Bilge"Hasan amca daha seri lütfen... Beklerken 28 yaşına girdim yemin ederim. Alt tarafı bir taş vericeksin. Yanlış mıyım Cengiz amca?"
Ben tavşan kanı çayımdan bir yudum daha alıp taşları düzenlemeye devam ederken Hasan amca hâlâ numaralı gözlüklerinin camını silip ıstakasına bakıyordu.
Ama bu oyun böyle dönmez ki.
Yanlış mıyım?
Bence değilim. Adam taş atmadan önce kırk yıl düşünüyor sevgili dostlar.
Sanki ben bilmiyorum bir atacağını.
Ama mübarek hangi renk bir atsam diye diye kendini yedi.
" Hasan abi Bilge kızım haklı daha seri olalım. Kırk yıllık kahve geçmişin var. Zaten şeytan taşlar gibi taşlıyorsun evladımı. Bari oyun dönsün."
Aslan Cengiz amcam ya.
Okey eşliğinde Cengiz amca gibi olun.
"Aşk olsun baba ben senin evladın değil miyim? Bilge abla beni taşlarken hiç sesin çıkmıyor ama."
Cengiz amca çaktırmadan bana mavi dokuzunu gösterirken bir yandan da oğluna çıkışıyordu.
Bu arada mavi dokuz okey.
"Sen sus eşek sıpası. 1. Dünya Savaşında itilaf devletlerine kaçan İtalya gibi evlat mı olur lan."
Adam haklı hanımlar beyler.
Oyun başlarken bizim yancımız olan Enes, bir süre sonra hasan amcanın eşini kafalayarak yerine geçmişti.
Hainlik forever...
Yalnız yetenekli çocuk vallahi.
Resmen koskoca adamı yancısı olup skor yazmaya ikna etmişti.
Helal olsun.
"Bir dakika susmadınız be. Al kızım şunu devam et."
Al şunu mu?
Aa ama ben bunu almaya kıyamam ki kurban olduğum amcam.
Daha küçük birşey atsaydın keşke.
Sıfır atsaydın mesela , sürpriz olurdu bizim için.
"Hasan amca bu kadar çok biri nereden buldun bilmiyorum ama o el açmaz ben sana söyleyeyim."
Ve belirtmeden geçemeyeceğim sana gıcık oluyorum Hasan amca.
Bana yanlış yol tarifi verdiğini unutmadım daha.
Şeyden bahsediyorum;
Hani ben tamirhaneyi ararken birilerine yol sormuş ve yanlış tarif almıştım ya.
Hah işte o birileri Hasan amca.
Ey birileri! Gün intikam günüdür.
Bu arada şuan bulunduğum durumun kısa bir analizini yapacak olursam, tahmin ettiğiniz gibi mahalle kahvesinde okey oynuyorum.
Kahvede oturuyor olmam ya da üzerimde kalem etek - beyaz gömlek kombiniyle taş çalmam biraz absürt sayılabilir ama yemin ederim açıklayabilirim.
Ya da açıklayamam.
Bilemiyorum.
Ama denemek istiyorum.
Aslında bugün de diğer günler gibi erken uyanmam ile başlamıştı.
Kısa bir çay tost faslından sonra bugünkü durum değerlendirmesi için yapılacak toplantıya hazırlanmış ve evden çıkmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüz Yüze
Ficção Geral(Alıntı) Hangi yangın birinin geleceğine kadar yakar ki? Hangi ateş insanın özgüvenine düşer? Ya da nasıl bir alev ruhuma kadar sıçrayabilir? Yüzüme bakıyorum, ellerime bakıyorum bir türlü çıkar yol bulamıyorum. Kim beni gerçekten görebilir ? Aynala...