Multi; Ela Demir
Keyifli Okumalar!
----------------------------
Ela Demir'den;
Kafeden çıktığımda eve dönmeye karar vermiştim, ama sonradan fikrimi değiştirdim ve Asu'ya gitmeye karar verdim. Olanları anlatmalıydım, birbirmize herşeyi anlatırdık. Sonuçta çok yakındık.
Biz Asu'yla aramızda kan bağı olmamasına rağmen kardeş gibi değil, kardeştik. Birbirimizi öyle görürdük. Ben ona sürtük derdim o bana lubunya derdi, ilişkimiz birbirmize hakaret etmemize bağlıydı, eğer birbirmiz ile konuşurken en ufak bir argo bile kullanmıyorsak o gün gerçekten kötü bir şey olmuş demekti, o derece...( yazar burada birine gönderme yapıyor, anlayan anladı ;))
Asu'nun evde olup olmadığından emin olmak için onu arayıp evde olduğundan emin olmuştum. Şimdiyse eve geldiğim halde geldiğim yoldan dönerek aheste adımlarla Asu'nun evine yürüyordum.
Yürürken aynı zamanda düşünüyordum; Murat neden bir anda bana çıkma teklif etmişti anlamamıştım. Onunla dershaneye başladığım ilk zamanlardan beri, yaklaşık bir senedir arkadaştık, kantinde üzerine kahve döküp onu haşlamam sonucu tanışmıştık ve o zamandan beri arkadaştık, benden iki yaş büyüktü ve annesi gibi doktor olmak, tıp kazanmak istiyordu. Bu yüzden mezuna kalmıştı.
Ona psikolojik olarak destek olmuştum ama hiçbir zaman arkadaşlık sınırlarını aşıp yakın davranmamıştım.
Onun da bana o gözle baktığını düşünmezdim ama sanırım o benim hareketlerimi yanlış yorumlaşmıştı.
Salaksın kızım, gül gibi çocuğu reddettin resmen! Hem doktor olcaktı o, sen de doktor sevgilisi, hatta belki ilerde karısı, evinin kadını, çocuklarının ana- Kes sesini!
Tanrım bu iç sesimi satmam mümkün müydü?!
Çünkü benim işime yaramıyordu ve aynı zamanda beni sinir ediyordu! Satarsam en azından cebime üç beş kuruş para girerdi...
Noldu içses, bi sustun? Aferim, böyle akıllı ol.
Keşke öyle kalsaydık, ama benden hoşlandığını bile bile benimle hiçbir şey olmamış gibi benimle arkadaşça ilişki yürütebileceğine inanmıyordum, çünkü gerçekten ısrarcı biriydi, hayır dediğinizde evet dedirtmek için kırk takla atardı.
Murat iyi bir çocuktu aslında hoştu, hani babyface derler ya, suratı falan aynen ondandı işte.
Ama onu sadece arkadaşım olarak görüyordum.Sırf yakışıklı diye arkadaşım dediğim kişiyle sevgili olacak değildim. Bu yüzden onu kafede, düşünmeden bu konuyu bir daha açmaması için kesin bir dille uyarıp oradan adeta uçarak uzaklaşmıştım.
Hem benim hiç sevgilim olmamıştı, sevgimi nasıl hissettiririm, sevgililik nedir en ufak bir fikrim yoktu ve eğer biriyle sevgili olsaydım kesinlikle ilişkinin odunu ben olur, bütün romantizmin daima içine ederdim.
Asu'nun evine geldiğimde düşüncelerimi kafamdan atmadan kapıyı çaldım ve açmasını bekledim. Kapı açıldığında üzerinde tavşanlı pijamalı bir Asu duruyordu karşımda, hala üzerini değiştirmemişti bu kızın üşengeçliği beni benden alıyordu, üşengeçlikte beni bile bakın buraya dikkat edin beni bile! geçmişti bu kız.
Bu pijamanın aynısından bende de vardı hatta beraber almıştık. Onu incelemeyi kestim ve içeri girip ayakkabılarımı çıkardım ayakkabılığa koymaya üşendiğim için çıkardığım yerde bırakıp direkt Asu'nun odasına ilerledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİLAT
General FictionSahibinin bile orda olduğunu unuttuğu, kendini hatırlatmayı isteyen bir adamın kalbi Adam inanmıyordu bir kalbinin olduğuna, biri için atabileceğine Ta ki Ela'yı görene kadar...