"Serkan umrumda değil artık Melo, hiçbir şey umrumda değil. Serkan, Selin'in hamile olduğundan şüphelendiğinden beri umrumda değil. Gerçekten hamile mi, Serkan'dan mı değil mi umursamıyorum. Çünkü bitti Melo, ben bittim, biz bittik. O şüphe her şeyi bitirdi."
Gözlerimden deli gibi yaş akıyordu. Elimde makas, omuz hizamda kestiğim saçlarım, beni sakinleştirmeye çalışan Melo ve arkada çalan, benim için yazıldığını hissettiğim şarkı...
🎶 "Kestirir saçımı, kendimi avuturum
Bir gülü kurutur, kurursa unuturum!""Unutucam Melo, gidiyorum ben. Bir daha hiç dönmemek üzere gidiyorum. Ve unutmayın eğer Serkan' a en ufak bir şey söylerseniz seni de halamı da asla affetmem, asla!"
🎶 " Ben giderim, İstanbul senin olsun"
________________________________
Sadece elimdeki kağıda bakıyordu gözlerim. İki gündür dış dünyadan soyutlanmış, yalnızca elimdekinin gerçekliğini kabul etmek için çalışıyordu beynim. Yapabilir miydim bilmiyorum, onca yaşanmışlıktan sonra her şeyden vazgeçmişken tekrar o şehire dönebilir miydim? Tekrar o gözlerle karşılaşmaya, tekrar o aşk dolu bakışların altında ezilmeye cesaretim var mıydı? Bir buçuk yıldır beynimin her zerresinden silmeye çalıştığım o anılarının bir bir gözümde canlanmasına hazır mıydım? Bilmiyorum, hiçbir şeyi bilmiyorum. Ama içimdeki Eda'nın sesini susturamıyorum, ya da halamın sesi mi bu?
"Ceren'in sana ihtiyacı var Eda, bunu sadece sen başarabilirsin. Onu bu saatten sonra sadece sen toparlayabilirsin. Nolur geri dön Edam, nolur kuzum."
"Hayatında bencilliğe yer yok artık Eda. Ceren de senin için aynı şeyi yapardı. Onun yanında olmak zorundasın"
"Ne yani tekrar o şehre gidip Serkan'ın karşına çıkmasına izin mi vericeksin? Pusetteki bebeğini de seversin istersen ne dersin? Kızım sen değil misin her şeyden kaçmak için Amerika'lara kadar gelen, en yakın arkadaşlarının, halanın bile telefonlarını açmayan, her şeyi geride bırakıp kendine yepyeni bir hayat kurmak için aylardır burda çırpınıp duran sen değil misin? Bir mektupla her şeye baştan mı başlayacaksın, hem ne malum Ceren'in intihara teşebbüs ettiği, ya hepsi seni geri getirmek bir oyunsa?"
Beynimde düşüncelerim savaşırken bir anda vermiştim kararımı, aniden... Bir haftalık, sadece bir haftalık bir ziyaret. Hem ben de özlememiş miydim zaten. Belki Ceren'i de alıp kaçırırdım o lanetli şehirden. İkimizin de hayatımızın yeni evresine geçme zamanımız çoktan gelmişti. Ama kararlı olduğum bir konu vardı, eski anılara izin vermeyecektim. Sadece halam, Melo ve Ceren. Başka kimse bilmeyecekti döndüğümü. Gerekirse evden adımımı dışarı atmayacaktım. Emindim, bir daha asla Serkan'ın gözlerine bakmayacaktım, bir daha asla ona kanmayacaktım...
Herkese merhaba! İlk hikayem beni çok heyecanlandırıyoor. Lütfen yorumlarınızı, eleştirilerinizi eksik etmeyin. Unutmayın bu hikaye sizinle güzel olacak. Hepinizi seviyorum.
Twitter/ @meneksewattpad takibi unutmayıınn! 💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Menekşe (Edser)
Fiksi Penggemar"Menekşe kokusu, "Bir varmış, bir yokmuş" büyüsüne sahipmişçesine, bir belirir bir kaybolur. Buna neden olan, menekşenin kokusunu iyottan almasıdır. İyot koku alma reseptörlerimizi, geçici bir süre engellediğinden, bu süre zarfında koku hissedilmez...