Nasıl olduğunu hiç anlamadım ama bizi yine buldu. Daha bir gün bile kalmamıştık burada. Bu kadar hızlı? Nasıl?
Gece Youngsoo ile uyurken geldi adamları. Bana yardım edeceğini söylediğinden beri beraber uyuruz biz. Sonuçta bok gibi geçirdiğiniz yalnız hayatınıza aniden biri girdiğinde ve karşılıksız size yardım ettiğinde o kişiye bağlanırsınız.
Youngsoo ile ben de böyleydik. Yani beraber yatmak bizim için çok normal bir şeydi artık. Babamın adamları bizi yakalayana kadar.
Şimdi sevgili olduğumuzu düşünecek ve ona zarar vermeye çalışacaktı. Bana ulaşmak için...
Onun zarar görmesi isteyeceğim en son şeydi. Teslim mi olmalıydım? Youngsoo bunu duyarsa çok üzülürdü ama. Kaç senedir bunun için mi çabalıyorduk?
Peki ya onun hayatı? Bundan daha değerli bir şey var mıydı?
Ona zarar gelirse kendimi asla affetmem.
"Kangdae iyi misin?"
"Hah? Ah evet. Dalmışım."
Kaçarken saklandığımız hastane tuvaleti kabininde nefesimizi tutmuş birbirimize bakıyorduk.
"Sanırım gittiler. Çıkalım mı?"
"Younsoo ben özür dilerim. Gerçekten bizi bu kadar kısa sürede nasıl buldu anlamadım. Bizi beraber yatarken gördü ve beraber olduğumuzu sanacak. Sana zarar verebilir."
Önüme düşen saçlarımı hızla geriye attı ve beni susturdu "Hey Kangdae. Sakin ol. Bırak öyle sansın. Seni koruyan yakışıklı birinin olduğunu biliyordu zaten değil mi?"
Sırıtarak böyle diyince bütün ciddiyetim kaçtı ve bende gülmeye başladım. Kısmen doğruydu bu.
"Aptal ya sana zarar verirse?"
Kaşlarını kaldırıp bana baktı "Bana? Bana mı zarar verecek? Denesin bakalım."
Küçük bir kahkaha atınca hızlıca susmamı işaret etti ve kıkırdamaya sessiz devam ettim.
Erkekler tuvaleti kabininde olduğumuzu kısa bir süreliğine unutmuştum. Önümüzden ayak sesleri geçince sessizleştik ve koşarak hastaneden çıktık.
Bugün annemle babamı ziyaret edecektik. Güne iyi başlamasak da kötü gitmesine gerek yoktu.
El ele mezarlığa girerken birbirimize bakıp hafifçe gülümsedik ve mezarlarla dolu ıssız yeşillik alanda ağaçların arasına girip ortadan kaybolduk.
💙
Aynalı kocaman oda da zorlu bir pratiğin ardından kan ter içinde koltukta yatarken sormuştu Minho "Ne zaman görebiliyormuşuz?"
Felix elindeki su şişesinin kapağını kapatırken cevap verdi "Sadece taramayı göremeyeceğinizi söylemişlerdi."
"Neden kızı yemiyoruz ya."
Changbin, Jisung'a hemen cevabı yapıştırdı "Ya da erkeğe..."
Felix kulaklarına kadar kızarınca yüzünü saklayarak bağırmaya başladı "HYUNG KAÇ KERE DEMELİYİM? O BİR KIZ!"
Changbin, Felix'e piç smile atarken Chan araya girdi "Güzel mi peki?"
Felix kafasını kaldırdı ve anlatmaya başladı "Aslında hiç böyle birini beklemiyordum. İdeal tipimden çok uzak ama güzel olmadığını kesinlikle iddia edemem. Siyah kısa saçları bembeyaz bir teni ve yeşil gözleri var."
Hyunjin kaşlarını kaldırıp ıslık çalınca gülmeye başladı Felix.
"Fiziği nasıl?"
Chan birden bağırarak hepsini susturdu "Yah! Sizene kızın fiziğinden. Gelmiş burda Felix'in ruh eşinin gıybetini yapıyorsunuz."
Seugmin girdi bu sefer araya "Hadi ama hyung sen merak etmiyor musun?"
Chan hepsine siz ifla olmazsınız bakışlarını atıp kafasındaki havluyu koltuğa doğru attı ve pratiğe devam etmek için ayaklandı.
»»————— ★ —————««
nabersiniz awsularım
5 gün olmuş artık bölüm atim didim
medyadaki şarkıları bölümü okurken açıyor musunuz bölüm enerjisine göre seçiyorum da
dinlerken okuyun yani
BOŞUNA MI KOYUYORUM AAAAAAAAAAA
islama dön putperest yazar
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Secret Stalker
Fanfiction"Sıradan bir yaşam sürmeyi bende isterdim. Sıradan olmasa da bu kadar tehlikeden uzak. Belki ben de ünlü olsam güzel olabilirdi hayatımız."