Felix yaptığı şeyden emin olamayarak Han Nehri kenarında yürümeye devam etti. Birkaç dakika önce öğrendiğine göre o buraya gelecekti.
Ağzında maske ve gözünde de gözlük olmasına rağmen yere bakarak yürüyordu.
Arkadaşlarından birkaç kişi daha gelmek istemişti ama Chan hyungu yalnız gitmesi için onları vazgeçirmişti.
Yalnız gitmek istiyordu zaten. Bunun için Chan hyunguna teşekkür borçluydu.
Dalgın dalgın yürürken fark etti onu. Kangdae arkadaşı Youngsoo ile gölle betonun birleştiği yerde oturmuş gülerek konuşuyorlardı.
Biraz durup onu izledi. Gitmeli miydi yanına? Hayatında hiç bu kadar kararsız kalmamıştı. Ne olursa olsun onun ruh eşiydi ama o tehlikeliydi.
Bunu inkar edemezdi. Aynı zamanda bunun için onu suçlayamazdı da.
Derin bir nefes aldı ve anlık gelen bir cesaretle yanlarına gitti. Kangdae'nin yanında dikilen Felix'i ilk Youngsoo gördü. Hızla kalkıp Kangdae'yi kendine doğru çekti.
Onu peşindeki adamlardan biri sanmıştı. Felix bunu fark edince panikleyip konuştu "Ah sakin ol. Ben peşinizdekilerden değilim."
Kangdae kuşkuyla bakıyordu yüzüne. Youngsoo kaşlarını çatıp kollarını Kangdae'ye sardı ve onu arkasına doğru çekti.
Felix onları inandırmak için biraz yaklaştı ve gözlüğünü çıkarıp maskesini hafifçe indirdi. Daha sonra sessizce fısıldadı "Ben Lee Felix. Stray Kids grubunda dancer. Kangdae'nin ruh eşi."
Kangdae bunu duyunca biraz rahatladı ama hala ona tam olarak inanmadığı belli oluyordu.
Youngsoo emin olana kadar onu bırakmayacaktı. Ciddi bir sesle sordu "Seni onlar mı gönderdi?"
Hafifçe kafasını iki yana salladı Felix. Hala rahat bir nefes almasa da Kangdae'yi bırakmıştı.
"Oturalım mı?" dedi Felix hala ayakta dikildiklerini görünce.
Onlar sadece kafasını sallamıştı. Kangdae ile Felix oturdular ama Younsoo ayakta ona göz kırptıktan sonra gitti.
Felix girdi söze "Şey merak etme peşimden kimse gelmedi. Bir haftadır seni izliyorum. Babanla ilgili bir sorun olduğunu anladım ama nedenini ve kim olduğunu hala bilmiyorum."
Kangdae yere bakarak cevapladı "Aslında sana anlatabilirim ama bilirsin. Şey yeni tanıştık ve..."
"Anladım bende yeni tanıştığım biri bana ruh eşim olduğunu söylese ve büyük ihtimalle en özel sırrını sorsa bende ona güvenmezdim. Sorun değil. İstediğin zaman anlatabilirsin."
Kangdae tekrar başını salladı "Ünlü birinin ruh eşim olacağını hiç tahmin etmemiştim."
Felix hafifçe güldü "O kadar ünlü değilim."
Kangdae alayla baktı Felix'e "Emin misin?"
"Belki biraz... Ah evet ünlüyüm."
Kangdae sessizce güldü buna. Felix gözlerini bir an bile ondan ayırmıyordu.
Ruh eşini bulmuştu ve onu ilk gördüğünde kararını vermişti. Onu asla yalnız bırakmayacaktı. Geçmişi onun suçu değildi ki.
Ayrıca ı babasını kaybetmişti. Hayatında güvenebileceği tek adamı. Sevgi görebileceği tek adamı.
💙
Hala şaşkınım. Beni bulmasına değil. Gelip benimle görüşmesine.
Bu geçmişimin umrunda olmadığı anlamına mı geliyor? Belki de iyi biridir ve beni istemediğini yüzüme söyleyecektir.
Neden sürekli beni istemeyeceğini düşünüyorum? Çünkü o ünlü.
Hala babamın onu gönderdiğinden şüpheliyim ama. Yaşadıklarımızı bilmiyor bizi barıştırmak gibi bir amacı olabilir.
Belki de babam onu kullanıyordur. Ah yine babam dedim. Lanet olası ağız alışkanlığı.
Yine de saf birine benziyor. Babama inanacak kadar saf mı?
»»————— ★ —————««
wuhuuu yb geldi
hanım kızımızın babası kim olabilir sizce
şarkı ssamanthya bebeğime itafen seni seviyorum aşkm 😚
çilli felix ile kutsadım sizi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Secret Stalker
Fanfiction"Sıradan bir yaşam sürmeyi bende isterdim. Sıradan olmasa da bu kadar tehlikeden uzak. Belki ben de ünlü olsam güzel olabilirdi hayatımız."