12.BÖLÜM

6.5K 677 110
                                    

Ellerim arkamda kapıya yaslanmış duruyordum Babil'e bakarken

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Ellerim arkamda kapıya yaslanmış duruyordum Babil'e bakarken.

"Dün akşamdan beri yoksun."

Myra 'Sizi kimse fark etmedi.' derken Babil'i gözden kaçırmış olmalıydı.

"Evet." dedim, dimdik bana bakarken cevaplamaktan kaçmam mümkün değildi.

"Neden?"

Aklıma ilk gelen yalanı söyledim, aslında yalan sayılmazdı. "Ailemi özlemiştim."

Bakışları yumuşadı. "Saraydan kaçar gibi çıkmana gerek yoktu bunun için." Kafamı salladım. Bu adam beni izliyor muydu? Kapıdaki muhafızlar mı haber vermişti yoksa?

"Özür dilerim." dedim suçlu gibi yere bakarak ve hayır kesinlikle suçlu hissetmiyordum.

"Elinde ne vardı?" dedi arkamda birleştirdiğim kollarımı gösterip.

Kumaştan torbayı gösterdim.

"Myra benim için hediye almış."

Kafasını salladı. Düşünceli görünüyordu.

"Aileni yarınki tören için saraya getirtmek isterdim ama biliyorsun, bu sadece kraliyet içinde yapılacak. Yakın zamanda onlarla tanışacağım. Bundan emin olabilirsin."

Öğrenmiş oldum.

"Evet." dedim.

"Yarınki hazırlıklarda sana yardımcı olması için birilerini göndereceğim, ben saray dışında olduğum için bugün daha fazla görüşemeyeceğiz sanıyorum."

Bu benim için çok iyiydi çünkü kendimi gergin hissediyordum. "Yarından sonra yemekleri bizimle yiyeceksin, eminim daha çok vaktimiz olur."

Aman ne güzel. Bana fikir sormadan tüm kararların alınması canımı zaten sıkıyordu.

Gözlerimi görebilmek için biraz eğilip elini uzattı. Boşta kalan elimi avucuna bıraktım. Öptükten sonra "Yarın görüşeceğiz, Eyfel.'' dedi. Odadan çıkması için kapının önünden çekildim ve gülümsedim.

İçimdeki ses bir terslik olduğunu söylüyordu ama o sesi susturdum. Çünkü fazlasıyla kibardı ve benim baş karakterim Babil'di o.

Öğleden sonra girip çıkan o kadar fazlaydı ki kapı sesinden bıktığım için açık bırakmıştım.

Bir kadın belime sardığı kumaşları doğru yerlerden iğnelerken başkası yataktaki örtüleri değiştiriyor, masanın üzerindeki malzemelere yenilerini ekliyordu. Kumaşların hepsi beyazdı, bunun günün anlam ve önemini belirttiğini düşünmüştüm. Güneş en tepede iken işe başlayan kadınlar neredeyse batmak üzereyken elbiseyi bitirdiler. Boyun kısmı uzun, kolları bileğime uzanan, beli incecik ve eteği kabarık bir elbiseyi. Beyaz ve oldukça sadeydi, gerçekten güzeldi.

KRAL KELEBEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin