Başım ağrıyordu, gözlerimi kapatıp kendimi yatağa doğru attım. Hiçbir şey düşünmek istemiyorum. Etrafımdaki insanların endişelerini, korkularını .İnsanların sakin kalmalarını nasıl sağlıyacağımı bilmiyorum. Bir süre yatakta boş beyaz duvara baktıktan sonra odadan çıkıp içeriye geçtiğinde kanepede uzanan Poyraz'a bakmış odanın kapı sesini duymuş olmalı ki kafasını kaldırıp yüzüme bakmıştı. Poyraz'la göz göze geldiğimizde; Onun benim için ne kadar endişelendiğini fark ettim. Ben bagletler için endişe ederken, o benim için endişe ediyordu.
"Küçüğüm bu kadar düşünme, haklısın hayatının yarısında bile değilsin. Ve sen elinde olmadan savaşa gireceksin. Hazır bile değilsin buna daha. Onca yelenle nasıl baş edeceksin. Ben tabii ki de senin arkandayım. Fakat 2 Yelen le bu savaş sencede biraz zor değil mi? Bagletler tabii ki de bize yardımcı olacaklar, onlar tek güçle ölüyorlar. Eskiden ölümlülerin kazanmasının sebebi ise, baglerlere yardım edenlerin olması. Şimdi ise bu yardımı asla kabul etmeyeceklerdir. Bizim yapmamız gereken şey, bir an önce yardım edecek yelenler bulmak. Bagletlere yardım etmeyi canı gönülden isteyecek Yelenler. Çok zor biliyorum, bence babandan bir yardım istemelisin.Biliyorsun senin baban kesinlikle Savaş istemiyor . Belki o da bize yardım eder. Bir konuşsan"
Yanına gidip karşı kanepeye oturdum. bunun mümkün olmadığını biliyorum. Çünkü babam baglerler için savaş yapabilecek birisi değil. Son konuştuğumuzda onların bir ölümlü olduğunu , bir ölümlü için neden bu kadar çok uğraştığı mı söylemişti. Elinde sonunda öleceklerini düşünüyordu .
Poyraz'ın gözlerinin içine baktım.
" Poyraz babamdan yardım isteyemeyiz. onun bagletler hakkında neler düşündüğünü biliyorsun. "
" Boşversene Sera, o baglet biriyle evli. Annen senin bir baglet. Madem bagletlere yardım etmeyecek anneni sok araya . Senin gibi bir kaç melez buldum ama onlar savaşı istemiyor. "
Kollarımı birleştirerek Poyraz'dan gözlerimi kaçırdım.
" Ben de savaş istemiyorum, bunun böyle olmasını hiç istemedim . Elimden gelmeyen sebeplerden dolayı beni savaşa onlar sürükledi. Hiçbir şekilde Yelen lere zarar vermek istemedim. Sen de gördün bana her fırsatta saldırıyorlar , her fırsatta bagletleri öldürüyorlar. Onları küçük görüyorlar ."
" Bütün Yelenler aynı değil Sera, hepsi gücünü acımasızca kullanmıyor. Tamam kabul ediyorum bazıları bu gücün kötü kullanıyor, bizim bir kurulumuz var istersen oraya çıkalım anlatalım derdimizi . "
Aslında güzel bir fikir gibi gelmişti Poyraz'ın bunu söylemesi , elbette iyi asilere yardım etmeyen Yelenler de vardı .Bunları bulup da bagletlere yardım etmeleri için ikna edelim . Kurula mı çıkacağız çıkalım .! Yeter ki Savaş çıkmasın diye düşünürken; Hakan araya girdi.
" Sen kurula gittiğin anda seni öldürecekler dir.Hiçbiri bu konuda sana acımayacak. Çünkü sen onca Yelen'i öldürmüş bir melezsin. Güçlüsün onlardan bile güçlüsün. Bu gücün onlara zarar vereceğini hepsi biliyor , seni yaşatmayacaklardır . Ne kurulundan bahsediyorsun sen Poyraz . "
diyerek Poyraz'ın omzuna hızlı bir şekilde vurdu . Ne olduğunu anlamadan Poyraz da onun omzuna yumruk attı . Birbirlerine karşı kötü bakıyorlardı. Aralarında bir anlaşamamazlık vardı Benim anlamadığım bir düşmanlık . Her an patlayacak bir bomba olduğunu bilmiyordum, ikisininde pimini çekmek yeterli.
"Sen saçmalıyorsun kuruldakiler, Sera'yı neden öldürsün . Ben de kurul üyesiyim sen de biliyorsun. "
" Evet sen de onlardansın, sen de acımasızsın , bagletlerden nefret ediyorsun . Sera olmasaydı eğer sen de öldürürdün. Hiç acımazdın bunu biliyorum. "
