Lena uykulu gözlerini araladığında evin önündeydiler. Kara'ya sarılmayı bıraktı ve yavaşça motordan indi. Kara'ya döndü. Birkaç hafta önce binmekten hoşlanmadığı, üstünde rahat hissedemediği motorun üstünde Kara'ya sarılarak uyumasına ramak kalmıştı. "İyi dinlen."
"Sende. Yarın ikimizin de dersleri var." Kara Lena'nın tüm yüzünü incelemişti. Lena'nın aksine motordan inmedi. Hava nerdeyse kar yağacak kadar soğuktu ve Lena'nın burnu kıpkırmızıydı. Gülümsedi.
"Noldu?"
Kara cevap vermedi. Gülümsemeye devam etti. "Ne?" Lena güldü. Kara Lena'nın kabanından tuttu ve onu nazikçe kendine çekti. "Burnun." Gülümsemeyi bırakmamıştı. "Kıpkırmızı olmuş." Kara güldü. Lena gülümsedi. Kara Lena'nın sıcak nefesinin soğuk hava yüzünden hem buharlaşmasını görüyor, hem de yüzünde hissediyordu. Lena'nın burnunu yavaşça öptü. "Yarın sıkı giyin."
"Tamam." Lena cevap verdi. Kara Lena'nın dudaklarına sanki canını yakmaktan korkarcasına, çok nazik ve yavaş bir buse kondurdu. Uzaklaşmadı. "İyi geceler." Gözlerini bile açmamıştı.
Lena için de durum farklı değildi. Derin bir nefes aldı. "İyi geceler Kara." Gözlerini açtı. Kara'nın tam da kış ile bağdaşan masmavi gözleri parıldıyordu. Lena gülümsedi. Yavaşça uzaklaştı. Ve dönüp evinin kapısına ulaştı. Kapıyı açıp içeri girdi ve kapıyı kapatırken onu bekleyen Kara'ya son kez bakıp kapıyı kapadı. Kara önüne döndü. Birkaç saniye boyunca sadece gülümsedi. Ardından evine doğru motoru sürmeye başladı.
~~~
"Alex uyan artık!" Kara seslendi.
"Ne var?! Kalktım işte!"
Alex homurdanarak merdivenleri indi ve mutfağa girdi. Kara'ya hâlâ kızgındı. Onun için endişelenmişti.
"Hâlâ küs müyüz?" Kara üzgünce sordu. Elindeki tüm işini bıraktı.
"Küs değiliz."
"Kendimi kötü hissediyordum ve Lena beni buldu."
"Neden?"
"Ben..."
"Sen?"
Kara ablasına baktı. Bunu ona yapamazdı. "Koçla tartışmıştım. Sonra bir anda gelecek kaygısına düştüm."
"Neden?" Alex kardeşine hemen yumuşamıştı. O surata ne kadar kızgın kalınabilir ki?
"Şu an iyiyim. Ve Lena... Bana çok iyi geldi."
Alex tebessüm etti. "Luthor'u hâlâ tavlayamadın mı Danvers?"
Kara güldü. "Sanırım.. Dün bir şeyler oldu. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayabilir."
"Tanrım! O derece batırmış olamazsın!"
Kara omuz silkti. Dudaklarını birbirine bastırdı, gülmemek zordu. Gelen mesaj sesiyle kafasını telefona çevirdi. Alex içeri gitti.
Kara: günaydın!!!
Lena: günaydınn
Kara cevap yazmak için yeltendiği sırada Alex seslendi. "Sofra hazır!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tell me it's real | Supercorp
Hayran KurguAlex Kara'nın telefonuna kafasını uzattı. "Pekala, ergen. O telefonu bırakmalısın bence." Kara fotoğraflara bakmayı kesti. "Ne?" güldü. "Ben -senin aksine- kızlardan hoşlanmıyorum, Alex." Alex bu laf üzerine kocaman bir kahkaha patlattı. Kara göz de...