Havanın soğumasını bahane ederek ayağa kalkıp arabaya doğru yürüdüm .Yankı arkamdan koşarak adımlarla geldiğini fark ettiğimde, duraksayıp arkama baktım.Durduğumu görünce gülümseyerek arabayı gösterdi.
Arabaya bindiğimizde ikimizde hiç konuşmamıştık .Otele geldiğimizde arabadan inip gidiyordum ki ,teşekkür etmeyi unuttuğum aklıma geldi ve geri döndüm.Arkamı döndüğümde Yankı arabadan inmiş benim otele girmemi bekliyordu.Yanına ağır adımlarla gittim.
"Herşey içinden teşekkürler."
Diyerek yanından uzaklaştım.Otele girdiğimde lobi de Poyraz'ı görmüştüm..Kenardan gidip kanepenin arkasına saklandım.Neden yapıyorum bunu .Kanepenin arkasında giderken merdivenlere ulaştım ,Poyraz beni fark etmedi çok şükür .Sakin bir şekilde odama gidip üzerindeki kıyafeti çıkarıp ,siyah kot ,beyaz gömlek ve ince bir hırka ile tekrar odadan çıktım .Hızlıca merdivenleri inip Poyraz'ın hala lobi de olup olmadığına baktıktan sonra,olmadığını görünce arabaya binicekken Poyraz arkamdan arabanın kapısını kapadı.
"Neden."
"Anlayamadım."
"Onunla neden vakit geçiriyorsun."
Poyraz yumruğunu sıkıyordu.
"İşim var ,gitmem gerek."
"Sana bir soru sordum Sera."
"Bende sana işimin olduğunu söyledim demi."
Arabaya bindim.Hiç Poyraz'a bakmadan otelden çıkıp hastenete girdim .
Girişteki güvenlik bana eşlik ederek hastanedeki neredeyse tüm yaralı askerleri 5 dakika olsun durumlarını öğrenip neye ihtiyaçları olduklarını öğrendim ..Hastanenin masraflarını karşılayacağımı söyleyip bankaya uğradım.Bankadan yüksek bir para çekiminden sonra Askerlerin ailevi içine alış veriş yapıp evlerine gittim .Kaç eve uğradım hatırlamıyorum .Sıra geldi şehit ailelerine burda çok zorlanacağımı biliyordum .Bu yüzden Esin'i arayıp benimle gelmesini istedim .On dakika içerisinde yanıma geldi...
"Teşekkür ederim.."
"Bunun içine teşekkür etme ,bu savaşta bir çok şehidimiz oldu .Ailelerine ben de baş sağlığı dilemek isterim, kolay değilmiş."
Esin'e büyük bir değişim vardı ,bana olan kini gitmişti .Gayet güler yüzlü bir kız olmuştu. Etrafındakiler içinden fazla yardım severdi.
Şehit ailelerine elimden gelenin fazlasını yapmak zorundaydım.En çokta etkilendiğim dört çocukluk kadındı .Tek geçim kaynağı kocasıymış ,kocası savaşa gitmek istediğini söylediğinde hiç düşünmeden kabul etmiş .Şehit haberi geldiğinde ağlamamış.
Gurur duyordu kocasıyla .Hiç bir yardımı kabul etmemiş tek istediği çocuklarının güvenliğiydi.
O evden çıktığım da nasıl yardım ederim diye düşünüyordum."Bak sana Sera bu kadın ne yaparsan yap hiç bir yardımı kabul etmeyecek peki bizimle çalışsa .Yani sende, bende yemek yapmıyoruz .Tost yemekten içim bayıldı, tabi sende istersen, gelip ev işini görsün, bize yemek yapsın, ne dersin?
Aslında Esin doğru söylüyordu, artık eve geçme zamanı gelmişti, küçük bir gülümseme ile söylediği şeyin mantıklı olduğunu dile getirdim.
O da gülümseyerek teşekkür etti;
"Ben hemen gidip teklif edeyim" dedi, ben daha fazla bu acılı aileyi görmeye dayanamadığım için Esin koşar adımlarla içeri girdi.
Yarım saatlik bir süre sonra yanıma geldiğinde
"kabul etti artık yeni bir aşçımız var" dedi, ben de ona gülümseyerek
"o zaman diğerlerine gidelim"
dedim
Gitmek istediğim bir ev vardı, sanırım bu savaşta kocası ölmüş bir kadın daha, aslında bir çok vardı ama bu kadın da gerçekten çok kötü durumdaydı, bir an önce ona gitmek istiyordum.
Konumu aldıktan yarım saat sonra varmamız gereken yere ulaştık. Derin bir nefes alarak arabadan indim, gidip kapıyı çaldığımız da gördüğüm manzara beni çok şaşırttı, 20 yaşında gencecik bir kadın, iki tane küçük çocuğu vardı, ağlamaktan şişen, kızaran gözleriyle bizi içeri davet etti.İçeriye girip oturduğumuzda ne diyeceğimizi bilemedim,
"başınız sağ olsun"
dediğimde, o da teşekkür etti. Çocuklardan biri 2 yaşında biri de yeni doğmuştu, ağlamamak için kendimi çok zor tutuyordum, bunların hepsi bu saçma Savaş yüzünden olmuştu.
Gerek var mıydı bu zulme, Esin benim konuşamayacağımı anladığı için lafa girdi."herhangi bir şeye ihtiyacınız var mı, nasıl geçiniyorsunuz.?"
gibi şeyler soruyordu kıza, hiçbir şey istemiyordu sadece artık çocuklarının bu dünyada huzurlu bir şekilde büyüyüp ölmemelerini istiyordu, normal bir baglet gibi.
Ben de kafamla onaylayarak"bu olacak, senin çocukların rahat bir şekilde yaşayacaklar."
Daha fazla dayanamayarak dışarıya çıktım, Esin de arkamdan gelmişti.
"Sera iyi misin?" dediğinde, "çok karışığım" dedim.
"Neden ne oldu"
"Bilmiyorum, her şey üst üste geliyor, kafam allak bullak, şu kördüğüm beni daha da kötü yaptı"
Esin kolumdan tutarak "hadi sera, anlat"
"Yıllar önce, baya yıllar önce aynı şey olmuş, hani küçük bir savaş gibi bir şey, yelenlerin öldüğü"
"Evet biliyorum,"
"Orada bir kız varmış aynı benim gibi"
"Evet sera sadete gel"
"O kızı aslında tutanın yelenlerden biri olduğunu biliyor muydun"
"Şey onu duydum ama bunu doğru olacağını zannetmiyorum, yani kendi ırkı, kendi halkına neden zarar vermek istesin ki. Peki sen bununla ilgili bir şeymi duydun?"
" Önemli değil, kimden öğrendiğim."
"Ne duydun Sera"
"Esin bilmiyorum sadece kafam karıştı"
Esin tedirgin olmuşçasına gözlerime baktı.
"Sera bu doğruysa bir iç savaş başlar, bagletler daha da çok sinirlenir, yelenler kendilerini sorgularlar. Eğer daha önceki savaş bir yelen yüzünden çıktıysa, yelenlerin kışkırtması yüzünden olduysa hepimiz tehlikede oluruz" dediğinde doğru söylüyordu.
Eğer böyle bir şey olursa bagletler çok kızacaktı, biz neyin bedelini ödedik diyeceklerdi. Yelenlerse hem vicdan azabı hem de intikam dolu olacaklardı. Büyük bir iç savaş başlayacaktı, bir an önce bunu öğrenmem gerekiyordu ama nasıl.
Yankıyla tekrar konuşmaktan başka çarem yoktu
"Esin'e bugünlük bu kadar yeter benim bazı işlerim var"
dedim, o da Gülümseyerek
"tamam bugün eve geçer miyiz artık" dedi.
kafamda onaylayınca "iyi o zaman, ben evde olurum" diyerek uzaklaştı.