Part 13

417 41 12
                                    

"Nereye?" Sam ve Alex aynı anda sormuş, kaşlarını çatmıştı.

"Oksijene ihtiyacım var." Lena dışarı çıktı. Gördüğü ilk taksiyi çevirdi. Nereye gideceğini çok iyi biliyordu.

~~~

Lena telaşla cafenin önünde duran taksini parasını ödeyip içeri girdi. Burası Kara'nın Lena'yı getirdiği, Astra'nın cafesiydi. Kara masada kendi başına oturuyordu. Ellerini alnına dayamış, öylece oturuyordu. "Kara, şükürler olsun!"

"Lena.." Kara kafasını kaldırdı. Sesi titriyordu.

"Sabahtan beri herkes seni arıyor. Noldu? Bu halin ne?"

"Konuşalım mı?" Kara ayağa kalktı. Masmavi gözlerinin içi sönmüştü.

"Tamam- Tabii."

Kara Lena'nın elini tutup Astra'nın nadiren kullandığı malzeme odasına çekiştirdi. Kapıyı kapattıktan sonra Lena'ya baktı. Birkaç saniye hiçbir şey söylemedi. Gözleri doldu. "Bugün benim annem ölmüş, biliyor musun?"

"Ne? Eliza-"

"Hayır. Genetik olan, öz annem. Onu tanımadım, ama çok seviyordum biliyor musun?"

"Kara.." Lena Kara'ya sımsıkı sarıldı. Kara daha çok ağlamaya başladı. Ciğerleri sökülürcesine ağlıyordu. "Onu da bulabilirdim. En azından tanışma fırsatı yakalayabilirdim."

"Anlamıyorum- sen, öldüklerini söylemiştin."

"Ölmemiş. Sanırım onu bulmamı istemiyordu. Astra bu sabah aradı ve ablasını kaybettiğini, cenaze işlemleri için şehir dışından bu gece döneceğini söyledi. Cafenin de para kazanmaya devam etmesi gerekiyormuş. Şimdi, burdayım işte. Tanışamadığım annemin arkasından ağlıyorum. Daha cenazesi nerde onu bile bilmiyorum." Kara nazikçe burnunu çekti. "Adı.. nedir sence?"

Lena sarılmayı bırakıp Kara'nın kıpkırmızı yüzüne ve gözlerine baktı. Yanağından süzülen göz yaşlarını sildi. "İşin acı yanı ne biliyor musun?" Kara sordu. "Annemin yasını gizlice tutuyorum. Eve gidip ablama sımsıkı sarılıp bugün annemi kaybettim diyemiyorum."

Lena ne yapacağını bilmiyordu. Kara'nın gözyaşlarını elleriyle silmeye devam etti. "Lütfen kâbus olsun Lena. Bana bunun gerçek olmadığını söyle. Şimdi uyanayım. Olmaz mı?" Kara ellerini saç diplerine yerleştirip saçlarını çekercesine saç diplerini sıkmaya başladı. Yere doğru yavaşça çöktü.

"Kara, bunu kendine yapma." Lena Kara'nın ellerini tutup saçlarından çekti. "Sakin olmalısın. Tamam mı? Güçlü olmak zorundasın. Ben burdayım." Ellerinin arasındaki elleri sıktı.

Kara yere oturmuştu. Yanına çöken Lena'ya uzanıp boynuna sarıldı. Yüzünü onun boynuna gömüp bir süre daha ağladı.

~~~

Kara sesler yüzünden uyuya kaldığı koltuktan kalktı ve esnedi. Gözleri acıyordu ama daha iyi hissediyordu. Dışarıdaki masalara doluşmuş müşterileri görünce afalladı. Hızlıca mutfağa adımladı ve kapıyı açarken seslendi. "Astra, döndün mü?"

Önlükle sipariş hazırlayan Lena Luthor'u görmeyi beklemiyordu. "Lena?"

"Uyandın mı?"

"Ne- Ne olıyor?"

"Çok yorgun düşmüştün." Tabağı tezgaha koydu. "Bende yardım etmek istedim."

Kara buruk bir tebessüm etti. "Yeryüzüne yollanmış bir melek olabilir misin?"

Tell me it's real | SupercorpHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin