''Daha önce bana hiç kimsenin
söylemediği bir şekilde, beni sevdiğini söyle." dedi kadın.
"Dualarımdasın" diye cevap verdi adam.
Dövmeli kolların beni sıkı bir şekilde sarmaları sebebiyle gözlerimi araladım.
"Günaydın" diye fısıldayıp yanağıma öpücük konduran yabancıya göz ucuyla baktım.Bunu farketmiş olacak ki kıkırdadı.Başını boynuma gömüp;rahat bir uyku pozisyonu bulmaya çalıştı.
Dünkü kokusuna rağmen,şuan kış havası ve erkek parfümü karışımı kokuyordu.
"Dışardamıydın?" diye sorup yüzümü ona döndüm.
Sorum hoşuna gitmiş olmalı ki, gözlerinin kapalı olamasına rağmen yüzüne sinsi bir gülüş yerleştirdi.
"Noldu bebeğim?" dedi keyifli ses tonuyla, "Beni merak mı ediyorsun?"
Kaşlarımı çatıp "Hiçte bile" dedim.
Yataktan kalkmaya hazırlandığım sırada;bileğimi kavrayıp beni kendine sıkı bir şekilde kitledi.
"Napıyorsun be" dedim ellerimi omuzlarına koyup onu itmeye çalışarak.
"Napıyorsun be"
Birinin beni taklit etmesi en nefret ettiğim şeydi ve şuan Yetka bunu yapıyordu!
"Gıcık şey ya" dedim pes ederek.
"Gıcık şey ya" dedi tekrar beni taklit ederek.
"Kes şunu", yüzümü ekşi bir şey yemiş gibi bürüştürdum " Beni sinir ediyorsun".
"Sinir olunca ayrı bi' güzel oluyorsun" dedi göz kırparak.Çekici.. Eliyle tempo tutarak,"Hazırlan hadi,çıkıyoruz" dedi.
Nereye gideceğimizi soracağım sırada,"Kahvaltı yapacağız" diye cevap verdi sol elini ön cebine koyarak.
"Tamam" dedim sonundaki "M" harfini uzatarak.
Yanıma yaklaşıp;yanağımı öptükten sonra odandan çıktı.
Yüzümde aptal bir gülüş vardı,nedense mutluydum.Sanki tüm hayallerim gerçek olmuş gibi hissediyordum." Tühaf " diye fısıldadım kendi kendime dolaba doğru ilerleyerek.
Aşağa indiğimde Yetka salonda yoktu.Acaba bir yere mi gitmişti?
Mutfağa olabilir diye düşünürken Yetkanın güçlü kolları belime dolandı ve yanağıma sayısız öpücükler kondurmaya başladı.
"Harika görünüyorsun git değiş bence " dedi merduvenleri işaret ederek.
"Öylemi?" dedim tek kaşımı havaya kaldırıp.
Sol eliyle yüzünü kapatıp kahkaha attı.Lanet olsun çok tatlıydı!
" Gidelim mi? "
Başımı evet anlamında salladığımda parmakları parmaklarıma sahiplendi.Bu haraketine kıkırdamadan edemedim.
Kahvaltımızı etmiş,sokaklarda dolaşıyorduk.Yetka komik şeyler anlatıp gülmemi sağlıyordu.
"Eee prenses" dedi derin nefes alarak," Alışveriş yapmayı seviyormusun?"
"Evet,seviyorum"
"Iııımm" dedi düşünüyormüş gibi yaparak, "Ozaman alışveriş yapalım mı?"
"Inan bunu dediğine pişman olacaksın" dedim gülerek.Haklıydım pişman olacaktı.Benimle alışverişe gitmek zor işti,çok kararsız biriyim.
"Neden?"
"Ben çok zor beğenirim" dedim nefesimi dışarıya üfleyerek, "Bide kolay kolay karar vermem".
"Biliyorum" dedi beni şaşırtarak,"Küçükken pembe elbise ile mavi elbise arasında kalmıştın,annen mavinin daha yakıştığını söyleyerek onu almıştı.Eve gittiğinizde maviyi aldığına pişman olmuştün ve pembe elbiseye şuan onu almadığım için üzülmüştün diyerek ağlamaya başlamıştın".
