Eve dönüş yolu boyunca Aras'ı ve ayrıldığımız geceyi düşünmüştüm. Eve geldiğimde hala aklımda kalan son gülüşü vardı. Aradan geçen iki yıl onu nasıl da değiştirmişti. Bakışları daha da sıcaktı artık. Ama Aras beni o gün kaybetmişti, zamanla bunun acısını çekmeye başlayacağını ikimizde bilmiyorduk.
Ben sadece o gün değil, o günden sonra her gün ondan intikamımı almıştım. Ben sevişmekten korkmazdım. Erkeklerden, aşktan, mücadeleden... Ama durup dururken de kimsenin canını yakmamıştım bu güne kadar, hep ilk hamleyi karşımdan beklemiştim.
Bazıları kadınları gerçekten mal ya da bir obje gibi görürken bazıları da aptal sanıyordu. Son yıllarda ne çok aşk yaşamıştı yüreğim.. Ama öleceğimi hissetsem de vazgeçmeyi bilmişti çok sevdiklerimden. Canım acıya acıya vazgeçmiştim. Sanırım sol tarafım haklıydı, ben gururlu bir fahişeydim.
Kapının kapanma sesinden Oğuz ve Batu'nun geldiğini anlamıştım. Saati kontrol ettiğimde sabahın beşi olduğunu gördüm. Alacakaranlık kırılmış, güneş birazdan doğacaktı. Yepyeni bir Pazar gününe merhaba diyecektik. Batu balkon kapısından kafasını uzatınca o mükemmel gülümseyişine karşılık verdim. Yavaşça yanıma gelerek,
"Oğuz'u yine kızlar kaptı, bu gece de benimle idare edeceksin." dedi.
Tam kalkıp ona sarılacaktım ki önümde ki fincanı alıp mutfağa yöneldi, birkaç dakika sonra iki fincan kahveyle ve bir battaniyeyle geri geldi. Kahveleri önümüzdeki masaya koyduktan sonra yavaşça yanıma girdi ve battaniyeyle üzerimizi örttü. Şaşkın şaşkın onu izlerken o bana karşı hiçbir tepki vermiyordu. Masa da duran kahveye uzandığım sırada Can Gox, 'My Women' şarkısıyla bize eşlik etmeye başlamıştı.
Yavaşça geri yaslandım ve Batu'ya dönüp "Sana sormak istediğim bir şey var ama bana karşı dürüst olur musun?" dedim. Batu şaşırmamıştı, bu doğaldı ben hep zamansız yerlerde delice sorular sorardım. Muzip bir gülümsemeyle 'tabii' diyerek cevap verdi.
"Benimle hiç sevişmeyi düşündün mü?" dedim.
Batu şaşırmış hatta kızarmaya başlamıştı. "Bunu neden soruyorsun ki?" dedi.
"Bunu soruyorum çünkü bilmek istiyorum. 2 yıldır beraber yaşıyoruz hiç mi arzulamadın beni?" dedim. Küstahça olduğunun farkındaydım. Batu'nun yüzündeki ifadesi hiç değişmemişti.
"Bunun altında başka bir şey var Hazal? Anlatsana ne oldu?"
Batu beni hep anlardı. Sormak istediğim şeyin o olmadığını da biliyordu. Batu'nun bu zaferi karşısında battaniyeye daha fazla sindim ve kahvemden bir yudum aldım. Gözlerim ağır ağır aydınlanan havayı takip ederken sözcüklerin dilimden dökülmesine izin verdim:
"Benim hiç erkek arkadaşım olmadı Batu, biliyorsun... Yani onlara o gözle bakmamış olmama rağmen bir yerden sonra benden hep seks beklediler. Değil arkadaşı, gerçek aşkı bile bulamadım yüzden."
"Bunun üzerine de benimde diğer adamlarla aynı olup olmadığımı merak ettin?"
"Hayır Batu, demek istediğim, neden çevremde ki herkes bedenimle ilgileniyor? Neden lanet olası hayatta tüm insanların derdi benimle aynı yatağa girmek? Siz erkeklerinde bir zevk sınırı yok mu yani? Her kıza aynı derecede mi arzu duyuyorsunuz?"
Batu şaşkın ve meraklı gözlerle bana bakıyordu. Kendimi istemsizce cümlemin sonunu getirmeye yönelttim.
"Her an sevişmeye hazır gibisiniz, ama anlayamadığım şu, eğer bütün erkekler böyleyse sen neden onlar gibi değilsin? Seni farklı yapan ne?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaldırımdaki Kadın
Fiksi Umum"Parmak uçlarına kadar yıpratılmış bir kadınım ben. Hani, kadınlığa yeni adım atanlardanım.. Ve yeni öğrenenlerden, aslında doğar doğmaz 'kadın' olduğunu bir kız çocuğunun bu ülkede. Saçlarıma papatlayalar konduracak bir adamı asla bulamayacaklard...