🌈dört

575 50 16
                                    

Ona dönerek konuştum.

"Eve gitmene yardım etmemi ister misin?"

Meraklı gözleri beni buldu, yutkundu, düşünürcesine gözlerini yumdu. Bıkkın bir nefes aldı ve gözlerini açtı.

"Sanırım geldiğim sokağı hatırlamıyorum ancak evimin adresini biliyorum"

"Bana adresini söylersen birlikte gidebiliriz"

Bana gülümsedi ve bakışlarını  tebessüm halindeki dudaklarıma indirdi. Gözlerini tekrar gözlerime çıkarıp gülümsedi.

"Sana çok fazla teşekkür ettim ancak tekrardan teşekkürler. Sana da uyarsa bir süre burada oturup sonra gidebilir miyiz?"

Bakışlarımı ondan çevirip denize diktim. Deniz havasını içime çekip  gözlerimi kapattım.

"Olur"

Gözlerimi açtım ve saçlarımı karıştırdım. Kolumu dizime dayayıp başımı avcuma yasladım. Esen rüzgar ile denize bakarken gülümsedim.

"Ne zaman geldin buraya?"

Oda ben gibi yapıp başını eline yasladı, denize bakarken gözlerini kapadı ve derin bur nefes çekti içine. Bakışlarım ondaydı. Onu izlemek huzurlu gelmişti.

"Daha dün geldik "

Bakışlarımı ondan çekip denize diktim. Saçlarımız ile oynayan rüzgar küçük bir çocuk gibi çevremizde pır pır dönüyordu.

"Kaç yaşındasın?"

Sorusu ile ona döndüm.

"17. Ya sen?"

Yüzümü ve bedenimi inceledi ve  şaşkın  yüz  ifadesi ile konuştu.

"Açıkcası 19 falan  var gibi görünüyorsun. Bende işte 16 yaşındayım."

Yaşına göre normaldi ancak benim yanımda cidden daha küçük duruyordu. Narin ve zayıftı. Ama kendine has bir güzelliği olduğuda aşikardı.

"Liseye gidiyor musun?"

Başını evet anlamında salladı ve hafiften bağı çözülmüş bileğindeki fuları bağlamak için eğildi. Düğümü tekrar attıktan sonra önüne gelen saçları elinin tersi ile düzeltip bana döndü.

"Daha yeni geldiğimizden ve tatil olduğu için tam nereye kaydım yapılır bilmiyorum ancak şu merkezdeki anadoluya giderim büyük ihtimalle."

Ona gülümsedim ve konuştum.

"Bende o lisede okuyorum. 11. sınıfa geçtin değil mi?"

Hayır anlamında kafasını salladı.

"Annem gil okula erken yazdırmışlar, 12yim."

Sohbetimiz burada biterken ikimizde güzel İzmir havasının tadını  çıkarmak için bakışlarımızı denize çevirdik. Arada göz göze gelsekte bir süre sessiz bir şekilde oturduk. Rüzgar esti estirdi,  deniz çarşaf çarşaf dalgalandı, bir simitçi sıcaktan bıkkınlaşmış sesi ile bağırarak yanımızdan geldi geçti, bir bebek annesinin avutma çabalarını hiçe sayarak ağladı.

  Öne eğilmekten ağrıyan belim ile doğruldum. Bakışları bana kaydı ve bir süre gözlerime baktı. Güzel yeşil gözlere sahipti. Ardından tek ayağına basarak dengesizce ayağa kalktı.

"Artık gidelim mi? Annem merak eder de"

Başımı olur manasında salladım ve onun gibi ayağ kalktım. Beni beklemeden kaldırıma çıkmaya çalışan çocuğa yetiştim  ve bir elimi beline attım. Onu nazikçe tutarak yürümesinde yardım  ettim. Caddeye çıktığımızda evinin bulunduğu adredi söyledi. Evi evime çok yakındı. Komşu bile sayılırdık, aynı mahallede oturuyorduk.

Ona yardım ederek 10- 15 dakikalık yolu tamamladık. Gri çitli, mor çiçekli asmalar ile süslenmiş bir kapının önünde durdu. Bu evi biliyordum. Bir kaç yıl önce yaşlı bir bayan tek başına yaşıyordu ancak geçen sene vefat etmişti. Belki ailesinden değerli biridir diye bu konuyu üstelemeden onu kapıya yürüttüm. Gri tahta kapıyı açıp girdik.  Koluma dayanarak seslendi.

"Anne! Ben geldim"

Müstakil ve mavi duvarlı evin açık kapısından sarı saçlı orta yaşlı bir kadın çıktı. Deniz'in bileğini gördüğünde gözleri şaskınlıkla açılan kadın hiç  zaman kaybetmeden yanımıza geldi. Hemen Deniz'i kendine çekip yüzünü elleri arasına aldı.

"Deniz kuzum ne oldu?!"

"Sadece kayalıklara düştüm ve bileğimi sıkıştırdım ama Kayra yardım etti."

Bakışları bana dönen kadına tebessüm edip nazikçe baş  selamı verdim. Bana gülümseyip tekrar Denize döndü.

"Arkadaşına teşekkürler şimdi gelde şu bileğine bakalım. " es verip  bana döndü

"Evladım gel içeri bir soğuk su verelim,  dinlenin buraz hava çok sıcak zaten. Yardımın  için çok teşekkürler"

Ona gülümseyerek konuştum.

"Üzgünüm efendim belki başka bir zaman. Bisikletim deniz kenarında kaldı onu getirmeliyim. Size iyi günler"

Denize dönüp gideceğime dair baş  işareti yapıp  bahçe kapısına doğru  yürüdüm. Tam çıkacakken omzumdaki el ile durdum.

"Herşey için teşekkürler Kayra, umarım bir daha karşılaşırız. Kendine iyi bak"

Ona döndüm ve gülümsedim. Bir abi edası ile kumral saçlarını karıştırdım.

"Kendine dikkat et. Kaçtım  ben"

Bahce kapısından  çıktım ve ellerim ceplerimde geldiğim  yere doğru yürümeye başladım. Umarım bir daha karşılaşırdık.

Selammm canlarımmmm. Bölüm hakkındaki fikirleri alalım, sizce iyi miydi?

Diyecek pek birşeyim yok, oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Sağlıcakla  kalınnn!!

Hepinizi öpüyorum 🏳️‍🌈🖤

Karahindiba BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin