Chapter 23Kai bileğini alnına bastırıp gözlerini sıkıca kapattı. Uyuyor muydu? Rüyada gibiydi ama aynı zamanda uyanık da hissediyordu. Akıl bulandıran bir durumdu. Terlemekteydi ve aynı zamanda camdan geldiğini tahmin ettiği rüzgar ıslak tenine çarpıp duruyordu.
Antarktika... Neden buradayım? Etrafına bakındı. Yıllar öncesindeyim. Jisoo'yu buza hapsettikten sonra... yeniden buraya geri dönmüştüm. Adımları yavaşça ilerledi. Jisoo olduğunu tahmin ettiği buz küpüne kadar geldi. Elini buza bastırıp sildi. Gözleri kapalı...
"Bu defa fazla kaçırdın." Hwasa'nın sesi soğuk rüzgarın çığlığına eşlik etti. "Onu öldürdün." Dişlerimi sıkmıştım. Hâlâ Jisoo'nun bulanık yüzüne bakıyordum. "Bunu Seokjin'e nasıl söyleyeceksin?" Sadece... hayır, bunu yapmak istememiştim. Gücümü fazla kullandığım için vampir dayanıklılığı kendini kaybetmiş ve kozası parçalanarak korumasız kalan Jisoo'yu buz yok etmişti. Sadece ceset... Buzun içindeki bir ceset... "Boş versene! Sende bunu söyleyecek cesaret bile yoktur!" Hwasa'nın adımlarını karın hışırtısı içinde işitti. "Gidip kendim söylerim."
"Hayır!" Dönür dönmez, Hwasa'yı hedef alan buz oklar kısa sürede cadının vücudunu delik deşik etti. Delik deşik olmuş vücut dayanıklılığını yitirdi. Geriye düştü. Çok kısa sürede kan bembeyaz kara sıçradı ve şairane bir manzara oluşturdu. Yutkundu Kai. Vampir iç güdülerine çok çabuk teslim oldu. Kafası karışıktı. Bu karışıklığı atmak için kan emmek istedi.
Üzerine atlayıp Hwasa'nın kanını emdi, emdi ve emdi. Hwasa hâlâ yaşıyordu. Kolunu kaldırmak istedi ama yapabildiği tek şey doğru dürüst ağlayamamaktı.
"Vay, vay, vay..." Bu defaki sesin sahibi Lana Del Rey'den başkası değildi.
Kai köpek gibi eğildiği pozisyondan kafasını kaldırıp Lana'ya baktı. Korkunç kırmızı gözleri kirpiklerine dolan kar tanelerini imredecek parlaklıktaydı.
"Sonunun Hwasa gibi olmasını istemiyorsan", dedi boğuk sesle Kai, "sus."
Lana ellerini kaldırıp teslim olurcasına salladı. "Böyle aptallığı aklımın ucuna bile getirmem." Yüzündeki sinsi gülümseme ona özel dikilmiş gibiydi. "Şimdi", dedi siyah rujuyla sırıtırken, "bir oyun oynamaya ne dersin?"
Kai aniden uyandı. Gözlerinin önüne Jisoo'nun berrak yüzü geldi. O an aklı Jennie'nin yanındaki kadına kaydı. "Aynı kişi", dedi kuru dudaklarıyla. "Bu nasıl olabilir? Aynı kişi!" Yatakta oturur pozisyona geçip bacaklarını hafif araladı. Başını öne eğip parmaklarını düzensiz saçından dolaştırdı. Jisoo eskisi gibi değildi. Tarzı değişmişti ve modern dünyaya ayak uydurmuştu. O yüzden bilyonlarca yıl sonra ilk bakıştan onu tanımaması normaldi.
Lana gerçekten Jisoo'yu uyandırabilmiş miydi? O gün... Kai'nin çalışma odasına geldiğinde ve gereksiz kelimeler sarfettiğinde... o kelimelerin hepsi gerçek miydi?! Kai aklındaki yapboz tamamlandığında gözlerini kocaman açtı. Ama Lana Del Rey bunu neden yapmıştı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
vsoo | Blood and Kiss (Kan ve Öpücük)
Fanfiction𖣂 Vampirlerin hiçbir zaman akıtmadıkları okyanuslar dolusu gözyaşı vardı... ༽ taesoo ༼ jenkai ༽ liskook ༼ jirose ༽ jinrene ༼ 24.04.2022 başladı. 11.09.2022 bitti. あ LifeDesire