🌈on bir

304 20 2
                                    

"Ben olsam caddeye bakan  oda yerine ormana bakanı seçerdim."

Elimizdeki kolileri boş odanın ortasına bıraktığımızda yanakları sıcaktan al al olmuş çocuk soluklanarak bana baktı. Eli ile alnındaki terleri sildi ve konuştu.

"Buranın  manzarası daha güzel bence, hem orayı seçsem hep aynı olacaktı ancak burası sürekli değişken olacak. Bugün bir simitçi geçse yarın bir baloncu, ne güzel olur."

Düşünce tarzına  hak verip tek kaşımı kaldırarak hayretler içinde konuştum.

"Cidden mantıklı. Zekice"

Gülerken ortaya bıraktığımız kolileri duvara yapışacak kadar itekledi. Odanın ortası tekrardan boşaldığında kapıya ilerlemeye başladı. Bende onu takip ederek kapıya ilerledim. Merdivenlere geldiğimizde ritmik bir şekilde korkuluğa tutunmadan neşe ile inen çocuğa istemsizce gülümseyip arkasından ilerledim.

Bir yanından tuttuğu yatak iskeletinin diğer ucundan tuttum ve eş zamanda kaldırdık.

Hafif denebilirdi ancak tek başına  Deniz için ağır  geleceği belliydi.  Yavaş ve uyum içinde merdivenlere ilerledik ve aynı uyum ile yatak iskeletini odaya çıkardık. Odanın ortasına koyduğumuz ahşap yatak iskeletinin el ile boyandığı belliydi. Eğilip baktığımda cidden uzaktan gözüktüğünden daha güzel gözüküyordu.  Geniş ahşabın   ilk başında  yağlı boya ile bir gökyüzü resmedilmişti. Gökyüzünün devamını yemyeşil ağaçlar oluşturuyordu. Ağaçların sonunda yine, aynı başlangıçta olduğu gibi beyaz bulutlar ile kaplı bir gökyüzü kaplıyordu. Usta fırça darbelerinden gözlerimi ayırıp hayret ile Denize baktım. Yüzünün tümünü kaplayan bir gülümseme ile beni izliyordu. Sorarcasına konuştum.

"Sen?"

Kollarını yan taraflarına açtı ve gülerken referans yaptı. Başını kaldırdığında muzip bakışları ile konuştu.

"Ta kendisi"

Merakla gözlerim kısılırken eğlenircesine bana bakan çocuğu süzdüm.

"Senin hakkında neler bilmiyorum cidden merak ediyorum"

Muzip bir şekilde beden dili ile omuzlarını silkti ve 'bilemem' dercesine dudaklarını büktü.

Eğildiğim yerden kalktım ve odaya bakınmaya başladım.

"Nereye koyalım?"

Bakışları yavaş yavaş odayı turladı ve odanın sol tarafında  kalan, boylamasına pencere tarafta uzunca durdu. İşaret parmağı ile orayı gösterip pencerenin birkaç adım önündeki yere adımlayıp durdu. Eli ile altındaki zemini işaret edip konuştu.

"Burası mükemmel hem bolca dışarıyı seyredebilirim"

"Bencede orası çok güzel hem sabah güneşini de muhteşem alır"

Durduğu yerden yanıma gelip ahşap yatak iskeletinin başlık olan tarafını tuttu. Bende ona ayak uydurup benim tarafımdaki yerden tutup kaldırdım. Birkaç  dakika sonra yatak iskeleti istediği konuma geldiğinde arkamda kalan pencere pervazına  oturdum. Kollarımı bağlayıp odanın içinde hararetli hararetli neler yapacağına  dair mırıldanan çocuğu izlemeye başladım.

Hangi duvara hangi tabloyu koyacağını bile düşünüyordu. Saat daha on iki buçuktu. Akşama hayli hayli biteceği barizdi ancak Deniz için  sanki bitmeyecek büyük bir işti. Sesli bir şekilde boğazımı temizledim ve aklıma gelen fikir ile konuştum.

"Müzik açalım mı?"

Yüzü neşeyle aydınlanırken yanıma geldi.

"Tabi ya... bu nasıl aklımıza gelmemiş. Sen burada bekle alt katta bir tane eski radyo olacaktı. Ordan bir kanal açarız ve kafasına göre çalar. Ah tabi yeni şeyler dinlemek istersen telefondan da açabiliriz"

Burnumun üzerindeki gözlüğü geri itip konuştum.

"Bence radyoda çok güzel şeyler çıkar. Eğer radyo çalışmıyorsa telefondan açarız"

Basını olur manasında salladı ve gülümseyerek odadan çıktı.

Medya, bizimkilerin gelecekteki sahneleri
<•>.<•>

Ağağağağağğ yavrularım  siz  benim kalbimle mi oynuyorsunuz?? Şarkı falan kkckdgQtgketbjdksk

Şimdiden söyleyeyim gelecek bölüm vals falan yapmayacaklar :'D lsbtlnydlbyld

Bu arada sizi gelecek sahnelerden mahrum etmeyeceğim gelecek bölüm şuan tam kaldığı yerden devam edecek.

Oy verir misiniz ya? :') oylar çok  azda

Hepinizi öpüyorum 🖤🏳️‍🌈

Karahindiba BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin