5

269 20 14
                                    

Güneşin doğmasını engelleyemiyorsan ben güçlüyüm deme ;)

Gulf ayaklarını sürüyerek evinin kapısına vardı. Sanki üzerinden kamyon geçmişti! Altı üstü bir ameliyata girmişti. Tamam belki üç ve birazda Mew ile uğraşmıştı ama yine de bu kadar yorgun hissetmesine anlam veremiyordu. Kapıyı açtı, içeri geçti ve bingo!

"Yine ne var Prem? Bu saatte burada ne işin var?"

Elinde tuttuğu silahı sallayarak Kana'ya yaklaşan esmer genç nazikçe gülümsedi. Ne de olsa karşısında patronu duruyordu. Eh pek patronmuş gibi davranmıyordu karşısındaki kişi ama yine de yerini bilmeliydi.

"Gelecek ay yapılacak olan toplantıdan haberin var ve sen babanın eline sağlam bir koz verdin. Bunu neden yapıyorsun? Eğer yeni lider seçilirse senin de benim de kurtulma şansımız olmayacak! Yürüdüğün bunca yol boşuna mıydı?" 

Kana artık daha canlı hissediyordu. Çünkü karşısındaki genç adam lanet olsun ki haklıydı! Babası konusundaki dikkatini biraz daha arttırmalıydı.

"Tüm bunları bende biliyorum ancak babamın dediğini yapmasaydım zaten ölü olacaktım. Bu yüzden başka bir plan yaptım. Babamın bu yarışı kazanmasına izin veremem ama hızlı ilerleyemem de " Gulf salondaki koltuklardan birine oturdu. Fazla eşya yoktu evinde, zaten haftada birkaç gün ancak gelip kalabiliyordu. Prem de Gulf'ın karşısındaki tekli koltuğa kuruldu. 

"Yeni plan nedir? Ne yapmam gerekiyor?" şimdi bu kısımda biraz geriye dönmemiz gerekiyor. Önce Premin kim olduğuyla başlayalım. Siyah saçlara sahip bu kişi önceden Bay Kanawut için çalışıyordu ta ki sevgilisi Boun, Bay Kanawut tarafından öldürülene kadar. Yaptığı küçücük bir hata diğer yarısının ölmesine sebep olmuştu. En azından Gulf gelip onunla anlaşma yapmayı teklif ettiğinde ve Boun'un yaşadığını kanıtlayıncaya kadar ölü sanıyordu. O zamanlar Kana'yı anlamıyordu. İnsan neden Babasına ihanet ederdi ki? Şimdi her şey farklı bir durumdaydı, Kana herkese zarar veren bu adamı dünya üzerinden silmek istiyordu. En başta Kana'nın çocukluğunu öldüren bu adam sırf güç uğruna onun yaşamasına izin veriyordu ve belki biraz da Kana dışında varis sahibi olamadığı için. Sonuç olarak Gulf'ın hayatı o moruğun iki dudağı arasındaydı. Gulf ve binlerce masum kişinin hayatı.

"Daegu ailesinin kaçmasına yardım edersem bunu yapanın ben olduğu kolayca anlaşılacaktır çünkü onların yerini ben ve birkaç kişi biliyor sadece. Ama ortaya yeni bir mafya çıkartırsak bu güç dengelerinin değişmesine sebep olacaktır. Yeni bir rakip ve yeni bir lider. "

"Peki bunu bir ay içerisinde nasıl yapacaksın Kana?" Kana sinsice sırıttı. 

"Güvenilir birçok adamım olmasa da senin birçok kişi ayarlayacağına eminim. Paraya kimse hayır diyemez değil mi?" 

"Bu plan çok saçma duruyor tutacağından emin misin?" Prem konuşurken Gulf'a bakmaktan çekiniyordu. Ondan hem korkuyor hem de hayranlık duyuyordu.

"Baştan bir mafya yaratmak imkansız gibi görünse de bunu yapabiliriz. Zaten şimdilik güçlü olmasına gerek yok, yalanlarla kendi çapımızın on katı kadar büyük görüneceğiz. Bu kurulan birliğin başına da senin hortlak sevgilin geçecek. Sen ve ben gizli kalacağız. Sanki Boun yıllarca gizlenmişte intikam almak için güç toplamış gibi görünecek. Para işini ben halledeceğim sana sağlam adamlar bulmak kalıyor. Boun'un etrafında güvenebileceğimiz on kişi olması yeterli. "

"Sanırım başka şansımız yok. O halde ben yarın harekete geçeceğim. İyi akşamlar kana."

