Kazanılmış Hayat [Part-2]

2K 172 232
                                    

Felaket bir baş ağrısıyla gözlerini açtı İrem. İlk başta neden böyle baş ağrısı çektiğini anlayamadı, daha sonra geçen gecenin görüntüleri zihnine bir bir düşerken başını yastığa gömdü.

Geceyi tam olarak hatırladığı söylenemezdi fakat içkiyi su gibi tükettiği beyninde tepişen fillerden belliydi.

"Gün aymıyor sanırım," diye bir ses duyduğunda gözlerini yavaşça açtı ve aynanın karşısında duran kocasıyla göz göze geldi.

"Saat kaç?"

"Dört," deyince şaşkınca başını kaldırıp, komodinin üzerinde duran saate baktı. Gerçekten dörttü. Fatih işe gitmiyordu, geliyordu.

"Kafayı yemiş olmalıyım," deyip yataktan kalktı. "Kaya ne yapıyor?"

Yanına gelip çenesine vurdu, "Dolanıyor ortada." Darmadağın olmuş saçlarının arasından parmaklarını geçirerek gülümsedi. "İlaç geçirdim. Bir şeyler ye de hemen iç."

Gözlerini ovarak, "İlk öncelikle şu kokudan kurtulmalıyım," dedi.

"Sanırım öyle yapmalısın," dediğinde yüz buruşturarak banyoya girdi İrem. Kıyafetlerini hızlıca çıkarıp suyu açtığında başından akan suyla gelen rahatlama hissiyle derin bir nefes aldı.

İçmek başlı başına bir belaydı. Cidden eskiden Mira ne yapıyordu acaba, diye düşündü. Böyle baş çağrısı çekeceğine hiç içmezdi daha iyiydi. Ki öyle yapıyordu. Arada kaçan kaçamakları saymazsa.

Guruldayan karnıyla banyosunu hızlandırdı ve işini bitirdikten sonra havlusuna sarınıp odasına döndü. Dolabından iç çamaşırlarını ve kıyafetlerini alıp giyindi. Islak saçlarını tarayıp olduğu gibi bırakırken odadan çıkıp, mutfağa geçti.

Asi tam olarak kendi yüz ifadesiyle aynı ifadeyi taşıyan bir yüzle masada oturuyordu. Mira ve Vuslat ise tamamen normaldi. "Selam," deyip tezgahta bir şeylerle uğraşan Fatih'in yanına durdu. "Ne yapıyorsun?"

"Mideni ağrıtmayacak birkaç yemek," dediğinde, "İşte, insan gibi insan. Benim kocamda sarhoş olduğumu görünce etrafımdan uzaklaşsın. Hayat yine yüzüme gülmedin!" deyip kafasını sertçe masaya bıraktı Asi. Bu da tekrar küfretmesine sebep oldu.

"Sende otur İrem, baş ağrını buradan hissediyorum," dedi Vuslat.

Reddetmeyi aklının ucundan dahi geçirmeden Asi'nin karşısına oturdu. Gerçekten henüz kendine gelmiş sayılmazdı.

Vuslat'ın yönlendirmesiyle hareket eden Fatih'e gözü daldı.

Bir noktada nasıl beraber olduğunu bilmiyordu. Tamamen tesadüfler sonucumu oluşmuştu bu ilişki? Mezarlıkta karşılaşmaları, yalnız Samsun'a gittiğinde annesinin komşusu olması, bayılıp kaldığında hastaneye götürmesi ve Samsun'da kaldığı süre boyunca ilgilenmeye çalışması.

Hepsi birlikteliklerini tetiklemiş olabilirdi.

Açıkçası bir ilişkiye başlayacağını hayal edemezdi. Sanırım kimse edemezdi çünkü kızların tepkisi daha dün gibi aklındaydı. Asi bayılmıştı, bu numara olsa da gerçekçi bir tepkiydi. Vuslat ve Mira tek kelime edememişlerdi.

Gülerek başını duvara yasladı. İtiraf etmeliydi ki konuyu onlara açıkladığında kendi de hayretler içinde kalarak anlatmıştı. Hatta Asi, "Sen niye şaşırıyorsun lan, sanki adamı sen hayatına dahil etmedin!" demişti.

Şaşırıyordu. İşler pekte onun dahil olduğu şekilde gitmemişti. Buraya geldiğinde bir süre ısrarla iletişim kurmuştu Fatih. Bahanesi sürekli Kaya olmuştu. Daha sonra İrem işe girdiğinde patronunun o olması gerçek bir denk gelişti.

HERCÜMERÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin