"İyi ki geçiyorsun zaman. Ya acının en derinime işlediği bir anda donsaydın?"
Kendimi gökyüzünü kaybetmiş kuş gibi hissediyordum. Üzgün,kırgın,çaresiz.Çıkışı olmayan bir yoldaymışım gibi.
Yatağımda yatmış,herzamanki gibi tavanı izliyordum.Kaçmak için ne çabalıyor,nede plan hazırlıyordum.
Düşüncelerim bomboştu,hiçbirşey düşünmüyordum.
Yatağımdan kalkıp;çalışma masasındaki yerimi aldım ve defretimi açtim.
"..Ne hissettiğini bilmemek.
Düşünmek,düşünmek ama bulmamak.."Derin nefes alıp defterimi kapattım.
Kapıya yönelip; açtım ve aşağa indim.
Salona geçtiğimde,telefon görüşmesi yapan Yetkaya karşılaştım.
"Eyvallah"
Geldiğimi belli etmek için öksürdüm.Gözlerini bana dikip; gülümsedi ve yaklaşmaya başladı.Eğilip,yanağıma buse kondurdu.
"Günaydın"
Kafamı sallamakla yetindim sadece.
"Noldu?" dedi tek kaşını havaya kaldırıp.
"Hiç"
Kollarıyla bedenimi sarıp;başını boynuma gömdü.Kokumu içine çekip sessiz bir şekilde fısıldadı.
"Vanilya" diyip derin nefes aldı, " Kokuna aşığım "
Yüzümdeki gülüşe engel olamadım.
"Bana kırgın olduğunu biliyorum".
"Tamam" dedim buz gibi sesimle.
"Siz kızlar " kaşlarını çattı," Tamam,peki gibi sözleriniz küfürden beter"
"Biliyorum"
"Ama" diyip buzdolabına yöneldi "Kendimi affettirecek çok iyi yöntemim var "
Dikkatlı birşekilde Yetkanın yapacağını bekliyordum,oysaki kendisi buzdolabına yaslanmış bana sırıtıyordu.
"Kalbimi çok kırdın, seni kolay kolay affetmeyeceğim " dedim kollarımı ğöğüsümde birleştirirken.
Kafasını aşağa-yükarı sallayıp, buzdolabının kapağını açtı ve içinden iki vanilyalı puding çıkardı.
"Ciddi olamazsın "
"Gayet ciddiyim" dedi buzdolabına yeniden yaslanarak, "Ama ikisini de ben yiyeceğim çünkü;sana puding versem bile beni affettmeyeceksin öyle değilmi?"
Vanilyalı puding,hayatta en çok sevdiğim şeylerden biriydi.Ve insanlar onları affetmem için hep vanilyalı puding alırlardı.
Bu yöntemi nerden biliyordu?
"Bu adil değil!" dedim kaşlarımı çatarak, "Bana puding vermek zorundasın!"
"Versem bile affetmeyeceksin"
"Aslında " diyip parmağıma çeneme iki kez vurdum, "Bana puding verirsen belki biraz affedebilirim"
"Söz mü?" dedi bana yaklaşarak.
"Söz"
"Pekâlâ" diyip bir pudingi havaya kaldırdı ve yüzüne çapkın bir sırıtış yerleştirdi, "Yakalarsan puding senin"
"Ver şunu!"
Kafasını hayır anlamında salladı.Kaşlarımı çatıp; onu kızgın bir şekilde bakmaya başladım.O sırada bana öpücük gönderdi.
"Versene şunu"
"Nope" dedi kafasını tekrar hayır anlamında sallayarak.
O puding benim olacaktı ve benim harika bir fikrim vardı!
Kaşlarımı çatmayı bırakıp;Yetkaya yaklaşmaya başladım.Tam dibine geldiğimde aramızaki mesafe yok diyecenek kadar azdı.
Yetka bana odaklanmış,beni dikkatle izliyordu ve arada gözleri dudaklarıma kayıyordu.Bunu fırsat bilip elindeki pudingi hızla kapıp kendimi koltuğa attım.
"Sevgili vanilyalı puding!" dedim zafer sesimle, "Benimsin!"
Yetka kendini koltuğa atıp;sesli bir şekilde nefesını dışarı soldu.
"Tam bir yılansınız Masal hanım"
______________________________________
"Konuşmalıyız Yetka" dedim sandalyadeki yerimi alarak
"Konuşacak birşey yok"
"Burda kalmak istemiyorum" sesim sinirli çıkmıştı, "New York a geri dönmek istiyorum"
Bıçağı bırakıp; ellerini yıkadı.Duruladıktan sonra bana döndü ve çalışma masasına yaslandı.
"Ben dönmeni istemiyorum" dedi ciddi birşekilde,"Yeni hayatına ve bana alışmaya başlasan iyi edersin"
Elimi yumruk yapıp;masaya geçirdim.Yerimden hızla kalkıp bağırmaya başladım:
"Ben bu hayatı istemiyorum!Evime geri dönmek,yarıda bıraktığım mükemmel hayatıma devam etmek istiyorum.Yeni hayat umrumda değil,sana alışmak istemiyorum"
Tam arkamı dönmüş gidiyordum ki,Yetka kolumu sıkıca kavradı.
"Hayat bana alışmanı bekleyecek.kadar uzun değil Masal hanım" dedi gözlerimin içine bakarak, "New York da ki hayatın geride kaldı.Artık benimle yeni bir hayatın var,bunu o küçük beynine sok"
"Sen nasıl birisin?" dedim hayal kırığlığında kaybolan sesimle, " Daha bir hafta önce birbirimizi tanımıyorduk,şimdi gelmiş bana benimle hayatın mı var diyorsun?"
"Odana Masal,saat geç oldu.Iyi geceler"
"Oh evet" dedim elimi alına bastırarak, "Kişiliğinden bahsetmiyim.Sağın-solun belli değil.Bir dakika iyi davranıyorsan,tüm gün kötü davranıyorsun,tersliyorsun"
Dediğim bu sözler sebebiyle,Yetka elini saçlarının arasından geçirdi ve çenesini kıstı.Sanırım konuşmam biraz ileri gitmişti.Korkudan dilimi ısırdım.
"Bu benim" dedi kendini göstererek, "Dediğim gibi bana alışmaya başlasan iyi olur"
"Alışmak istemezsem neolur?"
Allahım,bu konuşmanın sonu kesinlikle iyi değildi.Fazlasıya ileriye gidiyordum.
Yetka,yüzüne çapkın bir sırıtış yerleştirdi.
"Bilmem ki"
"Sapıksın Yetka!" dedim şok olmuş şekilde
"Bana sapık diyene bak" ellerini belinde birleştirdi.
Tek kaşımı havaya kalırıp; "Ne demek istiyorsun?" dememle,
düşünür gibi yaptı ve aniden koşmaya başladı.
"Yetka! Seni döveceğim!"
Sesli bir kahkaha patlattı.Ondan nefret etmeme rağmen,kabul etmeliyim ki mükemmel bir görüntüye sahipti.
Mükemmel olan Yabancı,Yetka Poyrazoğlu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yabancı
RomanceMükemmel hayatınızı,karanlık kapladığınız düşünün. O karanlık kişi sizin geçmişiniz,çocukluk aşkınız. Yıllar önce ayrılıyorsunuz ama prensiniz sizi birgün bulacağına dair söz veriyor. Ve yıllar sonra,geçmişiniz geleceğinize bulaşıyor. Yetka ve Masal...