MELAL

2K 156 154
                                    

Aziz Piyade - Bi' Mucize Gerek

🦋

Asi özgürlüğünü kaybedeceğine ölümü tercih ederdi. Bu yıllardır onun için sarsılmayan tek gerçekti.

Kafasına vurmaya çalışan insanlara hiç yaklaşmamış, hapsedecek şeylerden hep uzak durmuştu. Pislik yuvasında çalışırken bile zihnini başka birinin eline teslim etmemişti. Öncelik hep kendi, hep özgürlüğü olmuş ve bunun çiğnenmesine izin vermemişti.

Ama şimdi dibini göremediği bir çukurda Şanalp ile beraber debeleniyordu. Aslında bırakıp gidecekti. Çok yorulmuştu, her gün karakola gitmekten, cevaplarını bilmediği soruları duymaktan fena halde yorulmuştu. Birde üzere Şanalp zıvanadan çıkınca kurtulmak istemişti. Fakat yoluna çıkan Kamber'le durmuş, gitmesini engellemesine izin vermişti çünkü biliyordu, gitmekten bahsettiği zaman bile kalmak istiyordu. Zaten gerçekten yapmak istediği şey bu olsaydı onu hiçbir şey durdurmazdı.

Ve en nihayetinde kaldı.

Özgürlüğünden verdiği ilk ödün uyuşturucu bağımlısı bir manyak olunca Asi onu öldürecek gibi oluyordu.

Eskiden kullandığını anlatmıştı, öğrendiği ilk an değildi ama Şanalp'i öyle gördüğü ilk andı. Koluna dolanmış ip, morarmış dudakları, kızarmış göz kenarıyla, mermer zeminde kendinden geçmiş bir vaziyette gördüğünde dünyası başına yıkılmıştı. Bir an boş boş bakmış, anlam verememişti. Neden yerdeydi? Neden kolunda ip vardı? Neden küçük küçük morluklarla doluydu kolu?

"Yapma," diye bir yakarış çıkmıştı ağzından. "Dur!"

Kelimeler hiç bir noktaya ulaşmadan sessizlikte yutulmuş çaresizce dizlerinin üzerine düşmüştü.

Kamber onları bulduğunda ikisi de perişan halledeydi. İlk önce kendisini çıkarıp odaya götürmüş ardından Şanalp'i yaka paça çıkararak bir güzel dövmüştü. Ne konuştuklarını bilmiyordu, o an bir şey diyebilecek kafaya sahip değildi. Ama Kamber ona ne dediyse az da olsa sakinleşmişti. En azından aynı manzarayı tekrar yaşamamışlardı.

"Mira ve Vuslat gelecekler," dedi pencerenin kenarına oturan adama. "Gelmesinler," diye hızla reddetti.

"Neden gelmesinler? Görüşmeyeli çok uzun zaman oldu," Karakola gitmeyi bıraktıklarından beri neredeyse hiç görüşmemişlerdi. "Bize de değişiklik olur. Özledik birbirimizi."

"Kimse gelmeyecek Asi!" diye bağırdığında irkilerek bir adım geriye attı. "Gelmeyecek dedim."

"Neden gelmeyecekmiş?" dedi o da dayanamayıp bağırarak. "Neden? Halinden mi utanıyorsun? Seni uyuşturucu bağımlısı bir manyak gibi görmelerini istemiyor musun?"

"Konuşma. Gidiyorum."

Asi davranışına kelimenin tam anlamıyla çıldırmıştı. "Nereye gittiğini sanıyorsun?"

"Arda ve Ilgar'ı göreceğim," dediğinde var olan tüm saçlarını yolmak istiyordu. Ilgar'ı anlıyordu, anlaşılırdı ama hala neden ağzından Arda düşmüyordu? Onda bu kadar bağlanacak ne vardı? Dostsa dosttu, bir gün zaten tüm bağlar kopardı.

"Niye hala Arda? Niye bir türlü bırakmıyorsun Şanalp? O sana, size yıllarca suratlarınıza bakarak ihanet etti!" Sesi titredi, "Ilgar öldü ya onun yüzünden. Bunun bir ehemmiyeti yok mu?"

Dolmuş gözleriyle öfkeyle bakıyordu Asi'ye. "O benim arkadaşım." Bu cümleleri duymaktan nefret ediyordu. Neden onu anlamaya çalışmak yerine ısrarla bırakmasını söylüyordu? "O benim devam edebilme sebebim. Bacağım kırıldığında bacağım, en temel desteğim, en büyük borcum."

HERCÜMERÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin