Arabada uyuyakaldığım için Youngsoo'yu biraz yormuşum. Otele kadar taşımış beni.
Ne diyeceğimi hiç bilmiyorum tek arkadaşım o ve o olmasaydı şu ana kadar kesin ölmüştüm.
Her günüm böyle insanlardan kaçarak geçmeseydi belki sosyal hayatım daha iyi olabilirdi. Arkadaşlarım oldurdu, belki de bir sevgilim...
Haha bu komikti işte. Anlaşabildiğim tek karşı cinsYoungsoo iken... Gerçi benim anlaşabildiğim tek kişiydi Yeongsoo.
Bu insanlar neden peşimde merak ettiniz değil mi? Şöyleki ben küçükken yazılmış kaderim. Doğar doğmaz...
Babam çok ünlü bir şirketin sahibiydi ve annem de ortaklarının kızıydı. Annemle babam birbirlerine aşık olunca gizli bir şekilde evlenmişler. Buraya kadar çok normal duruyor değil mi?
Yanlış olan kısım annemin zaten evlenmek üzere olduğu biri varken babamla kaçması. Adam da sinirlenmiş tabi.
Önce babamı öldürmeye çalışmış ama işleri eline yüzüne bulaştırıp annemi de peşine göndermiş.
Annem de babam da yok yani. Tek çocuk olduğum için kardeşim de...
Benden saklamışlardı tabi bunu. 15 yaşına kadar o adama baba demiştim. Öğrendikten sonra evi terk ettim ve peşime düştüler. Dört senedir sokaklardayız yakalanmadık şükür.
Ya onun kızı olmamı ya da ölmemi istiyor... Nasıl bir psikopatlık bu? Ya benimsin ya kara toprağın lafının baba kız versiyonu mu?
Youngsoo ile de böyle tanışmıştık. Yine peşimde oldukları bir gün kaçarken çarpıştık ve beni vurmaya çalışırlarken ıskaladılar. Benim yerime o vuruldu yani.
İyileşene kadar ona baktım. Daha sonra da ayrılamadık. Biraz manyak olduğumu düşünebilirsiniz ama iyiki o gün vurulmuş. Yoksa hayatım boyunca onunla tanışamayacaktım.
Her ne kadar onu da bu işe bulaştırdığım için pişman olsam da onu seviyorum...
Berbat geçen çocukluğuma -ki hayatım hala öyle geçiyor- beni güldürmeyi başaran tek kişi.
Hareketlenince gözlerini odanın büyük camından ayırıp bana döndü ve yanıma gelip oturdu Youngsoo. Ellerimi tutarak konuştu "İyi misin? Çok korkuttun beni Kangdae. Dün nasıl bulamadım yerlerini? Ölebilirdin! Ben özür dilerim. Gerçekten üzgünüm."
Heyecan yapınca ona sarıldım ve anında susup kollarını belime doladı. "Önemli değil... Kurtuldum. Buradayım. Sakin ol."
Söylemiş miydim Youngsoo bilgisayar mühendisi. Yani öyleydi. Bu işlerde iyidir.
"Kangdae bir daha olmaz. Yemin ederim dün yanlış gitmişti. Bilgisayar hacklendi ve seni bile göremedim."
"Tamam tamam sorun değil. Ayrıca beni tanımıyor musun. Hepsini indirebilirdim. Ne yapacağız senin şu unutkanlığını?"
Gülmeye başlayınca rahatladım ve bende gülmeye başladım. Peşimi bırakmaları için gizledikleri bir bilgiyle tehdit edecektik onları.
Dün de babam dediğim o adamın eski evinden yeni çıkmıştım. Orada bir şeyler bulabileceğimizi düşünmüştük. Youngsoo bilgisayardan beni takip edecekti ama bilgisayarı hacklemişler.
Sorun değildi çünkü küçükken babam- ah pardon o adam bana zorla tekvando öğretmişti. O zamanlar öğrenmek istemiyordum ama... İyiki öğrenmişim.
Korumaların neredeyse hepsini tanıdığım için de zayıflıklarını en iyi ben biliyordum.
O ben hariç herkese soğuk davranırdı. Onun küçük prensesi gibiydim. Eskiden böyle davrandığım için kendimden iğreniyorum.
Youngsoo yüzümü yıkarken beni bekledi ve otelden hemen çıktık. Bir yerde uzun süre kalırsak bizi bulabilirdi.
Dört yıldır konar göçer bir hayat yaşıyoruz desem yeridir.
Evim var. Yani vardı en son. Uzun zamandır evime de gitmiyorum çünkü yerini biliyor. Başta ona kırgınken oraya giderdim. Beni eve dönmem için kapıya koruma göndermeye başlayınca oradan da ayrıldım.
Yağmurlu ilkbahar gününde yine bok gibi geçecek bir güne adım attık.
»»————— ★ —————««
böylece Kangdae'nin hikayesini de öğrenmiş oldunuz
dün çok yasak elma izledim de ondan oldu herhalde
uzun zaman oldu süprüz yapim didim ehehe
vote ve satır yorumu ben yine hatırlatayım da
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.