Sümsük kuzenimiz Zeynep.
Küçükken bunu hep yolarrım çünkü oyuncaklarımı kırardı. Onu pas geçip babamın yanına gitmemle hemen sıkıca sarıldım.
"İyi misin babacım?"
Kafasını salladığında "İyiyim güzel kızım, sen neden hala burdasın?" dedi.
Gülmemle "Neden olmayayım?" dedim.
Sümsük Zeynep araya girip "Ee gidiyorsun ya sen canım." dedi.
İç çekmemle ablama baktım. "Hadi İpek."
Hemen yanına gitmemle odanın kapısınıda kapadım. "Nereye gidiyormuşum?"
Ablam kollarını bağlayıp "İpek zaten girmen gereken sınavların var orda. Uçak bir saate kalkıyor, eşyalarında hazır. Hadi." dedi.
Kafamı sallayıp "Hayır ya Yeray ile vedalaşmadım daha, ya ben gitmek istemiyorum!" dedim bağırarak.
"Sana sormadım gidiyorsun dedim sana! Hadi bırakıcaz seni." dedi sesini yükselterek.
Gözümden yaşlar akarken "Ya neden hayatıma burnunu sokuyorsun sen?! Nefret edilesisin!" dedim bağırarak.Yanından uzaklaşırken koşarak aşağıya indim. Dolu gözlerimle etrafıma bakarken Ecmel'i aradım. Onu göremezken hemen elim telefonuma gitti. Aniden elimden düşmesi ile kapanırken hemen yere eğildim. Açmaya çalışırken açılmaması ise delirmem için bilmem kaçıncı sebepti.
Ablam yanıma geldiğinde "İpek bir süre dayanmak zorundasın!" dedi.
Ağlamam hızlanırken bundansa kaçışım olmadığını anlamak zor olmadı..
..
Mavişim: İpek?
Mavişim: Eve geçmek zorunda kaldım birkaç işim var.
Mavişim: Nerdesin hala sen? (13:10)
Mavişim: Telefonunda kapalı (15:01)
Mavişim: Niye haber vermeden gidiyorsun? (17:19)
Mavişim: Hala yoksun
..
Kaçamadım.
Ne yaşanacaklardan ne de gitmekten. Çoktan gelmiştim bense saatlerdir odamda ağlıyordum. Telefonum kırılmış Yeray'a haber bile verememiştim.
Ecmel..
Kim bilir ne düşünüyordur..
Yataktan çıkmamla kalkıp aynada kendime baktım. Gözlerimi silmemle banyoya girip elimi yüzümü yıkadım. Noel haftası olduğu için okul yoktu.
Ocakta ise sınavlarım.
Aşşağıya inmemle annem hala salondaydı. Babamsa iyileşince gelecekti.
Direkt mutfağa girmemle sıkıntı ile dolapları karıştırdım. Tek bir abur cubur bulamazken sinirle çıktım. Montumu giyip cüzdanımı almamla evden çıktım.
Önce acele ile telefonu yaptıracağım yere bıraktım. Markete girmemle bir araba alıp abur cuburlara yöneldim. Aptal gibi ağlayarak cipsleri arabaya attım.
..
Saatlerdir abur cuburlarımı yerken tavanla bakışıyordum. Annem odaya dalması ile elinde telefonunu uzattı ve çıktı. Hemen bakmamla Yeray olması gülümseyerek konuştum.
"Naber zilli?"
"İpek! Nerdesin lan sen? Ne kadar korktum varya! Ya kalbimin götümde attığını hissediyorum. Dünden beri nerdesin?!"
Telaşlı sesine karşılık "Sakin ol iyiyim ben. Geei dönmek zorunda kaldım annemler yüzünden. Telefonumda kırıldı. Merak etme sen kuzum." dedim.
"Tamam. Off olmadı böyle de. Özlüyorum seni lan! Bir sen varsın."
Ağlarken uzanıp "Üzülme sen kuşum. Ben gelicem merak etme." dedim.
Onu ikna etmemle kapatıp telefonu aşağı bıraktım. Odama geri gelmemle laptopumu alıp yatağa geçtim. Whatsap'a girmeyi denerken olmuyordu. Aptal bir kod istiyordu ve ben hattımı telefonda unutmuştum. İki gün sonra alacaktım ayrıca.
Ecmel'in instagramı da yoktu ki. Kahretsin!
Sıkıntı ile cipslerime dönmemle yemeye devam ettim. Tek yapacağım telefonumu beklemekti.
..
Mavişim: İpek
Mavişim: Hala yoksun
Mavişim: Bir şey olduğuna eminim.
Mavişim: Geri yazacağınıda biliyorum.
Mavişim: Ne olduysa hemen dön kıvırcık
Mavişim: Ben beklerim.
Mavişim: Ama iyi misin değil misin merak ediyorum.
Mavişim: Hemen gel kıvırcık..
..
Mavişim: Hala yoksun
Mavişim: Ve ben seni daha yeni bulmuşken
Mavişim: Senin istemeyeceğini bildiğimden ablana sormuyorum.
Mavişim: Doğu'da bilmiyor.
Mavişim: Yine diyorum
Mavişim: Hemen gel kıvırcık..
..
Ufak bir geçiş bölümüydü.
Vote pls.
29.06.21
17.10
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ocean Eyes / Texting ARA VERİLDİ
Genç Kız EdebiyatıBilinmeyen Numara: I've been watching you for some time Bir zamandır seni seyrediyorum Bilinmeyen Numara: Can't stop staring at those ocean eyes Okyanus gözlerine bakmaya doyamıyorum Bilinmeyen Numara: Burning cities and napalm skies Yanan şehirler...