4

619 86 271
                                    

"İsim ve iş" dedim tıklatılan kapıya kafamı çevirerek

Helena kafasını dosyadan kaldırmış gözlüklerini indirerek kafasını kapıya çevirmişti.

Her zaman olduğu gibi tetikte bekliyor ve gelenin bana fazla yaklaşmamasını sağlıyordu.

"Onbaşı, ben Emma.. çayınızı getirdim"

Şakaklarımda elimi gezdirip "gir içeri" dedim. Şu an bir masaja hayır demezdim ve bunu yapabilen tek kişi olan Emily'i de zarar görmemesi için ailesinin yanına göndermiştim.

Emma kapıyı açıp gülümseyerek içeri girdi. "Size de bir fincan hazırladım dedektif White ama nasıl içtiğinizi bilmediğimden sade yaptım ve belki kullanırsınız diye şeker de getirdim"

"Teşekkür ederim Emma, çok naziksin"

Helena'nın rahatlatıcı ses tonu ile gözlerimi kırpıştırıp ona baktım. O cidden de şartlara rağmen nazik ve saygılı biriydi.

Emma elindeki tepsiyi masaya bırakıp ''rica ederim" diyerek odadan çıktı.

"Fazla neşeliydi"

Helena elindeki dosyayı masamda açık bir şekilde bekleyen haritanın üzerine bırakıp bana yaklaştı. Sol elini oturduğum sandalyenin arkasına yaslayıp öne doğru eğilerek notu işaret etti.

"Son mesajında yoluma çıkan herkesi öldürürüm diyor ve tam olarak-"

"Burada" dedik aynı anda ve elimizi hızlıca haritanın bir köşesine götürdük.

Kafamı yana çevirip kaldırarak onun yan profilini inceledim. Bir buçuk haftadır aynı ortamda bunlarla uğraşıyorduk ve yeterince dinlenemiyordu.

Ayrıca daha fazla ceset bulmaya başlamıştık. Yeni değildi, cesetlerin çürümeye yakın olduğunu hesaba katarak eski öldürdüklerini bize yollayıp gözümüzü korkutuyordu.

"Dinlenmeye ne dersin Helena?"

Haritadaki kafasını bana doğru çevirip gözlerini kırpıştırdı.

Mavi gözlerinin altındaki şişlik ne kadar yorgun olduğunun göstergesiydi.

"Bu vakayı bitirdikten sonra yeterince dinleneceğim Bay Levi. En zorlandığım vaka kesinlikle bu ve uzun bir tatile çıkacağım"

Bir şey demeyip çayımı tutarak bir yudum aldım.

"Bu vakadan sonra ne yapacaksınız Bay Levi? Sonunda rahat bir nefes vermiş olacaksınız"

"Rahat mı? Kafamın içinin nasıl olduğunu tahmin edemezsin Helena. Uyuyamıyordum ve artık hiç uyuyamıyorum neden biliyor musun? Korkuyorum!"

Bağırışımla eğildiği masadan doğrulup tepeden bana baktı.

"Fazla sakin yaklaştığınızı sanırdım olaya Bay Levi ama çok gerginmişsiniz"

"Sadece Levi diyebilirsin ayrıca soğukkanlılığımı korumam lazımdı ben korktuğumu belli edersem ne olurdu düşünebiliyor musun? İnsanlığın En Güçlü Askeri bir seri katilden ölesiye korkuyor derlerdi"

Dedektif - Levi AckermanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin