"Ve evet. Sana dokunmadan duramıyorum."
—————————————————
Jisung güzel bir sabaha gözlerini açtığında Minho ortalarda yoktu.
"Harika. Güya korumamsın." Diye söylenerek kalktı ve banyoya girdi. Çıktığında Minho koltukta oturmuş telefonuyla uğraşıyordu.
"Sonunda gelebilmişsin."
"Sana da günaydın." Minho telefonundan kafasını kaldırmadı. Jisung sinirlenmeye başlıyordu.
"Benim korumam olarak her an yanımda olman gerekmez mi?"
"Eğer beni oyuncağın olarak değil de koruman olarak görürsen neden olmasın?"
"Seninle anlaşamıyoruz."
"İşte ilk defa aynı fikirdeyiz."
"Boşanalım."
"Çok komik."
"Benimle konuşurken yüzüme bak Minho."
Minho kafasını kaldırmayınca ona yaklaşıp ayakta dikildi.
"Minho?"
"Efendim?" Hâlâ telefonuna bakıyordu.
Jisung göz devirip odadan hızlıca çıktı ve koşmaya başladı.
"Jisung! Bekle!"
Jisung koşarak asansöre binecekti ki bir anda kendini yerde buldu.
"Ah!"
"Özür dilerim! İyi misiniz?"
Jisung kafasını kaldırınca tanıdık bir yüzle karşılaştı.
"Jisung? Jisung'du değil mi?"
"Evet! Siz de-"
"Mark. Bu da erkek arkadaşım Haechan."
"Merhaba ben Jisung." Jisung tanımadığı çocuğa elini uzattı. Çocuk gülümseyerek karşılık verdi.
"Ben de Haechan. Memnun oldum."
"Ben de."
"Jisung!"
"Bu da vahşi erkek arkadaş." Dedi Mark. Hepsi güldüğü sırada Minho kaşlarını çatarak yaklaştı.
"Minho bak bu uçakta t-"
"Ne yaptığını sanıyorsun sen?" Minho Jisung'u hızlıca çekip uzaklaştırdı. Çift arkalarından bakakalırken Jisung sinirlendi.
"Ne yapıyorsun?"
"Asıl sen ne yapıyorsun?" Diye sesini yükseltti Minho. Jisung aniden sustu. Minho onu kimsenin olmadığı bir köşeye çekti.
"Bir daha bu şekilde uzaklaşma!"
"Sabah yanımda olmayan sözde korumam mı söylüyor bunu?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sweet Lies |Minsung|
FantasyBazen gerçekler yalanlardan daha çok acıtır. Genç adam bunu çok iyi biliyordu. Gerçeğe sırtını döndü. İncinmekten öylesine korktu ki gerçeği bilmek için çabalamadı, sorgulamadı. İntikam istemedi. Öfkelenmedi. Sadece kaçmak istedi. Kaçıp her şeyi unu...