"Minho!"
—————————————————
Jisung'un nefesi kesildi. Elini kalbine götürüp önündeki bedene korku dolu gözlerle baktı. Minho hızlıca kendisine döndüğünde şaşkınlıktan kıpırdayamadı.
"İyi misin?" Minho endişeyle Jisung'un vurulup vurulmadığını kontrol etti. Jisung'un gözleri onun koluna takıldı. Kan akıyordu.
"K-kan!"
Minho onun işaret ettiği yere bakınca yüzünü buruşturdu.
"Sadece bir sıyrık."
"İyi misiniz?"
Jisung ve Minho duydukları sesle hemen karşılarına baktılar. Jisung'un gözleri ilk önce yerde cansız yatan Yujin'e, daha sonra da elindeki silahla kendilerine bakan sarışın çocuğa kaydı.
"Felix?"
"Jisung.."
İki çocuk birbirlerine şaşkınlıkla baktığında sessizliği bozan Minho oldu.
"Senin burada ne işin var?"
"Beni Mark gönderdi. Yujin'i bulamayınca sizin peşinizde olduğunu düşünüp beni gönderdiler. Ben geldiğimde elinde silahla size bakıyordu. Ben de onu vurdum."
"Teşekkürler." Dedi Minho. Jisung ise hâlâ şaşkındı.
"Neler olduğunu sonra konuşuruz. Şimdi gidelim."
Felix arabasına bindiğinde Jisung ve Minho da peşinden gitti.
"Kolun acıyor mu?"
"Hayır. Daha önce başıma çok geldi." Dedi Minho.
O sırada Felix arabayı çalıştırdı.
Yol boyunca üçü de konuşmadı. Sonunda Mark ve Haechan'ın okuluna geldiklerinde sessizce arabadan indiler.
"Minho, adın buydu değil mi?"
Minho kafasını salladı.
"Benimle gel. Seni bir şifacıya götüreceğim. Jisung sen de bizi salonda bekler misin?"
Jisung salonun neresi olduğunu soracakken Felix Minho'yu hızlıca götürdü. Jisung arkalarından bakakaldığında bıkkınlıkla nefesini verdi ve okula yöneldi.
Büyük bahçeden geçip içeri girdiğinde birine sorarak salonun yerini öğrendi. Büyük salona girdiğinde etrafı inceledi. İçeride bir sürü koltuk ve büyük pencereler vardı. Koltuklardan bir tanesine oturup beklemeye başladı. Beklerken olanları düşündü.
Birkaç dakika sonra Minho ve Felix salona giriş yaptılar. Jisung Minho'nun koluna baktığında iyileştiğini gördü.
"Kolun.."
"Merak etme. Geçti." Diyerek yanına oturdu Minho.
Felix de karşılarına oturduğunda ortamda sessizlik hakimdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sweet Lies |Minsung|
FantasiBazen gerçekler yalanlardan daha çok acıtır. Genç adam bunu çok iyi biliyordu. Gerçeğe sırtını döndü. İncinmekten öylesine korktu ki gerçeği bilmek için çabalamadı, sorgulamadı. İntikam istemedi. Öfkelenmedi. Sadece kaçmak istedi. Kaçıp her şeyi unu...