Genç oğlan menajerinin peşinden giderken kendi kendine düşünmeye başladı. Ne yapmıştı ki?
Üç yıldır bu şirketteydi ve hiçkimseyle hiçbir sorunu olmamıştı. İnsanlarla da iyi geçinen birisiydi. Birden bire ne olmuştu da başları toplantılarına onu da çağırmışlardı?
Hemde pratiklerinin ortasında... Normal bir zamanda olsa biraz stres olarak atlatabilirdi ama onlar asla grup çalışmalarını bölmezdi.
Hele gruptan sadece bir kişiyi toplantıya hiç çağırmazdı. O lider değildi ki. Ne işi vardı toplantıda?
Belki de gruptan ayrılmasını isteyeceklerdi...
Biraz düşününce bu mantıklı geldi. Son zamanlar antileri var mıydı? Bildiği kadarıyla hayır...
Zorlanarak yutkundu ve bu düşünceyi kafasından atmaya çalıştı.
Şirket çalışanının geçmesi için kendisine açtığı kapının yanında onu yavaşça dürtmesiyle kendine geldi. Gülümseyip teşekkür amaçlı hafifçe eğildikten sonra içeri girdi.
Buraya daha önce hiç gelmediği için biraz tedirgindi. Menajeri de içeri geçip büyük masanın etrafındaki boş sandalyelerden birine geçti.
Ona oturması işaret edilince utanarak menajerinin yanına oturdu. Toplantı genelde en az on kişiyle yapılırdı. Neden masada gülerek yüzüne bakan dört kişi vardı?
Sonunda tanımadığı cüsseli bir adam söze girdi "Lee Yeonbok doğru mu?"
Hafifçe başını sallamakla yetindi Felix.
"Büyük ihtimalle beni tanımıyorsun. Kendimi tanıtmakla başlayayım. Ben ünlü stalker şirketinin sahibi Minkyu. Daha önce duymuşsundur. Geliştirdiğimiz ürünlerle önemli isimlerin ruh eşlerini takibe alırız."
Felix olayı anlamaya çalışarak kaşlarını çattı ve oturduğu yerde dikleşti.
"Biliyorsun tek şartımız ruh eşini takibe alacağımız kişinin yirmi yaşını geçmiş olması."
Felix yaklaşık bir ay önce grup arkadaşlarıyla beraber kutladığı doğum gününü hatırladı.
"Şirket olarak bir idol seçmemiz gerekiyordu. Bizim de gelişmemiz gereken konular var biliyorsun."
Felix ciddiyetini koruyarak devam ettirdi "Ve sizde beni seçtiniz."
Karşısındaki adam gülümsemesini koruyarak ona kafa salladı.
Yerinde doğrulup devam etti "Anlıyorum ama... Neden ben?"
Minkyu istifini bozmadan cevapladı "Biliyorsun grubunuz kısa zamanda çok beğeni aldı. Fanlarınız da gittikçe artıyor."
Doğru söylüyordu. Çıkış yapalı üç yıl olmuştu ve bu kadar kısa bir zamanda 4. jenerasyonu temsil ediyorlardı.
"Geleceğe dönük bir plan kurup hem şirketimizi geliştirmek hem de grubunuzun reklamını yapmak istiyoruz."
Sonunda rahatlayarak konuştu Felix "Bizden piri- öhöm grubumuzu temsil etmek istiyorsunuz."
Menajeri ağzından ne kaçacağını anlayınca gergin bakışlarını ona göndermişti ama neyseki Minkyu anlayamadan durumu toparlamıştı.
Her şirketin şöhrete ihtiyacı vardı. Bu şöhreti onlara sağlayan da Felix olacaktı...
💙
Yatağında sağa doğru dönerken sabah yaşadıklarını tekrar düşündü Felix. Şirketin kesin payı vardı. Chan Hyung'u öyle söylemişti.
Ranzanın üst katında yatan arkadaşına seslendi "Seugmin..."
Ondan ses gelmeyince yan yataktaki Jisung'a döndü "Jisung..."
Arkadaşı mırıldanarak ona cevap verdi "Hmm."
"Sence nasıl biri olacak?"
Jisung, Felix'e arkasını dönerken söylenmeye başladı "Lix bunu gün içinde yedi kere daha sordun cevabım hala aynı. Kesinlikle senin gibi cana yakın. Uyu artık."
İstediği cevabı alınca hafifçe gülümsedi. Evleneceği kişinin iyi birisi olmasını istiyordu.
Sürekli gülümsemeli, sevecen olmalıydı. Çilleri olsa iyi olurdu ama olmaması sorun değildi.
Kızıl uzun saç severdi. Kendinden fazla uzun olmamalıydı ki onu rahatça öpebilsin.
Hayaller kurarken rüyasına onu görmeyi umarak uykuya daldı.
»»————— ★ —————««
sellam naber
bende ii eyw
sizce felix ruh eşini görünce ne tepki verecek
vote ve satır yorumundan sonra sizi salıyorum gidebilirsiniz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Secret Stalker
Fanfiction"Sıradan bir yaşam sürmeyi bende isterdim. Sıradan olmasa da bu kadar tehlikeden uzak. Belki ben de ünlü olsam güzel olabilirdi hayatımız."