Oturduğum yataktan son kez odaya göz gezdirdim. Oldukça güzel olmuştu. Son olarak asılacak tablolar kalmıştı ve onu da Deniz hallediyordu. Yatağından yayılan hafif lavanta ile gülümsedim.
Yatak başlığının olduğu duvarı bir çoğu el yapımı olan posterler dolduruyordu. Genel eşyalardan farklı odasında tuval ve yağlı boya tabloları için küçük bir alan açmıştı. Yatağının karşısında kalan küçük camın önüne portrelerini asmış tuvallerini dizmişti. Yerleştirirken çok düşündüğü saksıdaki bitkisi kaktüsünü de yatağa yakın olan çalışma masasına koymuştu. Kapı tarafına astığı antika duvar halısı ile bu oda tümüyle Denizi yansıtıyordu. Elindeki, kendi yaptığı, son tabloyuda astığında yüzündeki zafer gülümsemesi ile bana döndü.
Radyonun bulunduğu pervaza oturup tam karşımda gülümsemeye başladı.
"Yardımın için teşekkürler. Tek başına bu kadar iyi iş çıkaramazdım."
Gülümsemek bulaşıcıydı sanırım. Gülümsedim.
"Önemli değil. Hem bu sayede daha yakın olduk çocukluk arkadaşım"
Başını camdan çevirdi. Camdan dışarıyı izlerken konuştu.
"Arkadaşlığımız hakkında tam olarak ne biliyorsun?"
Merakla sorduğu sorusuna onu izlerken cevap verdim.
"Annemin dediğine göre dostluğumuz bebekliğimize dayanıyormuş. Siz buradan taşınana kadar da en sıkı dostlarmışız. Hatta ilk okulda yani birinci sınıfta bile hiç ayrılmamışız. Ancak siz buradan gidince aradaki bağ yaşlarda küçük olduğundan kopmuş"
Başını öne doğru sallarken bende bakışlarımı göründüğü kadarı ile cama çevirdim. Saat iki buçuk gibiydi. Hiçkimse konuşmuyordu. Sükûnet hakimdi ortama. Bakışlarımı tekrardan ona çevirip izlemeye başladım. Üstü başı toz olmuştu. Sarı tişörtünde ve mavi pantolonunda benimki gibi yer yer tozlar vardı.
"Deniz! Kayra! Oğlum bir bakar mısınız?"
Sakin adımlar ile kapıya çıkıp yukarıdan gözüken salona baktım. Elindeki koli ile bu kata bakıyordu.
"Efendim Meltem Teyze"
"Tatlım ben burayı hallettim sadece piyano kaldı onu kurar mısınız diyecektim"
Denizde arkamdan gelip omzuma elini koyarken konuştu.
"Biz hallederiz anne"
"Teşekkürler çocuklar"
Elindeki koliler ile mutfağa ilerleyen kadın ile omzumdaki elini çekip yana kaydı ve kollarını korkuluğa yaslandı.
"O zaman aşağı inelim mi?"
Başımı sallayıp merdivenlere yöneldim. Arkamdan gelirken yine zıplayarak merdivenleri iniyordu. Son basamağı inmiş ona dönük konuştum
"Zıplamayı çok seviyorsun sanırım"
Kıkırdayarak başını salladı ve son iki adım kala zıplamaya çalıştı. Aniden iki ayağıda birbirine dolanırken dengesini kaybetti. Hızla onu tuttum ve düşmesini engelledim.
Belindeki ellerim ile basamak farkından neredeyse kucağımda gibiydi iki elide omuzlarıma tutunmuş korkuyla gözlerime bakıyordu. Yavaş yavaş belinden tutup yere indirdim. Omzumdaki ellerini yavaşça çekip yanakları pembeleşirken konuştu.
"Teşekkürler"
Sesimin neşesini saklamaya çalışarak konuştum.
"Dikkat etmen yeterli. Bu gidişle kendini yaralayacaksın. Muhteşem sakar"
Kıkırdarken önümden büyük kolinin yanına ilerledi. Kolinin bir köşesinden açtı ve kahvenin en güzel tonlarına sahip piyano ortaya çıktı. Merakla bakışları bende olan çocuğa döndüm.
"Çalabiliyor musun?"
Dudaklarıni büktü ve kaşlarını çattı, olumsuz anlamda başını salladı.
"Ne yazıkki çalamıyorum. Birçok öğretmenden ders almama rağmen hiçbirinden öğrenemedim"
Piyanoya yaklaşırken gözlerimi koyu kahve ahşapta dolaştırdım.
"Belki ben öğretebilirim..."
Piyano fantezisi miii? 😀😀😀
KhtskstlstnltslntdlnldgtndlsbkstlbstkLove love love derim ve giderim.
Oy vermekten çekinmeyinn bxb kitabı okumak Ayıp birşey değil !!♡
Hepinizi öpüyorum 🖤🏳️🌈
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karahindiba BxB
Ficción GeneralTAMAMLANDI .18 Mart 2021 başlangıç. .7 Nisan 2021 Bitiş. (Daha düzenlemedim) "Gülümse" Uzandığım çimlerden doğrularak güneşten kısılmış gözlerim ile anlamazca yüzüne baktım. "Ne?" Bana gülümseyerek elindeki kamerayı yüzüne çıkardı. Aniden patlayan...