"Of, ben çok gerginim." derin bir nefes verirken aptal aptal dolanmayı bırakıp ellerimi belime koyarak Kyungsoo'ya döndüm.
"Gerilecek bir şey yok sakin ol." dedi Kyungsoo beni pek umursamadan.
Ağzımın içinde mırıldandım. "Senin için yok tabi."
Yine de duymuştu beni. "Senin için de yok."
"Var. Kafasına yumurta ya da domates fırlatılacak olan sen değilsin."
"Ne?" inanamayan bir ses tonuyla söylerken, sözünü kahkahaya dönüştürdü ve büyük bir kahkaha attı. Gülmesini bırakmadan sordu. "Bir tanem kafana niye yumurta ya da domates atsınlar, iyi misin sen?"
Ben onun aksine gülmüyordum. "Bir tarafımda sen, diğer tarafımda Chanyeol... Ortada görüntü kirliliği yapıyorum."
"Hala mı aynı konu?" dedi gözlerini devirerek. "Daha kaç kere güzelsin demem gerekiyor?"
Güzel olmadığımı biliyordum ben. Kendimi iyi hissettirmek için bana yalandan güzel olduğumu söylemesine gerek yoktu.
Susup oturdum yanına. Kolunu omzuma atıp beni kendine yaklaştırdı. "Sakin ol."
"Kafama yumurta atmayacaklar değil mi?" diye sordum ağlamaklı bir sesle.
"Hayır." dedi kahkahalarının arasında. "Sadece kafana yumurta atmak için okula yumurta sokmaya kalkışmazlar merak etme."
O gülmeye devam ediyordu ama benim gerginliğim biraz olsun azalmıyordu. İçim içime sığmadığı için tekrar ayağa kalktım.
Olduğum yerde dolanırken Kyungsoo da benim gergin hallerimi izleyip eğleniyordu. Birden gözlerini kocaman açarak ayağa kalktı. "Birazdan sahneye çıkacaksın."
"Evet malesef."
"Çıkamazsın!" diye yükseldi bir anda. Bu yükselişine hiçbir anlam verememiştim şu an. En başından beri, benimle sahne alacağı için havalara uçan kişi oydu sonuçta.
"Bence de çıkmamalıyım. Size söyledim zamanında hocaya söyleyin beni çıkarsın diye ama dinlemediniz. Üstüne bir de azarladınız beni. Ne geldi aklına da çıkmamam gerektiğini anladın?"
"Ya birisi sen sahnedeyken sana aşık olursa..." dehşetle söylemişti.
Gözlerimi devirirken konuştum. "Kim, bana niye aşık olsun? Güzel değilim bir şey değilim."
Herkesi kendisi kadar zevksiz zannediyordu galiba.
Ofladı. "Gel benimle." derken bileğimden tuttu beni ve sürüklemeye başladı. Hocaya seslenip rotamızı ona çevirdi.
Sonunda sahneye çıkmama hayallerim gerçek olacak galiba.
Hocanın yanına vardığımız anda, aynı dehşetli sesiyle, "Hocam, Nayeon ölüyor." dedi bir anda.
Hoca gözlerini büyüterek bana dönerken ben de aynı hareketi yaparak Kyungsoo'ya döndüm. Yalan uydurma kapasitesi bu kadardı anlaşılan. Bozmamak için iki kere yalandan öksürdüm ve sesim kısık numarası yaptım.
"Sesim tamamen kısıldı, böyle şarkı söyleyemem."
"Evet Nayeon çıkmasın iyi değil." diye atladı Kyungsoo yandan.
Hoca alaylı alaylı ikimize de baktı. "Sabahtan beri vır vır konuşuyorsun anca mı kısıldı sesin?"
Kafamı sallayarak onayladım. "Bir anda oldu. Bir şeyler alerji yaptı galiba."
"Buna inanacağımı düşündünüz mü gerçekten? Nayeon, sana inanamıyorum gruba seçtiğim ilk andan itibaren çıkmamak için bin takla attın, dakikalar kaldı şurada sahneye çıkmanıza hala uğraşıyorsun. Pes artık."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Someone Like Me | Nayeon × Kyungsoo
Fanfic"Benim gibi birisini sevdiğin için teşekkür ederim." "Senin gibi birisi... Yani, beni sadece sesiyle büyüleyen, duyduğu onca şeye rağmen güçlü kalabilen, başkaları daha az güzel bulsa da benim dünyamdaki her haliyle güzel olan tek insan... Benim gib...