Yol boyunca bir Poyraz'a baktım bir Esin'e.
Esin kendinden geçmiş haldeydi, hiç konuşmuyordu. Poyraz'sa kafası iki elin arasında öylece duruyordu.
Eve geldiğimizde arabadan inerek onlara "hadi" dedim. Poyraz indiğinde Esin'in inecek hali yoktu. Onun tekrar koluna girerek eve doğru götürdüm.
İçeriye girdiğimizde Esin'i yavaşça koltuğa oturturdum, Poyraz'sa bir köşeye geçip oturdu.
Ne yapacağımı bilmiyordum, ne yapmam gerekiyordu. Şu an ne demem gerekiyordu. Bütün şeyleri bilmiyordum, ama hala 19 yaşındaydım ve büyük bir insan gibi düşünemiyordum.
Bu yüzden de kendime kızmaya başladım, neden susuyorsun diye. Esin'in gitgide solan yüzünü gördüğümde yapmam gerekenin ne olduğunu anladım. Hemen odaya giderek babamı aradım.
Birkaç çalmanın ardından babam açarak "Sera birşey mi oldu kızım?" dedi.
"Evet baba acilen eve gelmen lazım" dedim.
Babam "hemen geliyorum" diyerek telefonu kapattı.
Mutfağa gidip onlara sıcak bir içecek hazırlamaya karar verdim. İkisininde önüne koyduğunda, o an içmeyeceklerini anladım.
Poyraz'a sarılmak ona geçecek demek istiyordum ama bunu nedense yapamıyordum. Esin'in yanına giderek oturdum, onun kolunu tutup sıvazlamaktan başka hiçbir şey yapamadım.
Çünkü söyleyecek hiçbir kelime aklıma gelmiyordu, onu nasıl teselli edeceğimi dahi bilmiyordum.
Tam 1 saatimiz bu şekilde geçti, taki babam kapıyı çalana kadar, hızlı bir şekilde kalkarak kapıyı açtım.
Babam geldiğinde ikisini de oturur gördü, bu ortama bir anlam veremediği için, bana bakarak "ne oluyor burada" dedi.
"Baba sana anlatmam gereken şeyler var, ama önce otur ve sakin ol" dedim.
Babam oturduğunda ona en baştan olayları tek tek anlatmaya başladım. Kızdan, anlattığı şeylerden ve şu an bulunduğumuz durumdan.
Babamdan bir tepki bekliyordum, sadece "aman tanrım" dedi.
Esin'in yanına giderek "kızım nasılsın" dedi.
"merak etme, geçecek" demeye başladı.O anda bende bir şaşkınlık oldu, babam tepki vermiyordu. Az önce ona o kadar bagletin, yelenlerin, hatta en önemlisi kendi kardeşinin, annesinin ve babasının ölümünden sorumlu adamın Volkan bey olduğunu söyledim.
O sadece Esin'i teselli etmekle yetinmeye başlamıştı. Oturduğum yerden ayağa kalkıp ufak adımlarla babama yürümeye başlarken, aynı anda da konuşmaya başladım.
"Baba anlamadığım bir şey var, az önce sana kardeşinin, annenin, babanın, kimin tarafından öldürüldüğünü söyledim. Neden bu tepkisizlik. Az önce sana bana bu lanetin nasıl bulaştığını!" derken kelimeler boğazıma dizildi.
Lanet bana nasıl bulaşmıştı? o kız ne demişti? "lanetimi üzerlerine kustum" o anda gözümden yaşlar akmaya başladı.
Anlamıştım sonunda, babam benim yüzüme baktığında ona "Volkan bey neden seninle Poyraz'ın arkadaş olmasını istemiyordu, neden Poyraz'ı senden uzak tutmaya çalıştı" dedim.
Babam ayağa kalkarak "Sera dinle" dediğin de sözünü kestim.
"Sen o sun, onun arkadaşı, senden, sen bir katilsin" dedim.
Bu kelimeleri düşünmeden söylemiştim, arkamda duran Poyraz'ı tamamen unutmuştum.
Poyraz'ın ayağa kalktığını hissedebiliyordum, çok şiddetli hareketlerle babama saldırmaya başladı.