[Bugün 2 bölüm!]
"Öyle bir şey yok, Alex." Kara üstünü çıkarırken cevap verdi. "Tamam, ufak bir elektrik var- ama arkadaşça."
"Peki, öyle olsun bakalım." Alex cevap verdi. "Maggie bu sabah seninle ne konuştu?" Kara konuyu değiştirme amacıyla sorsa da cevabı gerçekten merak ediyordu.
"Tekrar özür diledi ve hafa sonu Metropolis'e taşınacağını söyledi."
"Oh. Yani tamamen bitti."
"Evet. Ama artık üzülmüyorum. Başarılı bir polis olacak."
"Evet." Kara tebessüm etti ve pijamasnı üstüne geçirdikten sonra ablasının yanına kıvrılıp sarıldı. "Seni seviyorum. Her zaman." Alex mırıldandı.
"Bende seni seviyorum. Her zaman." Kara gülümsedi.
~~~
Kara sabah üstüne rahat bir sweat geçirip odadan çıktı. Alex hâlâ hazırlanıyordu. Birkaç dakika sonra mutlu bir şekilde odaya giren Kara'nın resmen gözleri parlıyordu. "Sınavı geçmişim!"
"Hangi sınav?"
"Ehliyet! Direksiyon sınavını geçmişim!"
Alex kardeşine sarıldı. "Bu mükemmel!" Alex sınava girmemişti bile. Motor ona yeterliydi.
"Neyse, hazır mısın?"
"Evet. Hadi çıkalım."
"Sam ve Lena'yı alacağız bu sabah."
"O nerden çıktı?"
"Dün Lena'yı bıraktığımda kahve için içeri çağırdı. Sonra Sam, Lena ve ben sohbet ettik. Şöförleri izinliymiş ve yeni şöför de bugün gelecekmiş. Bende bırakabileceğimizi söyledim."
"Pekâla.." Alex parfümünü alıp biraz daha sıktı. Bir yandan Sam'e birazdan orda olacaklarını söyleyen bir mesaj attı.
"Bir dakika-"
"Hayır, Kara. Tahmin ettiğim şeyi söyleme."
"Ama-"
"Hayır! Belki, evet? Ama hayır!"
"Numarasını bile almışsın!"
"Hayı-"
"Bunu sonra konuşacağız Danvers!" Kara Alex'in kucağına kaskı fırlattı ve aşağı indi.
"Hey! Kahvaltı!" Jeremiah içeriden seslendi.
"Bu sefer kaçmak yok!" Eliza kocasını destekledi. Kara sokak kapısından döndü. "Ama-"
"Hayır. Günlerdir yüzünüzü bile göremedik. Sizinle konuşmak istediklerimiz var."
"Ne gibi?" Alex içeri girdi. Eliza ve Jeremiah birbirine baktı. "Oturun, kızlar."
Alex ve Kara birbirine bakıp sofraya oturdular. Eliza bir yudum su içti. "Aslında dün akşam yemeğinde konuşacaktık ama ikiniz de gelmediniz-"
"Özür dileriz anne.." Kara dudaklarını büzdü. Eliza ufak bir tebessüm etti ve kızının saçlarını okşadı. İki kızının da elini tuttu. "Biz Midvale'e taşınıyoruz."
"Ne? Neden?" Alex sordu.
~~~Kara ve Alex motorlarına binerken durgunlardı. Böyle bir yeniliğe hazırlar mıydı? Elbette yalnız yaşayabilirlerdi ama bu anne ve babalarını artık çok göremeyecekleri anlamına geliyordu. Sessizce yola çıktılar. İkisi de fazla hızlıydı. Lena ve Sam'in evine ulaştıklarında yavaşça durdular. İkisi de kasklarını takmamış, asık suratlarıyla bekliyorlardı. Kara motordan indi. "Ben kapıyı çalayım."
Alex cevap vermedi. Kara gidip kapıyı çaldığında birkaç saniye bekledi ve Sam kapıyı açtı. "Günaydın Kara!"
"Günaydın Sam." Kara cevap verdi.
"İyi misin sen?" Sam sordu. Lena içeriden geldi. "Günaydın."
"Günaydın. Hazır mısınız?"
"Evet. Sizi bekliyorduk." Sam cevap verdi. "Tamam, ben dışardayım." Kara motoruna döndü.
"Ne olduğunu biliyor musun?" Sam Lena'ya sordu. "Hayır. En son dün konuştuk Sam nerden bileyim? Uyanamamıştır."
"Sabah yazışmışsınızdır diye düşündüm."
"Numarası yok ki."
"Ne? Lena Kieran Luthor! Karşındaki kişi Kara Danvers! Neden almadın?"
"O da benim numaramı almadı sonuçta. Hadi, gidelim. Daha çok beklemesinler."
Sam kafasıyla onayladı ve ince montunu askılığından alıp evden çıktı. Alex ile günaydınlaştılar ve kaşla göz arasında Sam Alex'in arkasına atlamış, Lena ve Kara'yı beklerken sohbet ediyorlardı. Kara Lena'ya baktı. "Kask ister misin?"
"Hayır. Sen iyi misin?" Lena motora bindi. "Sanırım hayır."
"Noldu?" Lena sordu. Kara Alex'e işaret verdi ve yola çıktılar.
"Bilmiyorum- Yani biliyorum ama.. Dersin kaç saat sonra?"
"İki saat falan var."
Kara kavşaktan döndü. Alex'ten ayrı bir yolda ilerliyordu. "Napıyorsun?"
"Birinden akıl almaya ihtiyacım var. Yani dersin dışında bir işin yoksa, konuşalım mı? Benim dersime 1 saat var. Seni çok tutmam."
"Tamam." Kara tebessüm ederek dikiz aynasından Lena'ya baktı. "Teşekkür ederim. Sıkı tutun." Bir anda hızlanırken Lena Kara'ya tutunmuştu.
561 kelime
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tell me it's real | Supercorp
Fiksi PenggemarAlex Kara'nın telefonuna kafasını uzattı. "Pekala, ergen. O telefonu bırakmalısın bence." Kara fotoğraflara bakmayı kesti. "Ne?" güldü. "Ben -senin aksine- kızlardan hoşlanmıyorum, Alex." Alex bu laf üzerine kocaman bir kahkaha patlattı. Kara göz de...