ÖS 3. Bölüm

146 11 0
                                    


Danny'nin ağzından~

Yeniden pazartesiydi.
Tamam notlarım iyi olabilirdi ama kimse gibi bende pazartesileri sevmiyordum. Çünkü yataktan kalkmama rağmen hala gözlerimi açamıyordum. Emma fark etmiş olacakki koluma bir çimdik attı.
"Bu acıttı."
"Sevindim hadi yine geç kalıcaksın."
Haklıydı her sabah geç kalıyordum. Üstümü giydim çantamı tek koluma taktım. Annem yine kahvaltı hazırlamıştı.
"Oğlum ayakta yeme, otur doğru düzgün karnını doyur."
"Annecim ben kaçtım." dedim ağzım doluyken. Dememle Emma'nın 'iğrençsin' demesi bir oldu.
"Çok naziksiniz hanımefendi."

******

"Gençler yeter bu kadar sohbet derse odaklanın." Dedi sevimsiz kadın. Sürekli beni tahtaya kaldırıyordu. Ben zaten biliyorum geç başkalarını kaldır.
Yine.
"Danny gel çöz bu problemi."
Kalktım elinden tebeşiri aldım. Kadının yüzüne bakmak istemiyordum açıkçası; o kadar yakından. Soruyu çözüp tebeşiri tahtanın kenarına bıraktım, oturdum. Ters ters baktı ama bir şey demedi.
Zil çaldığında arkadaşım yanıma geldi.
"Danny kahvaltı yaptın mı?"
"Hayır Andrew, kurt gibi açım hadi kantine inelim."

Sınıfımız da farklı bir kız vardı. Merdivenlerden inerken onu düşünüyordum. Neden bilmem ama onu düşünmeme engel olamıyordum. Garip bir duyguydu bu... Aşk değil farklı bir şeydi.
Kantinde onun olduğu masanın önündeki masaya doğru yönelince Andrew'de beni takip etti. Karşımda oturuyordu. Andrew fark etti mi acaba Callie'ye baktığımı diye düşünürken, kafasını bana doğru yaklaştırdı bir sır vercekmiş gibi;
"Danny sen Callie'yi mi kesiyorsun lan." Dedi gülmemeye çalışıyordu ama omuzları ona ihanet ediyordu. Andrew anladıysa Callie de anlamıştır heralde diye düşündüm. Kızla hiç konuşmamıştım ama yanında 2 erkek vardı. Hep onlarla takılıyordu, hiç yanında kız görmedim. Soğuk biriydi, bakışları farklıydı; sıkılmış, bıkkın bakıyordu. Biraz da farklı.. ne

Danny fazla taktın bu kızı kafana.

*****

Callie'nin ağzından~

Aov Danny bana mı bakıyordu?
Yine kendimle konuşuyorum ya benim gibi itici biri görmemiştir hayatında heralde, ondan bakıyordur. Beni gerçek Callie gibi tanımasını isterdim ama ben bir yer değiştirendim. Onunla çok yakınlaşırsam farklı şeyler sezebilirdi. Aslında sadece onla değil biri ile çok takılırsam o 'biri' de sezerdi. Çünkü kendimi çok kaptırınca... Herşeyi anlatıyorum. İşte böyle saçma sapan gereksiz bir varlıktım. 2 tane çok yakın arkadaşım vardı. Ron ve Ian. Evet çok yakın dedim. Ama onlar anlamayacak kadar saflardı. Zaten diğer kızları kesmekten bendeki farklılıkları seçmeye vakitleri yoktu. O yüzden seviyordum zaten onları..

Hiç kız arkadaşım yoktu. En azından bu okulda. Ah şimdi sürtük diye geçirmeyin içinizden; bu okuldaki kızlar normal olsa onlarla takılacaktım ama.

Saçma sapan mini etekler,destekli südyenler,erkeklere yalakalık yapmalar falan...
Aman benden ırak erkeklere yakın olsunlar, ben böyle iyiyim.
Ah evet Danny diyordum. Alex yine onun yanına gidiyor, ve bir yalaka daha.
Çocuk ne güzel bana bakıyordu işte hemen bozun zaten.

Bana bakıyordu diyorum ama 'Callie ne bu heyecan? Gizemli bir kız gibi davranan sensin tabi bakar.'
Kendime çeki düzen vermeliydim.

****

"Callie okul çıkışı sinemaya gidicez gelcen mi?"
"Ron yuh ne kadar öküzsün ya?" dedim parmaklarımı kaldırıp hayali tırnak işareti yaparken.
"Naz yapma tamam, geliceksin değil mi? Sensiz tadı çıkmıyor. Bak bu aralar çok ekiyorsun bizi biri varda bize mi söylemiyorsun?"
Yine takıntılı Ron yine tripler..
"Hayır. Yorgunum ders çalışacağım sınav haftası yaklaşıyor."
"3 hafta var daha!" dedi, sitemli bir bakış atarak.
"Geç algılıyorum olamaz mı?"
"Çıkar kokusu yakında üstelemiceğim. Regl mi oldun yoksa?" Dedi. Pis pis sırıttı. Salak.
"Ben gidiyorum.'' deyip ayağı kalktım.
"Şaka yaptım la alınmadın değil mi?" diye bağırdı arkamdan. Rezil ya bir insan bu kadar mı odun olur. Evde kalır bu cidden yani.

"Merhaba Callie." dedi yanımda birini hissettim. Danny mi? Bana merhaba dedi. Bana! Callie istifini bozma kızım sakin ol.
"Merhaba."
"Biraz yürüyelim mi? Aynı yoldan gidiyoruz sanırım."
"Olur."
Biraz konuştuk derslerden falan.
Sonra bana karşımıza çıkan yol ayrımından köprüyü gösterdi.

Hep korkmuşumdur bu köprüden; çakıl taşları vardı. Altında eskiden sanırım bir nehir varmış şimdi sadece bataklık otları var.

"Ben burdan gidiyorum."
"Nasıl yani Roswell sokağında mu oturuyorsun?"
"Evet neden bu kadar şaşırdın?"
Şuan testerenin klasik müziği çalıyordu aklımda.
"Callie iyi misin?"
"Ah evet.. Şaşırmadım sadece.. Evlerimiz yakınmış onu diyecektim."
"Sevindim görüşürüz." dedi gülümseyerek.

Roswell.
Annemin küçükken girmemi kesinlikle yasakladığı sokak.
Orda sadece Kutsanmışların yaşadığını söylemişti. ama bu 7 sene önceydi. Ama eğer hala geçerliyse Danny bir Kutsanmış'mıydı!
Yok canım! Daha neler.
Kutsanmış olsa benim bir Yer değiştiren olduğumu anlardı.
Amma kuruntu yaptın Callie.
Ama gidince anneme çaktırmadan sormalıydım. Ya biliyorsa benim Yer değiştiren olduğumu, doğru ya neden bana baksınki. Belki de anladığı için süzüyordur beni.
Eğer öyleyse bu kötüydü.

Ölü Sırlar-AskıdaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin