Sahibinin bile orda olduğunu unuttuğu, kendini hatırlatmayı isteyen bir adamın kalbi
Adam inanmıyordu bir kalbinin olduğuna, biri için atabileceğine
Ta ki Ela'yı görene kadar...
{Geçen bölüm söylemeyi unuttum; 7. Bölüm multisine koyduğum mercedes araba: Bölüm sonunda Aslan ve Ela'nın uçak deposudan ayrılırkenki bindiği araba. :/}
Bölüm sonundaki soruları cevaplamayan götüne bb desin!!31?!31??!! ( Pıçak emojisi & su tabancası emojisi)
Keyifli okumalar!
------------------------------------
Gözüm arabadaki saate kaydı; 04.12. O depodan çıktığımızdan beri, yani yaklaşık 20 dakikadır yoldayız. Ve neden?
Ben gecenin bu saatinde bu adamla yolda ne yapıyorum Allah aşkına? Ve bu adam benim elimi neden bırakmıyor?
Yola çıktığımızdan beri sağ elinin parmakları sol elimin parmaklarıyla iç içe geçmiş, mengene gibi tutmuş ve yapuş yupuş ter olmasına rağmen bırakmayıp dakika başı elimi öpüyordu. Zaten elim onun elinin içinde yok oluyordu resmen, sinirlerim bozuldu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
[Bu fotoğraf Aslan ve Ela'nın eli değil. Sadece temsili.]
Yanımda o adam arabayı hızlı bir şekilde sürüyor ve ben nereye gittiğimizi bilmiyorum, gerçi adını bile bilmiyorum. Merak da etmiyorum zaten. Emin misin bebeğim?
Bi düşüneyim...
Değilim.
''Adın ne?''
Yamuk, serseri ve ufak bir tebessümle cevapladı;
''Aslan, ama sen istersen sevgilim de diyebi- ya da vazgeçtim, adımı senin o eşsiz sesinden duymak nasıl bir his merak ediyorum. Evet, evet evet sen bana direkt Aslan de.''
Ne diyordu ya bu adam? Aslan.. Belli, adı gibi güçlü kuvve- Ya sen neden susmuyorsun ?!
''Saçmalama artık, ne sevgilisi?! Sen benim sevgilim değilsin! Hem şu elimi de bırak artık!''
Bana yandan bir bakış attı ve gözümün içine baka baka tutmayı bırakmadığı elimi öptü.
''Ben bu eli tutmak için bir yıldır bekliyorum, asla bırakmam.''
Derin bir nefes alıp verdim, sakin olmaya çalışıyordum. Hem eğer sakin olursam onunla konuşabileceğimizi umuyordum.
Sanırım aradan yaklaşık bir beş dakika geçtikten sonra, konuştum;