Prem ayaklanıp kapıya doğru ilerlediği zaman Gulf'ın söylediği şeyle durmuştu.

"Boun'a dikkat et. İntikam almak istediğini biliyorum ama o da bizim gibi sabırlı olmalı. Bu işi kökünden çözmemiz gerek. Babamı öylece öldürürsek yer altında her şey karmaşık ve daha kötü hale gelir. Sana güveniyorum."

Genç adam sadece kafasını sallamış ve evden çıkmıştı. Kana haklıydı ilmek ilmek örmeleri gerekiyordu bu ağı. Ancak Gulf'ın düşündüğü kadar fevri değildi Boun. Boun'a  güveniyordu Prem.

.

.

"İyi görünmüyorsun Suppasit, seni kontrol etmemi ister misin?" beyaz tenli adam elindeki karton kahve bardağını masanın üzerine bıraktı. Esmer adam iki gün önce verdiği kahve sözünü tutuyordu. Tek derdi karşısındaki bu aptal adamın her zaman yaptığı gibi onunla bir yarış içerisindeymiş gibi sohbet etmesini sağlamaktı. İki gündür ortalıkta ruh gibi geziyor ve Kana'nın kendisine sataşma girişimlerini boşa çıkarıyordu. 

"Benimde bir doktor olduğumu unutuyorsun galiba. İyiyim, biraz dalgınım sadece." Gulf söylediği şeylere göz devirmiş ve ayağa kalkmıştı. Onun için gerçekten endişeleniyordu ve bunun farkına şimdi varması Gulf'ı tedirgin etse de ona karşı kayıtsız kalamazdı. 

"Hadi sana inanmışım gibi yapalım ve benim odama gidelim. Sen sedyenin üzerinde dinlenirken bende seni hızlıca kontrol ederim ha?" Kana gülerek ve karşısında bir çocuk varmış gibi konuşmuştu. Bu Suppasitin hafifçe tebessüm etmesine ve ayağa kalkmasına neden oldu.

"Beni bir saat boyunca odanda saklayacaksan neden olmasın? Bugün doktorculuk oynayasım yok." 

"O zaman eve git. Senin için rapor yazabilirim."

"Hayır buna gerek yok sadece dinlenmeme izin ver." nahif ses tonu Kana'nın reddetmesine imkan vermemişti. Derin bir iç çekerek odasına doğru yürüdü. 

Kapıyı açıp Suppasit'in geçmesini bekledi ve ardından asistanına yaklaşarak iki saat boyunca rahatsız edilmek istemediğini söyledi. Asistanı bu durumu garip bulmuştu, Kana ilk defa rahatsız edilmemeyi talep ediyordu. 

Kapının kilit sesi çokta küçük olmayan odada duyuldu. Kana masasına yönelip stetoskopunu aldı ve çoktan sedyenin üzerine uzanmış olan adama yaklaştı. Önce göğsünü dinlediğinde bir sorun olmadığına kanaat getirerek sırtını dönmesini istemişti. 

"Ateşin yok, ciğerlerinde de problem görünmüyor, ağrı hissetmiyorsun değil mi?" Kana bunları söylerken Mew sırt üstü dönmüştü tekrar.

"Sana söyledim bir şeyim yok. Sadece bırak dinleneyim Kana" Mew göğsünün üstünde duran eli tutup iteceği sırada hissettiği şeyle gözleri irice açılmıştı. Kana'nın nabzı normalden çok daha hızlı atıyordu. Endişelenerek gözlerini birleştirdi.

"Nabzın neden bu kadar hızlı? Terzi kendi söküğünü dikemez de seninki biraz abartı olmuş. Önce kendin için endişelen Kana"

"Seninki farklı mı sanıyorsun? Neden böyle hızlı bilmiyorum ancak sebebinin sen olduğu açık. Her neyse uyumana bak ses çıkartmayacağım." 

"Pekala, bundan ne anlamalıyım?" Gulf arkasını dönmeden cevapladı.

"Hiçbir şey! Sadece uyu." Gulfta ne olduğunu bilmiyordu ancak bununla ilgilenmek için zamanı yoktu önce halletmesi gereken ölüm kalım meseleleri vardı. Koltuğuna oturdu ve oluşturduğu plan hakkında konuşmak için Prem'e mesaj attı. Bu işin azıcık daha hızlanması gerekiyordu. Zira endişe duyduğu başka şeyler de vardı.

🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁

Bu bölüm hoşuma gitmedi hiç :(

Hey! Ayçiçeği • MewGulfHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin