Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Chapter 2
Taehyung
Artık ölmek istiyorum, dedim öğlen saatlerinde arka koltukta makam aracının camından dışarıyı izlerken.
Bütün hayatım boyunca nerelerdeydin? diye sorduğumda, içimde yırtılan, parçalanan bir şeyler hissettim, öyle ki yeryüzünde onun için her şeyi en iyi kılmaktan daha fazla istediğim hiçbir şey olmadığını ve bunun kendi isteğime göre değil, onun isteklerine göre olmasını dilediğimi biliyordum.
Yeniden çaresizce kaçmak istediğim, ama zorla sokulduğum bu dünyaya giriyordum: insanların dünyasına. Kabul etmek gerekir ki son yüzyılda çoğu gelişme yaşamış, ilerleme kaydetmişlerdi. Dünya değişmişti, ben değişmiştim.
Sabahın erken saatlerinde sahibi olduğum otellerden birine gitmiştim. Dün gece gördüğüm rüyadan sonra içimden bir ses kaleye gitmemi söylüyordu. Elbette, elim boş geri dönecektim. Yıllardır oraya gidip araştırma yapmama rağmen hiçbir iz bulamamıştım. Kale, insanların dikkatini çekemeyeceği bir bölgede inşa edilmişti. Sorun değildi, çünkü büyüyle bir şekilde görünmez yapıp insanlardan saklayabiliyordum. Bu yüzden de asırlardır varlığını koruyordu.
Sanki birisi tüm izleri ustalıkla silmişti. Sanki o, hiç oraya gelmemişti. Sanki o, sadece rüyalarımdaki gerçek dışı kadındı.
Her yeni yıl beni ondan daha da koparıyordu, bu yüzden ne yeni yılı ne de yeni yılla ilgili şeyleri seviyordum.
Ama kaleden önce buluşmam gereken birisi vardı...
Yalıya vardığımda şöförün aracın kapısını açmasını bekleyip araçtan indim. Normalde kendim de büyüyle açabilirdim, ama şöför insan olduğundan onu delirtmek istemiyordum.
Dediğim gibi dünya değişmişti, insanlar artık virüs gibi her yerdelerdi ve kendilerine nereden geldiği belli olmayan bu dünya bize ait, hakkını vermişlerdi.
Yalıya geçtiğimde hizmetli beni karşılaşmıştı. Bugün Jungkook, oğullarıyla beraber buraya gelecekti. Nedenini bilmiyordum, ama büyük ihtimalle Lisa ile kavga yapmışlardı. Lisa, Lilith'in vampir olduktan sonra -Jungkook bir saf kandı ve onu vampir yapmıştı- seçtiği isimdi.
Roseanne gelmiş olmalıydı. Ona erkenden haber vermiştim. Roseanne halamın kızıydı. İnsanlar gibi biz vampirlerin de akrabalık bağı vardı, tabii o kadar samimi olmasak da. En azından gerçek somurtma sahte samimiyetten katbekat iyiydi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
