Taegguk • Yoonmin • Namjin • Yugseok
Kim Seok Jin sadece, 3 oğlu ile Seul'de yaşama kararı almıştı.
2 oğluyla yaşayan Kim Namjoon ile kapı komşusu olmalarıyla ise, iki ailenin hayatı da çok farklı yerlere doğru yol aldı.
"Sanırım oğullarımız birbir...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kurtar beni...
•
•
•
Genç adam yatağın ayak ucuna oturmuş bir şekilde öylece karşısında kalan aynaya baktığı sırada banyodan çıkan ve elindeki havlu ile saçlarını kurulayarak kendisine yaklaşan beden yanına gelip sessizce oturdu.
"Ne düşünüyorsun?"
Namjoon gözlerini aynadan çekip yanına oturan adama baktı ve derin bir nefes alarak omuz silkti.
"İş ile ilgili birkaç şey, önemsiz boşver."
Geç saatlerde biten kutlama ile hepsi kendini eve zar zor atmıştı. Yoongi bu gece büyük sürpriz yapmıştı bütün aileye ve hepsi, Jimin'e evlenme teklifi etmesine şaşırmıştı. Jin ise hâlâ kendisine baba dediği kısımda takılı kalmıştı.
Ve o an fark etmişti ki, Bay Min'in ortaya çıkmasını bu kadar kafaya takması korkudandı. Zaten, hiçbir zaman Yoongi'yi seçim yapmak zorunda bırakmamışlardı. Dışarıdan bakan biri bile bunu gayet rahat bir şekilde anlardı. İki tarafta Yoongi'yi kendi haline bırakmış, nasıl isterse öyle davranmasını istemişti.
Ama Yoongi, Bay Min'e her adım attığında Jin kafayı yiyecek gibi oluyordu ve şimdi, kendisine baba diyen oğlu ile, artık ne olursa olsun eskisi gibi takıntılı davranmayacağının farkındaydı.
Yoongi'nin kendisini silip atmayacağına emin olmuştu. Aynı zamanda oğlu için ne kadar değerli bir yere sahip olduğunu da anlamıştı bu gece.
Jin bu geceden sonra, Yoongi ile Bay Min arasındaki ufak yaklaşımlara hastalıklı bir zihniyet ile bakmayacak, daha sağlıklı hareketler sergileyecekti. Ve buna sebep olan tek şey, yıllardır oğlundan duymayı hayal ettiği tek bir baba kelimesiydi.
Elindeki havluyu bırakıp elini eşinin dizine koydu ve hafif kısık sesle konuştu.
"Çete ile mi ilgili?"
Namjoon önüne dönerek kafasını yere eğdi ve dakikalardır zihninde dönüp duran, beynini kemiren düşünceler ile araladı dudaklarını.
"Asla durmuyorlar Jin. Ne soygunları bitiyor, ne de adam öldürmeleri. Geçen gece tam 4 polisi öldürdüler. Bir gecede 4 polis, aklın alıyor mu? Bunun her gecesini düşünsene. Ben 1 haftada 27-28 meslektaşımı kaybediyorum."
