8.Bölüm

188 48 82
                                    

"Bu saçı nasıl indireceğiz?" sınıfa girdiğim anda içeride sadece kızların olduğunu görünce böyle atlamıştım sohbetlerine

Söyledikleri gibi saçım düz kalmıştı ama her zamanki kabarıklığı üstündeydi.

Beni gördükleri an Mina sırıtırken Sana'nın yüzü düşmüştü. "İşimiz bittikten sonra ısmarlarsın artık kahvemi."

Mina'nın bu sözü üzerine Sana ofladı ve gözlerini devirdi. İkisine boş boş bakışlarımı gören Dahyun konuştu. "İkisi saçının kabarıp kabarmayacağı konusunda iddiaya girmişti de..." Mina lafa atlayıp devam etti. "Ve ben kazandım. İyi ki Dahyun'a düzleştiriciyi de getir demişim."

Dahyun başıyla Mina'yı onaylarken düzleştiriciyi kontrol etti. Isınmış olduğunu gördükten sonra birkaç dakika içinde indirdi saçlarımı. Neyse ki bir öğretmen basmadı sınıfı da saçımı yaparken yakalanmadık. Bu arada, düzleştirici ne güzel bir şeymiş böyle derhal kullanmayı öğrenmeliyim.

Saçımın işi kısa sürede bittikten sonra hep birlikte tuvalete gittik. Sana hiç vakit kaybetmeden beni 'boyamaya' başladı.

Grubun makyözü Sana, kuaförü Dahyun. Mina da onların asistanı ama Jeongyeon ne işe yarıyor onu çözemiyorum o sadece gözlemci sanırım. Yine hiçbir şeye dokunmadan öylece durup kendi aralarındaki sohbetlerini yönlendiriyordu.

İkimiz de ayakta olunca biraz zorlanıyorduk. Sürekli dizlerimi kırarak Sana için uygun bir boya gelmeye çalışıyordum. Bu da bacaklarımı fazlasıyla ağrıtıyordu. İnsana benzeyeyim derken bacaklarımdan olacağım bu gidişle.

Ofladığımda Sana beni rahatlatmak için konuştu. "Biraz daha sabret az kaldı."

Sana'nın bu sözünden sonra Dahyun çocukmuş gibi bir heyecanla ellerini çırptı. "O zaman ben Kyungsoo'yu getireyim siz de kapının önüne çıkıp bekleyin. Seni ilk Kyungsoo görmeli böyle başkaları değil."

Dahyun'un hevesli bir şekilde çıkıp gitmesiyle heyecanlanmıştım, biraz da gerilmiştim. Kesin beni affetmeyecek.

Ayakta olduğumuz için bu süreç biraz daha zor geçmişti ama yine beni güzel yapabilmişti Sana. Dün daha güzeldim çünkü dünkü yaptığı makyaj daha abartılıydı bugün okulda olduğumuz için fazla abartmamıştı. En azından yüzüne bakılabilecek bir insana dönmüştüm böyle de.

Onlar malzemeleri toplarken ben de gözlüğüme uzanmıştım ama Sana yapmacık bir sinirle elime vurdu. "Bunu takmayı düşünmüyorsun heralde?"

"Tam olarak onu düşünüyordum." dedim tedirgin bir sesle. Niye takmayacakmışım ki?

"Gözlüksüz önünü göremeyecek kadar mı büyük numaran?" Mina araya girdi.

"Yok hayır." derken kafamı iki yana salladım. "Bulanık görüyorum ama uzaktakileri biraz zor seçiyorum."

"Derste takarsın o zaman, sınıf dışında takma bugün. Yanında birileri olur zaten yardımcı olurlar sana."

Kim olacak ki yanımda?

Sana toparlandıktan sonra çıktık dışarı. Öylece tuvalet kapısı önünde dikiliyorduk. Yanımızdan geçen bir kız bana dik dik bakınca Jeongyeon ona çemkirdi. "Ne bakıyorsun Nayeon'u ilk kez görmüş gibi?"

Kız far görmüş tavşan gibi kalmıştı bu çemkirişinden sonra. Sana, elini kızın omzuna koydu ve onu tuvalete doğru çevirerek hafifçe içeriye ittirdi. "Gir hadi kanka."

Kız konuşmaya çalışıp kekeleyince vazgeçti ve girdi içeri. Tekrar koridora döndüğümde Dahyun'un Kyungsoo'yu buraya doğru çekiştirdiğini görünce güldüm. Kyungsoo yere bakıyordu beni görmemişti.

Dahyun bize iyice yakınlaştında durdu. Kyungsoo da durmuştu haliyle. Kafasını kaldırdı ve kaldırdığı an beni gördü. Gözleri büyümüş, dudakları kendi kendine aralanmıştı şaşkınlıktan. "Nayeon?"

