"Tamam! Dur! Söyleyeceğim nerede olduğunu!" Nadia yumruk atmak için kaldırdığı elini indirip konuşmasını bekledi.
Karşısındaki ise yan tarafa tükürüp ağzındaki kanı etrafa bulaştırırken derin nefesler almaya başladı. Nadia'nın eline düştüğü için kendine lanetler okuyordu.
Nadia ona iğrenerek bakıp elindeki kanlı sargıyı değiştirmek için ondan uzaklaştı. Bir eli Emily yüzünden baltayla yarıldığından onu kullanamamak kendisini yoruyordu ve ayrıca elini hissetmemeye başlamıştı.
"Yarım saat önce de aynısını dedin ama hiç konuşmadın. Anlıyorum ki fiziksel acı seni etkilemiyor"
Sargıyı çıkarıp yandaki demir kovanın içine atıp yenilerine uzandı.
"Evet, konuşuyor musun? Ağzın ve gözün resmen yer değiştirdi ve ben şu ana kadar aklıma sadece Helena'yı getirerek seni dövdüm"
Yaralı adam kafasını kaldırıp bir kez daha ağzındaki kanı tükürdü.
"Lillian'ı düşünerek dövsen ne olurdu ki?"
Nadia'nın bakışları yavaşça kendine döndü. "Ölmek için yalvaracak konuma gelirdin ama ben en büyük kötülüğü yapıp seni öylece bırakırdım ama merak etme Valeria denen kadını Lillian'ı düşünerek benzeteceğim"
Sargıları sarmayı bitirdiğinde elini terli ensesine attı.
"Terledim, kapıyı açacağım"
Kapıyı açarken dışarıda korku dolu gözlerle kendisine bakan askerleri boş verip geri adamın yanına döndü.
"Valeria beni yaşatmaz.. karım ve çocuğum var"
"Karın ve çocuğun var ve bu pis işlere bulaşıyorsun!"
"Sizin için en iyi seçenek o kadının o adamla yaşama-"
Nadia yumruğunu adamın karnına geçirip şiddetle öksürmesine sebep olurken sandalyesine tekme atarak yere düşürdü.
"İzin vermeyeceğim diyorum, bitecek bu vaka! Çok kayıp verdik ve vermeye de devam edeceğiz!"
Sandalyeye geri uzanıp kolayca adamı yerden kaldırdı.
"O kadın beni öldürebilirdi ama neden dizime-"
"Bunu soracak kadar aptal mısın? Lillian zeki bir kadın, senin o kadının nerede olduğunu bildiğini düşünmüştür ve kaçmaman için kurşunu diz kapağına sıkmıştır"
"Sen tek kaldın demek.. ne yazık"
"Bana acıma konumunda değilsin.. konuşman beni sadece sinirlendirir"
Adam kahkaha atarken Nadia kalçasını masaya yaslayıp susmasını bekledi.
"Tek gözün nerede Nadia? Ölümün korktuğu kadın bu hallere mi düştü?"
Kapı kenarında bekleyen Mike ve Hange askerlere gitmesini işaret etti.
"Karın ve çocuğun vardı değil mi? Beni yeterince tanımıyorsun anladığım kadarıyla.. eh, ben onları buraya getirttirerek gözlerinin önünde işkence edecek kadar gaddar biriyim. Fiziksel acı seni konuşturmuyorsa en iyi yöntem psikolojik şiddettir."
Adam moraran gözlerini zar zor açıp Nadia'ya baktı.
"Yalan söylemiyorum ve çok ciddiyim. Ev adresini öğrenmem yarım saatimi alır, onların buraya gelmesi de bir saati alsa üstüne saatlerdir beni oyalaman gelirse.."
Nadia bir ıslık çaldı. "Bence karının tırnaklarını sökerken attığı çığlıklar daha iyi bir kafayla düşünmeni sağlar"
"Sen çıldırmışsın"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dedektif - Levi Ackerman
Fanfiction𝙻𝚎𝚟𝚒 𝙰𝚌𝚔𝚎𝚛𝚖𝚊𝚗 𝚇 𝚈𝚊𝚗𝚍𝚎𝚛𝚎!𝙾𝙲 Levi başında titanlar gibi bir sorun yokmuş gibi bir de kendisiyle uğraşan bir katille uğraşıyordu. İletişimde olduğu askerlerin sırayla ölmesi üzerine şüphelenen Erwin, eski arkadaşı Helena ve ekibin...