༯ m e m o r i e s '24

221 17 51
                                    

Chapter 24

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




Chapter 24

Seokjin'in salonda oturmuş, evcil hayvanı yılanla konuşuyordur: "Dün Taehyung'un yüzündeki sinirli ifadeyi görmeliydin!" Kahkaha patlatır. "Bu senaryoyu ne zaman düşünsem kendimi gülme krizlerinde buluyorum." Sağ elini dudaklarının üzerinde dolaştırır. Yaklaşıp yılana yanağını sürter. "Biliyorsun beni sadece bu rahatlatıyor." Yılan ise tıslayarak Seokjin'e sokulmaya devam eder.

Kai artık dikkatin kendisinde olmasını isteyerek dudaklarını ıslatır. "Seni temin ederim", Kai iki elini de yanlara açmış sabırla konuşuyordu. "Hwasa'yı kendi ellerimle yok ettim ben."

Sabahın erken saatleriydi. Dün gece Seokjin yorgun olduğundan gelir gelmez, Kai'yi dinlemiş, ama daha peşin hüküm veremeyeceğini söyleyerek yarını beklemişti. Belli planları vardı herhalde. O planları Kai gibi birine anlatmak konusu ise ciddi düşünme talep ediyordu.

Seokjin oturduğu beyaz kanepede yorgun gözlerle Kai'ye baktı. Yılanı bıraktığında yılan sıyrılarak odayı terketti. Seokjin bacağını bacağının üzerine atmış sağ kolunu koltuk kolçağına koymuştu. Seokjin'in malikanesindeydi. Seokjin boğazını temizledi. "Ortaya çık, Hwasa." Sağ tarafındaki uzun aynaya baktı. Uzun kırmızı elbise giyinmiş Hwasa aynada belirdiğinde Kai gözlerini kocaman açtı.

"O... o yaşıyor?" Kai titreyen dudaklarla konuştu.

"O yaşıyor." Seokjin, Kai'ye kıyasla daha sakin sesle onayladı. "Vücudu Lana'nın elinde olduğundan sadece aynada hayat buluyor."

Hwasa kafasını sağa sola sallayarak gözlerini kapattı. "Lana benim vücudumu bir elbise gibi giyip çıkarıyor."

"Bunu en başıntan beri biliyor muydun?" Kai şaşkın gözlerini Seokjin'e dikti. Kai ayakta dikiliyordu.

"Pek sayılmaz." Seokjin yüzünü buruşturdu. "Hwasa kendisi bana geldi."

Kai başını aşağı eğip biraz düşündü. "Seni yaralamak istemezdim. Sadece... O an çok koktum."

"Ve aptal bir çocuktun." Hwasa kollarını iç içe geçirmişti. Kai başka bir şey demedi. Sessizliği herhalde onayıydı.

"Şimdi ne yapacağımızı konuşalım." Seokjin dikkatli gözlerini ikilide dolaştırdı. "Lana'nın daha büyük amaçları olduğuna eminim. Bunu önlememiz gerek."

"Bilirsin, Seokjin." Hwasa iç çekti. "Katiline güvenmek kolay bir şey değil."

Seokjin'e bakar. "O zaman..." Gözleri Hwasa'ya kayar. "...size bana güveneceğiniz bir sebep sunayım. Jisoo!" İkili aniden parlayan gözlerle, Kai'ye baktı. "O yaşıyor, geri döndü." Nefes nefesedir.

Seokjin nefesini verdi. Yutkunup düşündü. Parmaklarını birleştirip kurcalamaya başlamıştı. "Hiç olmadık kadar büyük bir sabırla gelmeni bekledim." Parmaklarından gözlerini çekmedi. Hızla kanepeden kalktı. "Şimdi..." Ceketinin önünü düzeltti. "...katılmamız gereken bir davet var." Kai'ye baktı. Saçını geriye yasladı. "Dayı olarak." Tabii bu nedenin arkasında daha büyük bir istek vardı: Irene ve Taehyung'u beraber görmek. Çünkü biliyordu Irene'ın bu organizasyonun içinde olduğunu.

vsoo | Blood and Kiss (Kan ve Öpücük)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin