vedalar

6.6K 721 145
                                    

Kadın önüne düşen birkaç tel saçı, aralarına beyazlar karışan siyah saçlarının yanına itti. Gözlerinin kenarları çizgi çizgiydi. Ellilerinin ortasında olmalıydı.

Elinde bir kayıt cihazı tutan genç adam her şeyin hazır olduğundan emin olmak ister gibi son kez notlarını kontrol etti.

"Devam edelim mi?" dedi kadına dönüp. Kadının dudakları yukarı kıvrıldı.

"Lütfen."

Sesinde biriken bir hayat vardı. Ellerini diz kapaklarında birleştirmiş, sırtı dik, oldukça zarif bir edayla deri koltuğun ucuna oturmuştu. Hafifçe önündeki heyecanlı adama kulak vermiş, ondan gelecek soruları bekliyordu.

Adam boğazını temizledi. Kayıt cihazının tuşuna bastı.

"Yaklaşık otuz yıldır yazıyorsunuz ve her yeni kitabınız gündem oluyor. Tebrik ederek başlamak istiyorum."

Kadın kafasını salladı. "Teşekkür ederim." dedi ince bir ifadeyle.

"Kitaplarınız hep çarpıcı sonlarda bitiyor. Okurların aklında hep bir soru işareti bırakıyorsunuz. Hiçbirinin sonunda ne olduğunu kesin olarak kavrayamamaktan şikayetçi olanlar bile var. Bunun hakkında ne söylemek istersiniz?"

Kadın çok sık duyduğu bir şeymiş gibi başıyla onayladı. "Keskin sonları sevmiyorum. Karakterlerin yürümesi için onlara bir yol çiziyorum ama benim istediğim yola onları ittirmiyorum. Ya da çıkmaz sokaklara bırakıp kaçmıyorum. Onlar için istemedikleri bir son yazıp nefret beslemelerini istemem."

Adamın tuhaf bakışlarını yumuşatmak için gülen kadının gözlerinde bir ışık yandı. Bir mum alevi gibi, az sonra sönecek bir kibrit çöpü gibi.

"Karakterlerinizde hep birbirine benzeyen yanlar bulunuyor. Örnek verecek olursam her kitabınızın bir karakterinde mutlaka bir yara izi oluyor. Bunun için okuyucularınızın bile çeşitli teorileri var." dedi adam arada elindeki kağıtlara bakarak.

"Evet öyle. Teorilerin çoğundan haberim var, yazılanları okuyorum. Beni çok şaşırtan şeyler çıkarıyorlar ortaya." Yüzündeki tebessüm yerini acıklı bir ifadeye bıraktı. "Yara izlerine gelecek olursam, anımsamak istediğim biri için tüm karakterlerime birer parça bırakıyorum. İlk kitabımdan sonuncuya kadar bunu yaptım. Hepsini topladığımda karşımda çok özlediğim birini buluyorum. Bu kadarını söyleyeyim, yeterli olsun lütfen."

Adam başıyla onaylayıp yeni sorusuna baktı. Kelimelerini özenle seçiyordu.

"Son olarak geçtiğimiz aylarda bir kitabınız çıktı ve çok satanlarda yerini aldı. Yakın zaman için planlarınızdan biraz bahseder misiniz? Sizi örnek alan, bu işe yeni girmiş pek çok genç kalem var."

Kadın sırtını dikleştirdi.

"Yakın zamanda bir yolculuğa çıkacağım. Zannediyorum benim serüvenim, bir yazar olarak, burada sonlanıyor. Yapmak istediğim birçok şeyi yaptım. Aklımda hiçbir soru işareti yok. Kalbimde ufak bir tereddüt bile yok. Çok yazdım, çok yaşadım. Büyük özlem duyduğum birine verdiğim sözü tuttum. Şimdi zamanı geldiğini hissediyorum. Kendime verdiğim sözü de tutmak istiyorum. Nasıl olacak bilmiyorum ama uzun süredir beklediğim bir an var. Belki o an için yaşadım bu hayatı. Belki yaşamak için o ana ihtiyacım vardı. Şimdi çok yakınım. Elimi uzatsam tutacakmış gibi hissediyorum." dedi. Bir eli boynunda duran kolyeye gitti. İki parmağının arasında sıkarken sanki çoktan istediği yere varmıştı. "Uzun süredir avuçlarımı sıkıyordum, artık açma vakti."

BİRİNCİ KİTABIN SONU

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

BİRİNCİ KİTABIN SONU

Ufak bir not: 2021 yılının Ocak ayında başladığım ve aynı yıl 10 Nisan'da bitirdiğim bu kitap, doğum günüme on gün kala, geride bıraktığım on dokuzuncu yaşıma ufak bir hediyedir.

  

KRAL KELEBEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin