer sevdiğin kişi sana hem maddi hem manevi zarar vermiyorsa o doğru kişidir. Ve evet aşkın seçtiği her zaman doğrudur. Eğer doğru değilse bile durup düşünmelisin...o kişiye gerçekten aşık mısın diye" 

Yolda, gelirken hissettiğim karmaşa sanki annemin sözleri ile yavaş yavaş kayboluyordu.

"Diyelim ki birine aşığım ve dayatmalar yüzünden yada bazılarına göre yanlış ise isek ne yapmalıyım?"

"Kendi dilinle söyledin, kalıplar ve başkaları. Bu  hayat senin oğlum. Başkalarına göre yaşayarak hayatını kirletme. Ama bunu yanlış da anlama, kendine zarar vercek şeyler mesela toplum içinde yanlıştır ve bu yanlışlar doğrudur. Ancak bazı 'yanlışlar' kişiye göre değişir. Bu bazılarını sen belirle."

"Yani diyorsun ki eğer bu aşık olduğun kişi senin için gerçekten doğru ise bunda bir yanlış yok. Onu sevebilirim yani"

Bakışları gökyüzünden bana kaydı ve gülerek siyah saçlarımı karıştırdı.

"Elbette sevebilirsin. Bu arada sormadım, bu aşk meselesi nerden çıktı?"

Tek kaşı kalkarken merakla sordu. Sıcakladığımı ve rahatsız olduğumu hissediyordum.

"Hi-hiç... öylesine sordum"

Cevabıma pek tatmin olmasada gözlerini benden çekti.

"Hadi madem git ve yat. Yarın dersde yok. Öğrendiğime göre genel olatak hepsinde dukça iyi ilerlemişsiniz. Yarın ki fiziği iptal ettim"

"Seni çok ama çok sevdiğimi söylemiş miydim?"

Capcanlı kahkahası bizi sararken bende güldüm.  Ardından el sallayarak odama ilerledim.

Evet aşk yanlış değildi ancak bundan emin olmak için zaman geçmeliydi. Evet kendime zaman verecektim...

Tam da istediğim gibi gidiyor desemmmm
Vay beee 23 bölüm :')))))))) yirmiyi geçmemizin şerefine bana oy verir misiniz ya?

Şimdi ben gidiyorum sizde bu bölümün keyfini çıkarın

Hepinizi öpüyorum 🖤🏳️‍🌈

Karahindiba BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin