7

252 20 20
                                    

Suyla gökyüzüne yazılmış küçük hayallerdi benimkisi.

Mew barın kapısından içeriye girdiğinde gözleri Gulf'ı aramaktaydı. Bu yüzden önüne bakmıyor boyunun yettiği kadar ileriye bakmaya çalışıyordu. Birisine çarpmıştı. Kim olduğuna bakmak için kafasını eğdiğinde yere oturmuş ve bayık gözlerle Mew'a bakan minyon tipli bir kadın vardı karşısında. Mew bir an onu orada bırakmayı düşünse de elini uzatarak kadının kalkmasına yardım etmişti. Suppasit'in yardımıyla ayağa kalkan kadın ellerini onun boynuna dolamıştı ve vücudunu tamamen Mew'a yaslamıştı. Ayakta duramıyordu ve ne yaptığı hakkında en ufak bir fikri dahi yoktu. 

"Kocacım benden özür dilemeye mi geldin? Hahaha beni çok özledin değil mi?" diyerek kıkırdamıştı. Dudaklarını uzatıp Mew'u öpmek üzereyken aniden kaslı adamın kollarından çekilmişti ve tam da o sırada Mew okkalı bir yumruk yemişti suratına. Ne olduğunu bile anlayamadan bir yumruk daha yüzüne geldiğinde geriye doğru sendelemişti. Yere düşmeden hemen önce dengesini zorla sağladı ve gelmekte olan darbeden kurtuldu.

"Ne yaptığını sanıyorsun? Ben ona yardım ediyordum!" Mew söyledi ancak karşısındaki neredeyse kendisi kadar uzun ve kendisinden daha kaslı olan kişi pek dinliyormuş gibi görünmüyordu.

"Karımı öpüyordun! Ondan faydalanmak istedin piç herif!" Mew duyduklarına şaşırmıştı. Dışarıdan bakıldığında böyle mi görünüyordu. Ondan faydalanıyormuş gibi!?

"Hah! Karın zerre ilgimi çekmiyor! Ben sadece ona çarptığım için yardım etmek istedim"

"Sen de karımın ilgisini çekmiyorsun! Seni bi daha buralarda görmeyeyim! " adam karısını kollarının arasından omzuna çıkardı ve barın arka taraflarına doğru ilerledi. Mew az önce ne yaşadığını sorguluyordu. Tüm bunları esmer kişiye ödetecekti. Aklına düşen isimle gözleri tekrar etrafa bakınmaya başladı. Ancak daha dikkatliydi.

Sonunda Gulf'ı köşede bir masada tek başına uyuklarken bulduğunda yanındaki adamla gitmediği için rahatlamıştı. Bu durumu neden bu kadar umursadığını bilmiyordu ancak onu uyurken gördüğünde rahatlamış hissetti.

"Gulf, Gulf uyan hadi. Eve gitmemiz gerekiyor." Sarhoş adam gözlerini açmadan mırıldandı.

"Hmm... Tee! Sana gitmeyeceğimi söyledim!"

"Gulf benim Mew! Kalk hadi" bunları söylerken bir yandan da kolunu dürtüyordu. Kana, Mew'un eline vurdu. Dokunduğu yer acıyordu. Tee de tam orayı sıkmıştı çünkü.

"Ahh acıdı. Yapma Mew'u bekliyorum ben" bu sözlerin sahibi hala derince uyumaya çalışıyordu ancak arkadaşı olduğunu düşündüğü kişi uyumasına fırsat vermiyordu.

"Neden onu bekliyorsun?"

"Neden beklemeyeyim ki? O bana iyi hissettiriyor hahaha" esmer kişi gülerek söylemişti ve kafasını biraz daha kolları arasına gömmeye çalıştı. Alnını masaya çarptı lakin hissetmiyordu bile. 

"Pekala Kana, beyaz kıçımı kaldırdım ve geldim. Hadi artık gidelim. Yarın hala gitmemiz gereken bir işimiz var"

"Ne? Mew gerçekten sen misin? Gelmezsin sanıyordum hahaha" Gulf dağılmış saçlarını eliyle karıştırırken gülmüştü. Bu görüntü karşısında Suppasit sadece bakmakla yetinmişti. Sarhoşta olsa hala parlıyordu esmer adam.

"Evet bende öyle düşünmüştüm ama geldim işte hadi kalk bakalım"

Sarhoş adam daha fazla diretmedi.  İnsan selinin arasında iki genç adam birbirine sarılmış bir halde ilerlemeye çalışıyorlardı. Suppasit bugünün böyle biteceğini düşünmemişti hiç.
.
.

Gürültülü alarm sesi geceden kalma esmer adamı uyandırdı. Ses tam olarak nereden geliyordu anlayamayacak kadar uykuluydu ve yastığına biraz daha sarılmak istedi. Başı çok fena ağrıyordu ve bu ses sanki beynini deliyorlarmış gibi hissettiriyordu. Alarm durduğunda derin bir nefes aldı ve bölünmüş uykusuna devam etti. Hayır, kalkmak gibi bir niyeti yoktu ama bu kez de burnunun ucunu kaşındıran şey her neyse onu uzaklaştırmak için burnunu bulunduğu yere sürtmek zorunda kaldı. Oldukça yumuşak bir yere.

Acaba yatağına mı yapışmıştı da gitmiyordu o şey? Ne olduğu hakkında bir fikir yürütmek istemedi ve eliyle o şeyi almaya çalıştı. Biraz sert gelmişti bu yüzden daha fazla kuvvet uyguladı.

Suppasit acıyla gözlerini açtı.  Bir şey göğüs ucunu çekiştiriyordu ve gerçekten acıtmıştı.

"Aow! Kana ne yapıyorsun? Acıdı! Adi herif çekme daha fazla! Hey aç şu lanet gözlerini! KANA!" Yüksek çıkan sesi sonunda esmer kişinin gözlerini açmasına sebep oldu.

Hala ne olduğunu anlamakta güçlük çeken Gulf şaşkınca Suppasit'e ve elinde çekiştirip durduğu şeye baktı. Panikle yataktan kalkmak için hamle yaptığında kıçının üstüne düşmüştü.

"Lanet! Ne oluyor ya!?" Yataktaki kişi az önce canı yanan kendisi değilmiş gibi gülmeye başladı. Kana her yeni günde onu daha fazla şaşırtıyordu.

"Seni aptal! Hala yataktan düşebiliyor musun? Kaç yaşındasın, beş mi?" 

"Ne gülüyorsun be! Hiç düşmedin mi sen?!" Kana şaşkınlığın verdiği umursamazlığı üzerinden attığında neredeyse çıplak olduğunu fark etmişti ve hızla ayağa kalkarak yatağın üstündeki çarşafı üzerine sarmak için almıştı.

Karşılaştığı manzara Suppasit'in de kendisiyle aynı durumda olduğuydu. Ne yapacağını bilemez halde konuştu.

"Biz niye yarı çıplağız? Neden sırıtıyorsun? Ayrıca ne isim var benim burada?"

"Ohh! Gelip seni almam için yalvaran sendin! Şimdi niye soruyorsun?" Esmer adam göz teması kuramıyordu. Kulakları da kızarmıştı.

"Niye çağırayım be seni!? Niye çıplağız, ne yaptın bana?" Kana bir yandan bunları söylerken diğer yandan da eliyle kendini kontrol ediyordu. Karşısındaki  adamın yükselen kahkahası sinirlerini bozuyordu.

"Hatırlamıyor musun? Dün üzerime kustun! Sonra da benimle birlikle duş aldın. Ve beni gerçekten sen çağırdın kanıtlayabilirim"

Mew arsızca diğerini süzdü. Duş kısmı yalandı ancak karşısındaki kişinin panik hali onu eğlendiriyordu.

"D-duş mu? N-nasıl? " Gulf bunu gerçekten yaptığına inanamıyordu. Neden bu aptal adamın yanına gelmesini istemişti? Kendini dövmek istiyordu sarhoş olma cesareti gösterdiği için.

"Şöyle; üzerime kustuğun için önce ben kıyafetimi çıkarttım. Benim soyunduğumu gören sen kendi kıyafetlerini çıkarttın. Ve zorla benimle duşa girdin. Yetmiyormuş gibi benimkine dokunmaya çalıştın. Yeterince açık mı? Hatırlamana yardımcı olmak için dün yaşananları canlandırabiliriz"

Suppasit tüm bu yalanları yattığı yerden nasıl uydurabildiğini bilmiyordu. Gülmemek için kendini zorluyordu.

"Ne!? Seni sapık kendi kendine canlandır!" Kana derin bir nefes alma ihtiyacı duydu. 

" B-ben üzgünüm. Hiçbir şey hatırlamıyorum! "

Esmer kişi bayılacakmış gibi duruyordu. Bütün cesareti de soğukkanlılığı da uçup gitmişti ve kendini ergen bir çocuk gibi hissediyordu.

Suppasit ayağa kalktı.

"Hadi elini yüzünü yıka. Bayılacakmışsın gibi duruyorsun. Kahvaltı yaparken konuşuruz. "

Suppasit odadan ayrıldığında Kana ne yapacağına karar veremeyerek kıpırdamadan durdu. Ne yapmalıydı? Utandığı için ölecekmiş gibi hissediyordu.

Hızlı bir kararla kıyafetlerini giydi ve Suppasit banyodan çıkmadan önce evden ayrıldı. Hayatında ilk defa bu kadar çok utandığını düşünüyordu. Öğrencilik yıllarını unutmuş gibiydi. Lanet olsun bu adamla aynı yerde çalışıyordu. Her karşılaştıklarında kulaklarına kadar kızarmadan nasıl duracaktı?

🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁

Hey! Ayçiçeği • MewGulfHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin