༯ m i r r o r '26

221 19 44
                                    

Chapter 26

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




Chapter 26

Taehyung

"Jisoo ve eskiden aşık olduğun dişi aynı kişi miymiş?" Jungkook, kucağımda taşıdığım Jisoo'ya bakıyordu.

"Garip bir şekilde bunu dedikten sonra bayıldı." Gözlerimi Jisoo'nun yüzünde dolaştırdım. Böyle bir şeyi beklemiyordum. "Piyangoyu kazanmışım." Dudaklarım kıvrıldı. Demek ki ona karşı olan benzer hislerimin sebebi buydu. Anladım ki bugün dünden daha çok ve yarın bugünkünden daha çok sevecektim onu. "Üstelik..." Jisoo'ya bakıp yutkunur. "...çok yüklü bir miktar!"

İtirafını duyar duymaz, vücudunun ağırlığını da hissetmiştim. Bana sarılıyorken bayılmıştı. Böyle bir şeyi daha önce hiç deneyimlememiştim. "Eğer o hava hanesinden bir vampirse..." Jungkook şom ağzını yine açtı. "...bizim malikanemizde yaşamak isteyecek mi?"

"Ne diyorsun?" Kaşlarım çatıldı.

"Gidebilir." Jungkook gözlerini kocaman açmıştı. "Biliyorsun iki hane arasındaki husumeti." Hava hanesinin eski liderini öldürmemden bahsetiyordu.

"Ona soracağım." Tek kaşımı kaldırıp Jisoo'ya baktım. "Jisoo?" Jisoo hâlâ baygındır. "Burada yaşacaksın, değil mi?" Jisoo kaşlarını çattı, hâlâ gözleri kapalıdır. Duyduğu sesler onu rahatsız etmişti. "Jisoo? Jisoo?"

"Hmm?" Uyurken kafasını omuzuma soktu. Kollarını kaldırıp boynuma doladı. Jungkook ise dikkatle yaşananları izliyordu.

"Gördün mü?" dedim. "Burada kalacağını söyledi."

"Ne? Ne zaman?!" Jungkook gözlerini şaşkınca kırpıştırmıştı.

"Hava hanesinden birinin sana sarılması olumlu anlam taşır." Kafamı aşağı yukarı salladım. Öte yandan bu hâldeyken bana sarılması hoşuma gitmişti. "Herkesin geleneği farklı tabii."

Jungkook ellerini beline koydu. "Böyle bir şey hiç duymadım." Gözlerini kapatıp kafasını sağa sola sallayarak konuşur.

Ben içeri geçtiğimde Jungkook'un da peşimden geldiğini fark ettim. Kafamı hızla çevirip sert gözlerimi ona diktim. Jungkook ellerini teslim olurcasına kaldırıp arkaya doğru yürüdü. "Peki, peki, gidiyorum." Odadan çıkıp kapıyı kapattı.

Yatağa yaklaşıp sarı örtünün üzerine Jisoo'yu uzattım. Boynuma sardığı kollarını yavaşça indirdim. Başını sol tarafa çevirmiş, yastığa yaslamıştı. Dudaklarını dikkatle inceledim. Demek yüzyıllar önce benden sakladığın yüzün böyle gözüküyor? Gerçekten çok güzel. Ne tür tuhaf bir rüzgar esti de seni bana getirdi? Elimi kaldırıp saçlarının arasında parmaklarımı dolaştırdım. "Seninleyken kendimi bir canavar gibi hissetmiyorum." Fısıldayarak konuşmuştum. "Öyle olduğumu unutuyorum. Hanene yaptıklarımı unutuyorum. Seni hak etmeyeceğim şeyler yaptığımı unutuyorum."

vsoo | Blood and Kiss (Kan ve Öpücük)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin