Sahile doğru yürüyorduk, hava güzeldi. Tam denizin tadını çıkarmalık bir gece idi. Önden önden giden çocuk kendi etrafında dönmeye başladığında şaşkınca ona baktım."Ne yaptığını sorabilir miyim?"
Keyifli sesime nazaran sakin çıkan sesi ile cevap verdi.
"Denizin, havanın, yıldızların keyfi böyle çıkar. Benden demesi müziğe ayak uydur"
Yüzümdeki gülümseme artarken onun duyacağı şekilde mırıldandım.
"Müziği duymayanlar dans edenleri deli sandı..."
"Aynen öyle! Müziği duy!"
Nayif kıkırtısı ıssız sokağı sararken neşeli sesine gülümsedim. Bakışlarımı gökyüzüne çevirip ellerim cebimde yürümeye devam ettim.
Geri geri yürürken kendi etrafında dönüyor gökyüzünü seyrederek gülümsüyordu. Bu haline gülerek bende onun gibi kendi etrafımda dönerken gökyüzünü izlemeye başladım.
Yıldızlar parıl parıldı. Ay bize gülümsüyordu. Gökte tek bir bulutun olmaması da bize sunulan küçük bir armağandı. Esen tatlı meltem bizi sararken denizden gelen dalga sesleri bir müzik misali geceye notalarını bırakıyordu.
Ellerimiz birbirine çarptığında beklemediğim birşey yaptı ve elimi bırakmadı. Diğer eli de elimi kavrarken şaşkın yüzüme gülüp gözlerini kapadı. Oluşturduğu çember sayesinde bir yuvarlak halinde kendi yörüngemizde dönüyorduk. Ona ayak uydurup başımı geriye attım. El ele ıssız sokakta gökyüzüne bakarak kendi etrafımızda dönüyorduk.
"Seninle dost olmak istiyorum!"
Bağırarak söylediği şeye kıkırdayıp bağırarak bende konuştum.
"Bende seninle!"
Başı dönmeye başladığında dönmemizi durdurdu ve ellerimi bıraktı. Sarsak adımlarla yandaki denize bakan banka kendini attı. Yavaş ve dengemi sağlamamı sağlayan adımlar ile bende yanına oturdum.
"Miğdem bulanıyor"
"Benimde. Sanırım kusacağım"
"Bende"
Aynı anda kıkırdadık ve birbirimize baktık. Bakışlarını çekip denize döndüğünde hala onu izliyordum. Sanki yıllardır dostum gibi hissettiriyordu. Bir günde ısındığım eski çocukluk arkadaşım ile bir ömür dost gibiydik.
"İyiki denize gelmişiz"
Derin bir nefes aldım ve bakışlarımı ondan çekip göğe çıkarttım. Sırtımı banka yaslayıp konuştum.
"İyiki"
Bana dönen beden ile bakışlarımı ona yönelttim.
"Az önceki saçma hareketlerimi kimseye söyleme olur mu?"
"Ne alaka?"
Derin bir nefes aldı ve bakışlarını benden çekti. Gözleri sallandırdığı ayaklarındayken utanırcasına konuştu.
"Genelde kız gibi olduğumu ve saçma bir çocuksuluğa sahip olduğumu derler. Az önceki halimin alay konusu olmasını istemem, lütfen kimseye söyleme"
Durumu az çok tahmin ediyordum. Sırf daha soft ve narin biri olduğu için erkekten saymıyordular. Bu durumda onu, kendi hayatını kendi içinde yaşamaya itmişti. Gülümsedim. Gökyüzüne bakarak konuştum.
"Benimlede şiir yazdığım için dalga geçiyorlar, 'erkek adam şiir yazmaz' mış. Benim yanımda doğal olabilirsin, seni anlayacak en iyi kişi benim...dostum"
"Şiir mi yazıyorsun?!"
Neşeli sesine kıkırdadım.
"Evet, bir ara okurum hatta"
Bakışları bendeyken önüne gelen kumral saçları iki eli ile geriye attı.
"Açıkcası böyle sert ve havalı bir tipin şiir yazmasına şaşırdım."
Tek kaşım kalkarken merakla sordum.
"Sert? Havalı? Böyle bir tip?"
Sıkılırcasına bir nefes verdi ayağa kalktı. Tam önüme geldiğinde ellerini kullanarak konuşmaya başladı.
"Bir kere baya havalı duruyorsun, hani uzun boy falan. Şu popüler çocuklardan gibisin"
Ben onu keyifle dinlerken o ciddi bir konuda konuşurcasına boğazını temizledi.
"Ayrıca seni ilk gördüğümde ben gibilere zorbalık edenlere benzetmiştim. Sırf sıskayız diye dalga geçen tiplere benzetmişti-"
"Bir dakika sana zorbalık mı ediyorlar?"
Kaşlarını kaldırıp ciddiyet ile konuştu.
"Dediklerimden bunu mu anladın?"
Bende onun gibi ayağa kalktım. Usulce bir nefesi içime çekip narin bedenin omuzlarından tuttum. Benimle göz teması kurmak için boyum gereği kaldırdığı başına şuan gülmek istesemde bu güdümü susturdum.
"Bak şimdi sana kendimi anlatayım, okulda neredeyse hiç arkadaşım yok. Sadece ortaokuldan beri olan arkadaşım Merih ve Merih'in sayesine dost olduğumuz sevgilisi Mine var. Okulumda şiir yarışmalarına katılan, her resim sergisinde en çok destek veren, dersleri idare eden biriyim. Az çok piyano çalarak, bolca kitap okuyarak, genellikle de zamanımı yanlız geçiririm. Cidden öyle gençlik kitaplarındaki gibi havalı bir grubum yok. Ve kimseye de zorbalık yapmıyorum"
Konuşmam bittiğinde derin bir nefes aldım ve ellerim arasındaki bedeni serbest bıraktım. Tavşan gibi bakıyor dumura uğramışcasına suskundu. Yüzündeki donuk ifadeden kurtuldu ve derin bir nefes alıp gülümsedi.
"Senin hakkında ön yargılı davrandığım için özür dilerim."
Bende o gibi gülümserken geri banka oturdum. Yanıma oturduğunda eğlenircesine konuştum.
"Tatlı bir çocuktan farkın yok"
Gözlerini devirip yumruk yaptığı elini koluma vurdu. Bu haline gülümseyip gözlerimi dalga dalga olan denize çevirdim.
Şuana kadar yazdığım ennnnn uzun bölüm ile karşınızdayım. Bence bu bölüm muhteşemdi. Bu ikili şimdilik dost olsunlar ama sonra ehehehehhe.
Gelecek bölümde görüşmek üzere
Hepinizi öpüyorum 🖤🏳️🌈
Oy istesem verir misiniz ya? :')))))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karahindiba BxB
General FictionTAMAMLANDI .18 Mart 2021 başlangıç. .7 Nisan 2021 Bitiş. (Daha düzenlemedim) "Gülümse" Uzandığım çimlerden doğrularak güneşten kısılmış gözlerim ile anlamazca yüzüne baktım. "Ne?" Bana gülümseyerek elindeki kamerayı yüzüne çıkardı. Aniden patlayan...