Sahanın oraya doğru yürürken kuru boğazım yüzünden birkaç kere öksürüp arkamdaki kızların benim hakkımda olduğunu düşündüğüm konuşmaları yüzünden dikkat kesildim.
"Bunu döven kıza ne oldu sen biliyor musun kanka? Birileri atıldı diyordu ama ben bilmiyorum."
"Yok, uzaklaştırma aldı bir hafta o kadar ama kızı pişman ettiler yaptığına uzaklaştırması bittikten sonra bile gelemedi okula. O yüzden atıldı sanmışlardır belki."
"Olabilir, de ne yaptılar ki? Of cidden hiçbir şeyi bilmiyorum anlat hemen."
"Bu ortadan kaybolmuş birkaç saat sonra, ulaşamamışlar, Kyungsoo kafayı yedi kanka, aldı bunu döven kızı doğru müdüre götürdü. Okul başkanı yürüyen ego da orada tabi anında cezayı kestiler kıza. Kyungsoo'nun arkadaşları, başkanın sevgilisi Sana var ya, o ve onun tayfası işte, bir biri saldırıyor bir diğeri. Jeongyeon ve Dahyun muydu ne, tam tanımıyorum kızları, özellikle o ikisini çok zor tuttular. Film gibiydi kanka. Görmen lazımdı. Neyse, duyduğuma göre, Kyungsoo bunu dövenle işini hallettikten sonra olayın dedikodusunu yapanları görmüş, onları halletmiş bir güzel. O günden beri kimse, ne o olay hakkında konuşuyor ne de bunun hakkında konuşuyor."
"Tam da gelmeyecek günü bulmuşum yaaa of."
"Cidden. Neyse kanka sus, duyar falan, valla uğraşamam ben Kyungsoo ve bunun diğer arkadaşlarıyla."
Ben zaten duydum her şeyi be.
Ama Kyungsoo'nun bana anlatmadığı çok şey varmış, onu anlamıştım sohbetlerinden.
Sahaya vardığımda Tzuyu hariç kızlar buradaydı. Tzuyu olmadığı için Sehun da yoktu ama geri kalan herkes buradaydı. Yanlarına gitmenin sorun olmayacağını düşünerek gittim.
Kyungsoo yanına vardığım an elini belime koyup beni iyice kendine yaklaştırdı. Böyle yapmasının sebebi de Baekhyun'un ortamda olmasıydı. Baekhyun bizimle ilk günlerdeki kadar çok uğraşmıyordu bile. Canı sıkılırsa anca. Böyle yapmasına gerek yoktu aslında ama Kyungsoo kıskanıyordu beni. Ne yalan söyleyeyim bu da aşırı derecede hoşuma gidiyordu.
Ortama geldiğim için haliyle herkes bana dönmüştü. İlgi üzerimden gittiğinde sessizce konuştum. "Bana anlatmadığın şeyler varmış."
"Ne gibi?"
"O gün, o kız sadece ceza almamış..." göz ucuyla sıralanmış kızları gösterdim. "Kızlarla üzerine gitmişsiniz. Ben şikayet etmek bile istemezken neden böyle yaptınız ki?"
Biraz uzaklaştı benden ve kaşlarını çatarak baktı. "Nereden biliyorsun sen bunları?"
"Az önce konuşulurken duydum."
Gözlerini devirdi ve sinir dolu bakışlarıyla konuşmaya devam etti. "Ben sana insanları dinlemeyeceksin dememiş miydim, neden konuşanları dinledin?"
Benim hakkımda konuşulurken nasıl dinlemeyebilirim ki? Ayrıca iyi ki dinlemişim.
"Dinledim işte, kızma bana." dedim köpek yavrusu bakışları atarak.
Tabiki bana dayanamamıştı ve sinirli bakışları yumuşadı. "Neyse, zaten o gün ağlama krizine girmemiş olsaydın ben de anlatacaktım sana bunları."
Ağlama krizi derken?
İçimden geçeni anlamış gibi konuşmaya devam etti. "Ağlarken bir ara nefesin kesildi bayılacak gibi oldun, korktum ben de, sen uyuduktan sonra o yüzden gidemedim zaten."
"Ben bunları da hatırlamıyorum." dedim kafamın karıştığını belli eden bir sesle.
Sanırım ağlamaya başladıktan sonra kendimi dünyaya kapatmıştım. Uyanana kadar da sürmüştü bu kapalılığım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Someone Like Me | Nayeon × Kyungsoo
Fanfiction"Benim gibi birisini sevdiğin için teşekkür ederim." "Senin gibi birisi... Yani, beni sadece sesiyle büyüleyen, duyduğu onca şeye rağmen güçlü kalabilen, başkaları daha az güzel bulsa da benim dünyamdaki her haliyle güzel olan tek insan... Benim gib...