"Shhh! Sessiz ol adrien."
"B-benim adımı nereden biliyorsun hem sende nesin böyle?"
"Tanımadın mı beni adrien? Ben tikki iyi ki iki gün mucizelerden uzak durdun anında unutmuşsun." dedi güldü ve daha da yaklaştı. Işık ona vurduğunda adrien tikki olduğunu gördü.
"Pardon tikki uzaktan seni tanıyamadım. Şey neden buraya geldin?" dedi.
"Adrien sana sadece bir kez sorabilme iznim var. Kara kedi olmaktan gerçekten özgür iradenle vaz geçtin aslında ama uğur böceği diretti ve son kez sana sormam için beni zorladı. Adrien bunu ona yapma gerçekten çok üzülüyor ve kendini suçluyor geri dön her zamanki gibi leydinin yanında ol."
"Tikki ama ona zarar ver-"
"Geçmiş geçmişte kaldı adrien! Hem olacak olan her türlü olur. Sen kedikilizm ile ona zarar vermezsin yeni mucize sahibi verir bunu bilemeyiz."
"Mantığım'ın sesini dinlemem gerek tikki ama sen aklımı karıştırıyorsun."
"Şimdi mantığınla karar vermenin sırası değil. Daha fazla uzatmayacağım, sadece söyle. Var mısın yok musun?" dedi tikki.
"B-ben-" o sırada kapı tıklatıldı. "Geliyorum!" diye seslendi adrien. "Tikki üzgünüm, gitmelisin." dedi. "Umarım pişman olmazsın adrien." dedi tikki ve pencereden çıkıp gitti. Adrien'ın haberi yoktu tabi duvarının arkasındaki odaya gittiğinden...
Tikki pencereden girdi ve marinette'in avcuna kondu. "Eee tikki ne dedi?" diye sordu heyecanla marinette. "Maalesef marinette, beni geçiştirdi galiba yeni bir kara kedi gerekicek." marinette'in yüzü düşmüştü. "Bu nasıl olur demedin mi uğur böceği üzülüyor diye."
"Marinette ikna etmek için her şeyi yaptım ama yok, görevlerde bu kadar mantıklı ve ciddi değildi." marinette bu işin bir yere varamayacağını anladı ve "Bugün yeni kara kedi bulurum merak etme." dedi.
***
Adrien ile Sén Nehrinin karşısındaki bir banka oturmuş dinleniyorlardı. Saat daha 10'du ama marinette şimdiden iki gün boyunca uyumamış gibi yorgundu. Önce adrien'ın fotograf çekimine gitmişler oradan yeni kıyafetleri denemişler, bedenine bakmışlardı. En sonda da Adrien kelime telaffuzu dersine girmişti.
Bütün bu kargaşadan sonra biraz dinlenmek için Sén Nehrine gitmelerine izin vermişlerdi. Marinette çizimleriyle uğraşıyordu. Adrien ise boş boş nehre bakıyordu.
Marinette adrien'a döndü ve "Ne kadar güzel yani şey hava ahh evet hava!"
"Evet öyle." dedi adrien da gülümseyerek. "Adrien bir şey mi oldu?" dedi marinette. Bir tuhaflık sezmişti zaten. "Yorgunum sadece biraz." dedi adrien.
"Seni neyin mutlu edeceğini biliyorum. Hadi gel luka'nın yanına gidelim alya,nino ve kagami'yi de çağırırız! Ah sayi alya'lar daha gelmedi... Ama luka ve kagami ile buluşabiliriz." dedi marinette. Adrien bu fikri beğenmiş gibiydi. "İyi fikir marinette ben kagami ile konuşurum sende luka'ya söyle." dedi adrien ve eline telefonunu aldı.
"Merhaba kagami."
"Merhaba adrien nasılsın? New York'tan döndüğünü duydum."
"Evet döndüm hatta döndük marinette ile beraber."
"Marinette mi? Neden ki?"
"Babam ile tasarım işleri varmış bir hafta bizimle yaşayacak. Neyse ben seni buluşalım mı diye sormak için aramıştım ne dersin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kulağa Hoş Gelmiyor •|Miraculous New York Special|•
FanficAcı dolu bir inleme yükseldi New York şehrinin sokaklarından. Tek bir an birbirlerini buldu mavi ile yeşil. Sonra yavaşça kapandı mavi gözler. Sonra hızlıca doldu yeşil gözler... °•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°• New York Özel Bölümünün ardınd...