"Prenses?"dedi babam enişeli sesiyle, "Neden ağlıyorsun bitanem?".
"Babacığım", elimin tersiyle göz yaşlarımı sildim,"Gitmek zorundamıyız?Ben evimizi seviyorum,arkadaşlarımı seviyorum,lütfen eve dönelim".
Annem,mavi gözlerini benim gözlerime sabitledi,narin eliyle;yumuşak yanağımı okşadı.
"Hayatım"diye fısıldadı kusursuz sesiyle,"Bizde evimizi seviyoruz ama inan buna mecburuz.Senin iyliğin için,sana iyi bir hayat için burayı bırakıp gitmemiz gerekiyor"."Iyi bir hayat için sevdiklerimizi bırakmamız mı gerekiyor?" diye sordum ağlamaktan yorulmuş sesimle.
"Aslında,bazen gerekiyor" dedi annem.
"Ama ben onu çok özleyeceğim"
"Bir gün yine beraber olacaksınız meleğim" dedi annem sıcak gülüşüyle.
Saatlerdir arabada sessizlik vardı,ne annem,ne babam, ne de ben.Hiçbirimiz konuşmuyorduk.Babam arabayı sürmekten yorulmuş olmalıydı,annemse uyumştu.
Bir süre sonra babam uyuklamaya başlamıştı,oysa ki annem hala uyuyordu.
"Baba" dedim uyarı dolu sesimle, "Uyumaman gerek"."Haklısın prenses".
Babamın oynayından sonra bebeklerimle oynamaya devam etim.
Ve aniden korna sesi duyuldu,çığlıklar ve lastik sesleri..Nefes nefese uyanıdım.Çığlığım tüm odayı kaplarken;Yetka içeriye girdi.
Korkmuş görünüyordu.
"Masal?" dedi telaşlı sesiyle, "Iyimisin?"
Hiç birşey diyemeden,şidettli bir şekilde ağlamaya başladım.
"Yine aynı rüya" ağzımdan çıkan hıçkırıya engel olamadam.
Yetka hızlı bir şekilde yanıma gelip;titereyen bedenime sıkı bir şekilde sarıldı.
"Geçti" dedi güven veren sesiyle, "Sadece rüyaydı,burdasın,yanımdasın".
Kendini benden ayırıp gözlerimin içine baktı,tam bişey diyecekken;sözlerini yuttu ve hiçbişey demeden odadan çıktı.
Güneş doğalı yarım saat olmuştu ve ben herzamanki gibi rüya sonrası hiç uyumamıştım.Gördüğüm o rüya uykularıma engel oluyordu.
Kukla gibi;yatağımda yatmış hiç kıpırdamıyordum.Düşüncelerim boştu ve rüyanın etkisi hala üzerimden kalkmamıştı.Tüm gün bu odadan çıkmamakta kararlıydım.Yataktan kalkıp;pencereye doğru ilerledim.Çocuklar evin önündeki parkta oyunuyordu,kuşların şarkısı heryerde yankılanıyordu ve bu yüzümde tebessum olmuşmasını sağladı.Yetka nerede diye düşünürken gördüğüm manzarayla kaşlarımı çattım.Kendisi siyahlarda giyinmiş,arabasına binmeye hazırlanıyordu.Kapıyı sert bir şekilde kapatıp;görüş alanımdan hızla uzaklaştı.Omuzlarımı sıkıp kendimi yatağa attığımda uykumun geldiğini fark ettim.Ve bu fırsatı kaçırmamam gerektiğini düşünerek kendimi uykuya teslim ettim.
Uyandığımda halsiz hissetiyordum ve midem bulanıyordu.Saat e baktığımda geç olduğunu fark ettim.Tamtamına altı saat uyumuşum ve hâlâ uyumak istemediğimi söyleyemezdim.Bugün hiçbirşey yememiştim ve biraz acıkmıştım ama yine de yatağımdan kalkmamayı tercih ettim.
Evde kimse yok gibi hissediyorum.Heryer sessizdi.Yetka hâlâ yoktu...Beni aramamıştı,sormamıştı.
Hayal kurmayı denedim ama aklıma Yeşim geldi.Benim biricik arkadaşım.Acaba nasıldı,neredeydi?Beni merak etmişmidir?Yokluğumu fark etmişmidir? Özlüyormuydur?
Düşüncelerimin arasında tanıdık bir ses tonu duyuldu.
"Masal!"
Yetka gelmişti..
Kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyordu ve sebebini bilmiyorum ama heycanlanmıştım.
Hızla merduvenleri inip,Yetkanın sesinin geldiği yönü bulmaya çalıştım."Masal!"
Ses mutfaktan geliyordu.
Kapıyı açtığımda,yüzümde ki gülümseme soldu ve..kalbimi korku kapladı.Geciktiğim için hepinizden özür dilerim. 3 bölüm yazdım ve hepisini paylaşmak için sabırsızlanıyorum!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yabancı
RomanceMükemmel hayatınızı,karanlık kapladığınız düşünün. O karanlık kişi sizin geçmişiniz,çocukluk aşkınız. Yıllar önce ayrılıyorsunuz ama prensiniz sizi birgün bulacağına dair söz veriyor. Ve yıllar sonra,geçmişiniz geleceğinize bulaşıyor. Yetka ve Masal...