Yetkayı şaşkınlıkla izliyordum.Dediği hiç birşeyi hatırlamıyordum,yinede kalbimdeki mutlu duygu kaybolarak boğazımda düğüm oluşmasını sağladı.
"Hatırlamıyorum" diye fısıldadığımda,bana sarılıp saçımı öptü.
"Eve dönelim mi?" dedi gözlerimin içine bakarak.
"Evet" dedim sadece.
"Ah be kızım" dedi Yetka kendini koltuğa atarak, "Ayaklarım tutmuyor"
Bu hali kahkaha atmamı sağladı.
"Neden be?" dedim kahkahalarımın sırasında.
"Altı saat boyunca hiç birşey beğenmedin"
Omuz sıkımakla yetindim.
"Benim uykum var" dedim merduvenlere doğru yürüyerek, "Uyuyacağım".
Tepki vermediğinde "Sanada iyi geceler" diye bağırdım.
Kahkaha attıp elini görüşürüz anlamında salladı.
Kendimi yatağa atıp;ellerimi başımın altına koydum.Buğün mutlu bir gün geçirmiştim.Kalbimi harika bir duygu sarıyordu ve bu iyi hissettiriyordu.Bir süre tavanı izledikten sonra aklıma Yeşim geldi,onu özlediğimi hissettim.Ondan çok uzaktaydım ve biz vedalaşmadan onu bırakmak zorunda kalmıştım.Yüzüm kızgın bir ifade aldı.Sonra da olan biteni hatırladım,neden burda olduğumu hala bilmiyordum.Yarın bu konuda Yetkayla konuşmam gerektiğine karar vererek kendimi uykuya teslim etmeyi denedim.
Neyazık ki uyuyamıyordum,tam iki saattir uyumaya çalışıyordum ama başaramıyordum.Bu sebeble yumuşak yatağıma yumruk geçirdim.
Yetkanın güzelliği aklımdan çıkmıyor, uyumamı engelliyordu.Her gözlerimi kapattığımda karşıma onun yüzü çıkıyordu ve bunu sinirimi bozduğuna kabullendim.
Yatağımdan kalkıp,Yetkanın odasısına gitmeye karar verdim.Odadan sessiz bir şekilde çıkıp;onun odasını aramaya başladım.Tüm kat-yada tüm ev diyelim- Yetkanın parfümü kokuyordu ve onun odasını seçmek zordu.Oflayıp elimi alınıma bastirdim.
"Bir sorun mu var?"
Omuzumun üstünden sesin geldiği yöne baktığımda yüzümde ki gülümsemeyi engelleyemedim.
"H-Hayır " dedim elimle hayır haraketini yaparak, "Sadece şe-"
"Sadece ne? " dedi kollarını ğöğünsünde birleştirerek.
Şimdi ne yapacağımı düşünürken dudağımı ısırdım.
"Gel buraya" dedi kollarını iki yana açtı.Hiç birşey demeden,bedenimin onun bedeninin arasında kaybolmasına izin verdim.
"Neden uyumuyorsun?" diye sordu düz sesiyle.
"Uykum yok"
"Hadi,odana.Uyuman gerek" dedi kızgınmış gibi.
"Istemiyorum"
"Odana" dedi kaşlarını çatıp;eliyle mor kapıyı işaret ederek.
"Ama istem-"
"Masal" dedi uyararak, "Beni sinir etme,uyu hemen".
Tamam diye fısıldadım.Kalbimi kırmıştı! Benimle uyuyabilirsin diyebilirdi!.Hiç birşey demeden odama girip;kapıyı sert bir şekilde kapattım.Yatağıma yatıp;yastığıma sıkıca sarıldım.
"Salak ya,salak!" diye mırıldandım kafamı yastığa gömerek.
"Masal!Uyu!" diye bağırdı Yetkacığım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yabancı
RomanceMükemmel hayatınızı,karanlık kapladığınız düşünün. O karanlık kişi sizin geçmişiniz,çocukluk aşkınız. Yıllar önce ayrılıyorsunuz ama prensiniz sizi birgün bulacağına dair söz veriyor. Ve yıllar sonra,geçmişiniz geleceğinize bulaşıyor. Yetka ve Masal...