Kızlar bu haline kahkahalarla güldü ve Sana kolunu omzuma attı. "Nasıl? Güzel yapmış mıyız?"

"Çok... Çok güzel." dedi bana gülümseyerek.

Bir iki adımda aramızdaki mesafeyi kapattım ve ellerini tuttum. "Yanına yakışabilmem için yaptık." Bunu dediğim anda Dahyun kafama vurdu. "Saçma sapan şeyler söyleme!"

Dahyun'u gülerek geçiştirdim ve beni gördüğü andan itibaren gözlerini benden hiç ayırmamış Kyungsoo'ya döndüm. "Beni affedebilecek misin?"

Cevabını bana sarılarak vermişti. Ben de sarıldım. Bir türlü ayrılmıyordu ben de ayrılmasını istemiyorum zaten.

"Biz gidelim mi?" alayla ve gülerek sormuştu Dahyun. Bu sorusu ile Kyungsoo hızla benden ayrıldı ve Dahyun'a döndü. "Siz hala burada mısınız?!"

Kızlar kahkahalarla, aşırı eğlenerek yalnız bıraktı bizi. Kızlar tuvaleti önünde ne kadar yalnızsak o kadar yalnızdık işte.

"Çok güzel olmuşsun." dedi bana gülümseyerek. "Ben sana güzelsin demiştim değil mi?"

Sessiz kaldım. Şimdi neler söylenecek acaba bizim için?

Omzuma dökülen saçlarıma dokundu yavaşça "Bence öbür gibi daha güzeldi."

Gözlerimi devirdim. "Kafamda bir kuş yuvası taşıyordum."

"Olsun. Kıvırcık saç severim ben böyle de çok güzel ama." dedikten sonra tekrar sarıldık ama bu seferki kısa sürdü.

"Bahçeye çıkalım mı?" diye sordu hevesle. Bahçeye çıkmaya hazır olduğumu hiç sanmıyorum.

"Sonra... başka zaman çıkalım." diyebildim kısık bir sesle. Bir anda güvensizliğim geri gelmişti.

"Tamam, senin istediğin zaman çıkarız." dedikten sonra yürümeye başladı. Hevesini kırmıştım. Tek yaptığım şey onu üzmek yemin ederim.

Onun sınıfı benimkinden önceydi içeri girmeden önce hevesini kırdığımı belli etmemeye çalışarak güldü. "Ben gelirim tenefüste yanına."

"Tamam." diyip gülümsedim ve yoluma devam ettim.

Koridordaki herkes şaşkın şaşkın bakıyordu bana. İnsanları şaşırtmak eğlenceliymiş ya.

Sınıfa girdiğimde sınıftakiler de şoka girmişti. Yugyeom açık kalan ağzını kapattıktan sonra yanındakilere fısıldadığını zannederek "Oha yeni kız gelmiş." dedi ve kalktı.

Gerçekten tanımamıştı beni? Tanıyamayan bir tek o vardı ama. Dalga geçiyor desem o da değildi. Deli çocuk.

Alıcı gözlerle yanıma geldiğinde sınıftakiler, kahkahalarla gülmeye başladı.

"Ne yeni kızı ya?"

"Nayeon o."

"Gerizekalı"

Üç kişi aynı anda konuştuğu için kimlerin konuştuğunu çözememiştim ama bu kez Yugyeom şok olmuştu. Yugyeom sayesinde aşırı komik bir ortam oluşmuştu sınıfta herkes gülmekten kırılıyordu.

Benim sırama baktı önce boş olduğunu görünce bana döndü. "Şimdi sen Nayeon musun?"

"Hayır değilim." diyip bir kahkaha attım.

Dahyun ve Sana anında yanımda bitmişti. "Bizim eserimiz beğendin mi?"

"Bravo çok güzel yapmışsınız." dedikten sonra "Dön bakayım şöyle" diyip, elimden tutup döndürdü beni.

Yugyeom beni öyle döndürürken Kyungsoo girmişti sınıfa. Bizi o şekilde gördü. Olduğu yerde kalmıştı. Dahyun şaşırdığını ve kızdığını fark etmeden ona seslendi ve gülerek konuştu."Gel kanka gel Yugyeom Nayeon'u tanıyamadı."

"Yok... Ben, şey...Nayeon'a...Neyse sonra söylerim önemli değil." böyle kesik kesik cümleler kurup gitti. Arkasından gideceğim sırada içeri giren öğretmenle durmak zorunda kaldım.

Bana ne söyleyecekti acaba?

Beni Yugyeom ile öyle görünce kırıldığı için mi kaçarcasına çıktı?

Of of of.

Someone Like Me | Nayeon × KyungsooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin